Olaylar Ve Görüşler

Kıbrıs’ta mülkiyet sorunu - Ahmet GÖKSAN

15 Haziran 2023 Perşembe

Yarım asrı aşan bir süredir Kıbrıs’ta iki ulusun uzantıları olan Türklerle Rumlar arasında yönetimden kaynaklanan uyuşmazlık ve çatışmalar yaşandığı biliniyor. Karşımızdakiler Türkleri kendi boyundurukları altına alamadıklarından olacak yaşananların sorun olduğunu savlayıp dünyayı da kandırmayı başardılar. Yine bu dönemde yapılan müzakerelerden sonra Kıbrıs Cumhuriyeti 16 Ağustos 1960 tarihinde kuruldu. Karşımızdaki unsurun Türklere saldırıya geçmeleri sonrasında kurulmuş olan cumhuriyet yıkıldı. Yıkılmadan önce karma köylerde ve yakın çevresinde bulunan Türkler 103 Rum köyünden kovularak adanın yüzde 3’lük bölümünde oturmaya mahkûm edildiler. 

Adanın güneyinde terk edilmek durumunda kalınan mülkler de karşımızdaki unsurun işgali altına girdi. Böyle bir olayı savaşın sonucu olarak da almak olasıdır. Rum yönetimi Türklere ait olan mülklerin yönetilmesi için adına “vasi” denen bir komisyon aracılığı ile yönetilmesine karar verdi. Bu yöntemle elde edilen gelirler olası çözümde Türklere verilecek tazminatta kullanılmak üzere Rum Merkez Bankası’nda bloke edilmiş durumdadır. 

Bu arada adanın güneyinde kalan Türk vakıflarına ait olan mülkler de aynı vasi kurumu tarafından yönetiliyor.  

Adanın kuzeyinde kalan karşımızdaki unsura ait mülkler takas yöntemi ile çözülmeye çalışılıyor. Mal Tazmin Komisyonu aracılığı ve uzlaşı ile az sayıda da olsa bazı mülkler konusunda karşılıklı uzlaşıldığı biliniyor. Ortodoks kilisesinin başındaki kişiler karşılıklı uzlaşarak anlaşmazlığın çözümüne razı gelen Rumları adı geçen kilise tarafından vatan haini olmakla suçlandığı için komisyonun çalışmaları baltalanmış oluyor.  

Buna koşut aradan geçen sürede gerçek mülk sahiplerinin bazılarının öldüğü biliniyor. İkinci kuşağın ise uzlaşıyı terk ederek siyasetçilerin ve kilisenin dümen suyunda hareket etmekte olduğu, üçüncü kuşağın ise konu ile ilgilenmeyerek siyasi çözüm peşinde olduklarını kaydetmek gerekiyor. 1974 yılından sonra dünyaya gelenler bırakın kendilerine miras yolu ile kalan mallarına sahip çıkmayı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne geçmedikleri yapılan kamuoyu araştırmasının sonuçlarında kaydediliyor. 

Bu nedenle BM Genel Yazmanı Antonio Guterres şu anda adada çözüme ilişkin müzakere ortamının olmadığını sıklıkla yazdığı raporlarında yansıtıyor. Karşımızdaki unsur ise Crans Montana’da kaldığı yerden müzakere sürecinin başlatılması konusunda ısrarını sürgit ediyor. Bu yaklaşım atı arabanın önüne değil arabayı atın önüne bağlamaya koşut bir davranıştır. 

Adada siyasi çözüm gerçekleşmeden öncelikle mülkiyet konusundaki uyuşmazlığın aşılması gerekiyor. Aksi halde siyasi çözüm diyerek anlamsız konularla boğuşup müzakere süreçlerinde zamanı boşa harcarız. Mülkiyet konusundaki uyuşmazlığın aşılmasının da adil olarak gerçekleşmesi her iki toplumun yararına olacağının bilinmesi gerekiyor.

AHMET GÖKSAN

YAZAR 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları