'Urfa'dan Harvard'a' Bir Türkiye Serüveni

04 Aralık 2012 Salı

Başka vesileyle de yazdım. Prof. Coşkun Özdemiri Cumhuriyetteki yazılarından önce babamın doktoru olarak tanımıştım.

\n

Prof. Özdemir; babama o güne dek adını duymadığım ALS teşhisi koymuştu.

\n

Talihsiz hastalık döneminde Prof. Özdemirin verdiği moral desteği unutamam. En zorlu anlarda dahi Özdemirden babam, yüzünü aydınlatan bir ifadeyle bahsederdi ve bana Üzülmederdi: Çok iyi bir doktorum var.

\n

Coşkun Beyden gelen verilere bu yüzden hep antenlerim açıktır. Masamda biriken kitap destesi içinden öncelikle onun Kaynak Yayınlarının, İz Bırakanlardizisinden çıkan Urfadan Harvarda isimli kitabını çekerek bir çırpıda okudum.

\n

Yakın dönem Türk siyasi tarihinin sosyal güncesi gibi kaleme alınan kitabın her şeyden önce İz Bırakanlar dizisinden çıkmasının isabetli olduğunu düşündüm. Benim gibi çok sayıda hasta yakını Özdemirin bıraktığı izin somut kanıtıdır.

\n

Cumhuriyetin ilk yıllarında dünyaya geldiği Urfadan başlayıp Harvarda uzanan Özdemirin serüvenini takip ederken, zaman zaman kendi anılarımda yolculuğa çıktım, kâh hüzünlendim, çokça da düşündüm… \t

\n

Özdemirin anlattığı Urfadaki ev, bire bir bana babaannemin İskenderundaki evini hatırlattı:

\n

Evin kapısı açıldığında avluya girilir. Avlunun üstü açıktır, gökyüzü görülür. Avlunun çevresinde oda, mutfak, kiler, ahır, ortada bir havuz görülür; merdivenle çıkılınca bir eyvana varılır. Eyvana bakan iki oda Bir de yediveren asma. Evin kapısı açıktır. Konu komşu asmadan koruk koparmaya gelirler…”

\n

Babaannemin avlusunun asmalarını, gökyüzünde yıldız sayarak uyuduğum çardakları andım Özdemiri okurken: Urfada geceleri gökyüzüne bakarak uyunurdiyor Coşkun Özdemir: Ne çok yıldız vardır o gecelerde. Onları seyretmek ne keyiflidir.

\n

Özdemir’in tanıklığı

\n

Urfadan Harvardaakıcı bir dille, sohbet eder gibi yazılmış. Coşkun Bey kitabının sayfaları arasında tıp dünyasını, doktorları, gazeteyi, acı tatlı dostlarını, gezilerini, bir dönem İstanbulun entelektüel çevresini anlatıyor.

\n

Kitap için Cumhuriyetin başlangıç yıllarından bugüne uzanan tanıklıkifadesi kullanılabilir. Özdemir bu tanıklığı yaparken sürekli Genç Cumhuriyetin altın çağından \tbugünlere nasıl geldik?sorusu çengeli etrafında dönüyor ve Artık muhafaza edeceğimiz bir cumhuriyet kalmadı, yeniden kazanacağımız bir cumhuriyet varnoktasında aydın sorunsalını deşiyor.

\n

Bu çift yönlü bir sorunsal.\t

\n

Bir yanda aydınları acımasızca harcayan hoyratlıklar var ki bunlar, üniversitede hoca-talebe ilişkisinden, kıyma makinesi gibi aydın öğüten, onları süren, hapse atan sisteme dek uzanıyor

\n

Niyazi Berkes, Pertev Naili Boratav, Muzaffer Şerif gibi ülkeyi terk eden değerler yanında, 13 yılını hapiste geçiren Nâzım Hikmetten öldürtülen Sabahattin Aliye dek bir bir hepsini anıyor yazar.

\n

Çetin Altan olayı

\n

Yazarın ısrarla ele aldığı diğer mesele yol boyu dönen aydınlar”…

\n

Bu yakıcı iki konu, Çetin Altan örneğinde çok çarpıcı biçimde çakışıyor ve bu yüzden biri diğerinden bağımsız tutulamıyor.

\n

Bir dönemin Atatürk hayranı Altanının, Erdoğan elinden Kültür Sanat Ödülü alan Çetin Altana dönüşmesinde, hapisteki yıllarının etkisi olabileceğini söylüyor Özdemir.

\n

Türkiyede çok sol yazar, mahkemeler, hapisler, soruşturmaların ardından yön değiştirdiler Buna zorlandılar da diyebilirizdiyor. Ancak hemen şunu da ilave ediyor:

\n

Başbakandan Altana ödül, bir kara mizah gibidir. Unutulmaz bir sahne; bu öyle bir çelişki ki, yüzlerce insan nedeni bilinmeden hapislerde iken Orhan Kemal hapiste yatarken bayram kutlaması yapılmazdiyen Çetin Altan, Recep Beyin elinden ödül alıyor, kaderin cilvesine bakar mısınız?

\n

Çetin Altanın dönüşümüneProf. Özdemir sayfalar ayırmış. Çünkü onu önemsiyor.

\n

Bu değişimene kadar gerekçe bulsa da son kertede bir türlü ikna olamıyor ve keşkediyor özetle: (Çetin Altan) o güzel akıcı Türkçesiyle şöyle dobra dobra gerçek bir yaşamöyküsü ile birlikte yaşamının açık yürekli muhasebesini yapıp geriye bıraksa. Türk toplumuna, bu toplumdaki değişim dinamiklerini, toplumcu mücadele verenlerin nasıl oradan oraya savrulduklarını, nasıl acılar çektiklerini, Türk solunun nasıl darmadağın edildiğini en iyi anlatacak olanlardan biridir Çetin Altan. Altmış yıllık iktidarların sicilini çıkaracak, onu bütün açıklığıyla meydana koyacak insanlara çok ihtiyaç var. Ben bu kitapta buna gayret ediyorum.

\n

Evet. Özdemirin çıkardığı uzun sicilde Yaşar Kemalden, yetmez ama evetçilere dek pek çok aydının ismi var.

\n

Urfadan Harvarda360 sayfa. İyi okumalar!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yurttaşlara mektup 28 Nisan 2024
Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları