Olaylar Ve Görüşler

Direnme hakkı - Av. Erol ERTUĞRUL

12 Ağustos 2023 Cumartesi

1789 Fransız Devrimi insan haklarının, özgürlüklerin tüm dünyaya yayıldığı bir devrimdir. 1789’da Paris’te halk zulmün, baskının, monarşinin simgesi olan Bastille Hapishanesi’ni basmış, orada tutuklu bulunan yedi düşünce suçlusunu salıvermiş ve cezaevini de yıkmıştır. Fransız Devrimi zulme ve zorbalığa karşı bir halk direnişidir.

1960 öncesinde ülkemizde hukuk dışı uygulamaları ile hedef olan yönetim, 27 Mayıs 1960’ta yıkılmıştır. Bu direniş 1961 Anayasası’nın başlangıç bölümünde “anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışları ile meşruluğunu yitirmiş bir iktidara karşı direnme hakkını kullanarak 27 Mayıs 1960 devrimini yapan Türk ulusu...” biçiminde yer almıştır.

Geçmişte Fransa’da, Yunanistan’da, Cezayir’de baskılara, yüksek vergilere ve zamlara karşı halk sokak hareketlerini başlatmış, yönetime karşı günlerce süren bu direnişler nedeni ile vergiler, zamlar geri alınmıştır.

GERİCİ HAYALLERİN YIKILIŞI

Tarihimizde “31 Mart Olayı” diye geçen gerici ayaklanma, 31 Mart 1909 tarihinde İstanbul Taksim’de bulunan Topçu Kışlası’nda başlamış, “Din elden gidiyor, şeriat isteriz” çığlıkları ile ilerici bazı milletvekillerinin, gazetecilerin öldürülmelerine neden olmuştur. Ayaklanma, Mustafa Kemal’in de yer aldığı Hareket Ordusu’nun İstanbul’a gelerek duruma el koyması ve gerici unsurların susturulup cezalandırılması ile son bulmuştur. Yıkılan Topçu Kışlası zaman içerisinde gericilerin hayallerini süslemiştir.

Nitekim Recep Tayyip Erdoğan, başbakan olduğu dönemde İstanbul Gezi Parkı’nda önce ağaçların kesilmesini, oraya Topçu Kışlası’nın yeniden yapılmasını istemiş, bunun üzerine Gezi Direnişi başlamıştır. Direniş kısa zamanda tüm Türkiye’ye yayılmış, tüm illerimizde gösteriler yapılmıştır. Direnişin tek nedeni kesilen ağaçlar değil yönetimin çağdışı düşünceleri ve uygulamalarıdır. Güvenlik güçleri göstericilere karşı orantısız güç kullanmış, sekiz kişi yaşamını yitirmiş binlerce kişi yaralanmıştır. Gezi Direnişi yurdumuzda bu yolda gerçekleştirilmiş en yaygın ve en geniş direniştir. Bu yüzden Gezi, siyasal yönetimin korkulu rüyası olmuştur.

Yönetim hukuk dışına çıkıyorsa, Meclis çoğunluğuna dayanarak her türlü baskıyı getiriyorsa, direniş bir hak olur. “Darbe yapacaklardı” diye uydurma suçlamalarla FETÖ’cü yargıç ve savcıların açtıkları davalarla cezaevine konulmuş, yaşları sekseni geçmiş, çeşitli hastalıkları bulunan generallerin hâlâ cezaevinde tutulmaları hukuk değil zulümdür. Zulüm varsa, isyan bir haktır. 1789’da Paris’te Bastille Hapishanesi’nde yaşananlar akla geliyor. Hatay milletvekili seçilmiş olan Can Atalay, TBMM’de olması gerekirken cezaevindedir. Bu olaylar karşısında direniş bir haktır.

Öte yandan Akbelen Ormanı’nda günümüzde bir dram yaşanıyor. Jandarma gözetiminde bir maden şirketinin çıkarları uğruna ormanlarımız yok ediliyor. Son yirmi yıldır örneğini çokça gördüğümüz bir olayı yaşıyoruz. HES diyerek akar sularımız, derelerimiz kurutuldu. Şimdi de kömür diyerek ormanlarımız yok ediliyor. Akciğerlerimiz sökülüyor. Halk ormanına, vatanına sahip çıkıyor. Akbelen artık direnişin simgesidir. 

AV. EROL ERTUĞRUL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları