AKP hükümeti, yakın zamanda Suriye, Irak, Afganistan ve bazı Türk cumhuriyetlerinden milyonlarca göçmeni ülkemize aldı. Bunların arasında çok sayıda kaçak göçmen de bulunmaktadır. Türkiye’nin ekonomik yapısı yetersiz olduğundan, bu gelenlerin çocukları yetersiz beslenme, eğitim ve sağlık sorunları yaşamaktadır. Ülkemizde çocuk işçi sorunu böylelikle kendiliğinden büyümüştür. “TÜİK tarafından 2019 yılının IV. çeyreğinde Hanehalkı İşgücü Araştırması ile birlikte 5-17 yaş grubundaki çocuklara uygulanan ‘Çocuk İşgücü Araştırması’ sonuçlarına göre Türkiye’de bir ekonomik faaliyette çalışan 5-17 yaş grubundaki çocuk sayısı 720 bin kişi olup çalışan çocuklar arasında 5 yaşında çocuk bulunmamaktadır. 5-17 yaş grubunda çalışan çocukların aynı yaş grubundaki çocuklar içinde payı ise yüzde 4.4’tür.”

TEHLİKE ÇANLARI

Çocuk işçilerin sanayinin birçok alanında kaçak/resmi olarak çalıştırıldıkları bilinmektedir. Küçük yaşlarda işe başlayan ve ağır koşullarda çalışan çocuklar beslenme yetersizliği kadar, psikolojik açıdan da toplumdan dışlanmış duygusunu yaşamaktadır. Hem fiziksel hem de ruhsal anlamda bu ezikliği yaşayan bir çocuğun sağlıklı düşünebilmesi, büyüdüğünde sanatla ve bilimle uğraşması, geleceğine iyimser bir gözle bakması mümkün değildir. Bugün itibarıyla çocuk işçi sayısının bir milyon civarında olduğundan söz edilmektedir. 

BATAKLIĞI KURUTMAK

Bir çocuğun kir pas içinde saatlerce çalışması, onun geleceğe yönelik ne gibi planları olabilir sorusunu da beraberinde getiriyor. Çocuk işçilerin birçoğu tarımda, otomobil tamiri işlerinde, metal ve inşaat sektöründe çalışmaktadır. Ne yazık ki bu çocukların bulundukları ortamda çoğu kez öğreniyoruz ki uyuşturucu, kaba ve avam konuşmalar, cinsellik gibi konularda yanlış ve tehlikeli yönlendirmeler vardır. Lise eğimi sırasında büyük şirketlerde çalışan çocuklar/öğrenciler bu kötü koşullarda değildir. Ancak bu şanstan yoksun olan çocuk işçilerin bu denli kötü kullanılması sosyolojik açıdan da yakın gelecekte tehlike çanlarını çaldıracaktır.

Böylesi kötü koşullarda ve varoşlarda çalışan küçük bir çocuğun kendini nasıl geliştirebileceğini düşünmek gerekir. İşin psikolojik ve sosyolojik boyutları bir yana, son günlerde uyuşturucu batağında olan gençlerin sayısal çokluğu dikkat çekmektedir. Her gün yakalanan onlarca uyuşturucu satıcısının lise ve ortaokullarda bu maddeleri sattığını düşünürsek işin vahameti daha iyi anlaşılacaktır. Yaşamdan umudunu kesmiş, yılgın ve tükenmiş bir çocuğun kötü bir yola düşmesi ne yazık ki çok kolaydır. Sadece kolluk kuvvetlerinin özverili çalışmasıyla bu koşullar düzelemez. Temelde eğitim ve ekonomik koşulların düzeltilmesi gerekiyor. 

AKP hükümeti ise bu konuda yakalanan satıcı sayısını söylemekle övünüyor... Çocuklar bu ülkenin geleceğidir ve hepimizin onların üzerinde bir katkısı olmalıdır. AKP hükümeti ise bu konuyu ısrarla geçiştirmektedir. Ülkemizde çok sayıda uyuşturucu satıcısının olduğu ortada. Kim bilir nerelerde belki de birilerinin himayesinde bu tür maddelerin yapımı da vardır. Asıl olan bataklığı kurutmaktır...

TUFAN ERBARIŞTIRAN

ARAŞTIRMACI