Yeni Yıl

01 Ocak 2023 Pazar

Çocukluğumda dünya görece naif bir gezegenken eskiyen yıl kamburu çıkmış, bir deri bir kemik kalmış “yaşlı bir adam”... Beklentiler, umutlar, coşkularla karşılanan yeni yıl da yeni doğmuş, gürbüz, hayat dolu “sevimli bir bebek” olarak betimlenirdi. 

2023’e pek “yeni doğmuş bebek” gözüyle bakamıyorum. 

Yaşlı yıl çıkıp giderken eşikteki yıl da bir o denli yaşlı geliyor bana. 

Çünkü 2023’e 2022’inin askıda bıraktığı ne kadar ağır problem varsa... birlikte giriyoruz. 

Collins lügatı 2022’ye damga vuran sözcüğü, “uzun istikrarsızlık ve belirsizlik dönemi” karşılığında “permacrisis/sürekli, biteviye kriz” olarak tanımlamış. 

Bu “permacrisis” işte, olduğu gibi birebir 2023’e taşınmakta. 

Bu duyguyu önce hiç yaşadığımı hatırlamıyorum.    

Türkiye’nin önünde Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimi var malum. Ancak ne var ki 2023 seçimlerinin hangi atmosfer ve koşullarda yapılacağını, 2022’inin son ayında yaşananlardan kestirebiliyoruz. 

Yalnız Türkiye değil, dünya da öte yandan 2023’e 2022’inin ağır yükü ve bagajıyla giriyor. 

OTOKRATLAŞMALAR ÇAĞI

Bu köşede geçen Pazar (“Otokrasi Tramvayı”) 2022’nin, sade ülkemizde değil, dünya genelinde otokrasiler ve otokratlaşmaların yılı olduğunu anlatmıştım.

Avrupa’dan örneklere bakıldığında, Putin Rusyası’nın hali ortada: Bir yıldır savaş içinde olan ülkede “savaş” sözcüğünü kullanmak dahi yasak.  

Rusya’nın “savaşta olduğunu” iddia eden yanıyor; “fake news/sahte haber” üretmek iddiasıyla 15 yıla varan ağır hapis cezalarına çarptırılıyor. 

Eski kıtanın gelişmiş demokrasilerinin de hali hal değil. 

İtalya’da Mussolini sonrasında ilk kez kadın başbakan Meloni liderliğinde örneğin aşırı sağ bir hükümetin işbaşına gelişine tanıklık ediyoruz.

Meloni, Avrupa’nın en hızlı otokratlarından Viktor Orban’ı “kanka” belliyor, çok konuda onu model alıyor. 

Tamamlanmış olduğunu varsaydığımız, uygarlık örneği  gördüğümüz çoğu demokrasinin çözülüşüne değilse de gözler önünde tökezlemesine şahit oluyoruz.  

Avrupa ve dünyaya, insan hakları, demokrasi gibi konularda örnek olması, geniş tecrübeleriyle rehberlik etmesi beklenen Avrupa Parlamentosu tarihinin misal en büyük lobicilik, rüşvet, yolsuzluk -“Katargate”- skandalının şokunu yaşıyor.  

Manş’ın beri yanında, Avrupa’nın yörüngesinden çıktıktan sonra başına buyruk bir yol çizmeye çalışan Britanya yakın tarihinde görülmemiş krizlerle sarsılıyor.  

2022’de üç defa hükümet değişikliği geçiren köklü siyasi istikrar ülkesinde, kraliçenin ölümünün ardından “birliğin simgesi” krallık kurumu dahi yara bere alıyor.

‘HAYAT GÜZELDİR’ İYİMSERLİĞİ

Ukrayna savaşının yol açtığı gıda ve enerji krizi, hayat pahalılığı, ekonomik belirsizlik, iklim değişikliği 2023’te de sürecek küresel şoklara örnekler... 

“Bitti, bitecek, aşılar geldi bitiyor” diye müjdelenen üç yıllık pandemi beri tarafta tüm normalleşme çabalarına rağmen sona ermiş değil. Bitmek bilmiyor. Her gün adlarını dahi hatırlamakta zorluk çektiğim yeni mutasyonlar, yeni varyantlar çıkıyor. 

Savaşlar, salgınlar, kıtlıklar… bunları, tarihin en zifiri dönemlerinin tasviri bağlamında sadece kitaplarda görmüştük. Birebir gerçek oldu. Fazlalığı var, eksiği yok. Bunlara ilaveten göçler ve iklim değişikliği de eklendi. 

Bu karanlık düşüncelerden uzaklaşmak, kaçmak için bu yıl hayatımda ilk kez evimde yılbaşı süslemeleri yaptım. 

Pencerelerimin ve şöminemin etrafına ışıklar astım. 

Yılbaşı ağaçları ve süsleri pagan dönemlerden beri kış dönümü kasvetini arkada bırakmak ve bir an önce yeniden uzayan günlere, ışığa kavuşmak, ışığı kucaklamak için yapılırmış. 

İtiraf edeyim ki parıltılı süslerin, insanı zamanın askıya alındığı büyülü bir fanusa kapattığı bir gerçek. 

Keşke bu fanus içinde yıl boyu kalabilsem, yaşayabilsem. 

Ayta Sözeri’nin vur patlasın çal oynasın gamsızlığı ve “her şeye rağmen” iyimserliği ile bitirelim bu yazıyı. 

Son filmi “Yılbaşı Gecesi”ni tanıtırken, “Yeni yıldan beklentiniz nedir?” sorusuna Sözeri parmak ısırttıran şu yanıtı vermiş: 

“2020 de, 2021 de, 2022 de gülmemi engelleyemedi, 2023 de engelleyemez. Şu kısacık ahir ömrümde bu dünyaya gelmişim tadını çıkaracağım. Yaşamak çok güzel. Güleceğim, eğleneceğim. Zamanı geldiğinde de düşüneceğim ama öyle karalar bağlayıp da üzülmeyeceğim.”

Sevgili okurlarıma 2023 için koşulsuz bir Ayta Sözeri gamsızlığı ve iyimserliği diliyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları