Silivri ve 'Asrın Rüyası!'

06 Ağustos 2013 Salı

Gazetelere bakarken kanım dondu.
“Silivri’de karar günü” haberi, ana akım medyada dün neredeyse kibrit kutusu büyüklüğüne indirgenip, sayfanın en altına saklanmıştı…
Manşetler bir merkezden atılmış gibi aynıydı:
“Tarihi yolculuk”, “Boğaz altından ilk tren geçti”, “Boğaz’da tarihi an: 4 dakika”…
Fotoğraflar, tek elden servis edilmiş gibi gene bir örnekti; tüm gazetelerin tepesinde Başbakan
Erdoğan’ın makinist kompartımanındaki pozu yerleştirilmişti: Başbakan, yeraltında, zifiri karanlık bir tünelde yol alan bir treni sürüyor.
Şef makinist fotoğrafının yanı başında da şu sözler dikkat çekiyor:
“Erdoğan, yapımı 1860’da gündeme gelen ‘Asrın Rüyası’ Marmaray’ın ilk sürüşünü yaptı!”
Tam dedim, bu, eğer
“tramvay” değilse.. “tren demokrasisinin” resmidir!
Diğer deyişle Gezi’nin penguen skandalının başka versiyonuyla karşı karşıyayız…

\n

Sözün bittiği yer

\n

Tarihi duruşmanın karar gününde; ülkenin tüm büyük gazeteleri; manşette sadece rejim propagandası, hatta rejim propagandası da değil, “şef makinist propagandasına” yer ayırabilmiş…
Rastlantıya yer bırakmayacak şekilde, her şey günü ve saatiyle belli ki çok önceden inceden inceye hesaplanmış…
Gazetecilere, rektörlere, profesörlere, generallere.. akıl hafsala almayan yüzyıllık cezalar, ağırlaştırılmış müebbetler yağarken;
“Asrın Rüyası” şapkadan çıkartılıyor ve kamuoyuna toz pembe “1860’tan beri düşlenen hayal gerçekleşiyor!” propagandası pompalanıyor…
Silivri’de insanlar gaz bombasıyla tarlalarda kovalanır, davayı izlemek isteyenlere karşı insafsız barikatlar kurulurken; ana akım medya karanlıklarda yol alan
“tren demokrasimize” alkış tutuyor!
Bundan böyle ne dense boş.
Hukuk devletiymiş, basın özgürlüğüymüş… Bu kavramlarla bir şeyler söylemenin, bir şeyler anlatmaya çalışmanın artık anlamı kalmadı.
Sözün bittiği yerdeyiz.
Gazete manşetlerine çıkarılan
“fotoğraf”, bugün bize.. nerede ve nasıl bir tünelde yol aldığımızı dört dörtlük anlatıyor.
Balbay’a 34 yıl 8 ay hapis!
Drej Ali’ye 6 yıl!
Başbuğ’a müebbet!
Yeraltı dünyasından
Sedat Peker’e 10 yıl!
İnsanın kalbi daralıyor. Nutku tutuluyor. İçi şişiyor.
Ergenekon iddianamesine, iddianamenin oluşturuluş biçimine, gizli tanıklara, savunma hakkına filan.. artık hiç girmiyorum.
Adalet, hukuk, insan hakları, en önemlisi de vicdanların bir gün bu tünelden çıktığını görmek, umarım hepimize nasip olur demekten başka şey gelmiyor elimden.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024
Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları