‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin dili de amacını ele veriyor - Gülsün Kaya/Eğitimci
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

‘Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin dili de amacını ele veriyor - Gülsün Kaya/Eğitimci

08.05.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” olarak adlandırılan eğitim programı taslağı, neredeyse her sayfasında bütüncüllükten söz edildiği halde, dili açısından bütüncül değil, tutarsızlıklar ve çelişkilerle dolu. Programda okulöncesinden başlanarak her aşamada ve her bölümde çocukların Türkçeyi doğru ve güzel kullanmasının amaçlandığı belirtiliyor; ancak programın kendisinin dili “güzel bir Türkçe” tanımına uymuyor. Örneğin “okulöncesi” bölümünde program, öğretmenlerin “Yabancı kelimeleri kullanmamak konusunda titiz olmasını, çocukları bu konuda teşvik etmesini, çocuklar yabancı kelimeler kullandığında Türkçe karşılıklarını söyleyerek farkındalık yaratmasının da önem arz etmekte...” olduğunu söylerken yabancı sözcükler içeren bozuk bir cümle kuruyor.

İlkokul dördüncü sınıf Türkçe programında “Türkçemizin doğru ve etkili kullanımına, öğrencilerin söz varlığının ve dil becerilerinin geliştirilmesine özen gösterilmelidir” deniyor. Öte yandan, Türkçe karşılıkları olduğu halde, Batı dillerinden alınan kavram ve sözcükler kullanılıyor. “Dil Devrimi” ile yerleşmiş, yaygın biçimde kullanılan sözcükler yerine en koyusundan Arapça sözcükler anlatımda yer alıyor. Taslağın adında bile “eğitim” sözcüğünün yerine, kullanımdan çoktan düşmüş “maarif” sözcüğü yeğleniyor. Bazen Türkçe sözcük ve kavramlarla birlikte Arapça ve Farsçaları yan yana yer alıyor. “Ortak Metin” başlığı altında nasıl bir insan yetiştirilmek istendiğini anlatmak için “yetkin ve erdemli insan” demekle yetinilmiyor; “aklıselim, kalbiselim ve zevkiselim sahibi nesiller”den ya da “kâmil insan”dan söz ediliyor.

“Eğitim felsefemiz” anlatılırken “epistomolojik bütünlük, ontolojik bütünlük, aksiyolojik olgunluk” kavramları seçiliyor. Programı hazırlayanlar bu seçimleriyle ne denli “entelektüel” olduklarını gösterirken “din kültürü ve ahlak bilgisi” programının felsefesinin anlatıldığı bölümde ise “kalbi mutmain kılacak yöntemler”den söz ederek ne kadar da dindar olduklarını kanıtlıyor.

Programın bütününe bakıldığı zaman bazen utangaçça bazen ise cesurca günlük yaşamda kullanılan dilin Arapçalaştırmak istendiği gözleniyor. Din ile ilgili derslerin programlarında bu istek net biçimde ortaya çıkıyor. Din kültürü ahlak bilgisi 4. sınıf programında “gerçeği arama eğiliminden hareketle” diye başlanarak öğrencilere “Eğitim Bilişim Ağı”ndan (EBA) günlük yaşamda kullanılan dini ifadelerin yer aldığı çeşitli içerikler gösterilebileceği söyleniyor. “Öğrencilerden bismillahirrahmanirrahim, maşallah, inşallah, selamu¨naleyku¨m, aleyku¨mselam, elhamdu¨lillah, estağfirullah ve su¨bhanallah gibi dini ifadeleri belirlemeleri ve bunları çözümlemeleri” isteniyor. “Özgün düşünmelerini sağlamak” gerekçesiyle öğrencilere “bu ifadeleri nerelerde kullandıkları, besmele çekmenin veya selamlaşmanın onlara ne hissettirdiği gibi sorular sorularak” bu sözcüklerin onların gündelik diline girmesi amaçlanıyor.

Peygamberin yaşamı anlatılırken “erdemliler topluluğu” yerine “hilfülfudul” deniyor.

Yardımlaşma, dayanışma, imece kavramları yerine diş kirası, sadaka taşı, zimem defteri kavramları yerleştirilmeye çalışılıyor.

Din kültürü ahlak bilgisi dersinin “anahtar kavramlar” listelerinde yer alan sözcüklerden bazıları şöyle: hamt, ihram, say, erkân, zaruratıdiniye, muamelat, hidayet...

Programda “din ve din anlayışı” olarak iki kavramdan söz ediliyor. Sünni Müslümanlık dışındaki Alevilik, Bektaşilik vb. inanışlara “din anlayışı” denilerek üstü örtülü biçimde onların “din olmadığı” anlatılıyor

Bazı sözcükler tanımlanırken onlara siyasi anlamlar yükleniyor. “Vatanseverlik” sözcüğünün anlamı Çanakkale Savaşı, Kurtuluş Savaşı vb. yerine “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” ile ilişkilendirilerek açıklanıyor. Sözcüğün farklı bir anlam boyutunu anlatmak için akla kolay kolay gelmeyecek bir buluşla (!) öğrencilere “savunma sanayisinde yerli firmaların milli imkânlarla geliştirdiği ürün ve projelerin araştırılmasını içeren etkinlik” yaptırılması öneriliyor. Program, kullandığı dille, başka örnek yokmuş gibi, iktidar sahiplerine akraba bir şirketin reklamını yapıyor.

Öteki derslerin programlarında olduğu gibi Türk dili ve edebiyatı programında da öğrencilerden “okuduklarından, dinlediklerinden/ izlediklerinden hareketle milli ve manevi değerleri edinmeleri ve bu değerleri içselleştirerek yaşantılarına taşımaları” isteniyor. Hem eğitici hem de öğretici metin anlamında kullanılan yeni uydurulmuş “Çok Modlu Metin” başlığı altında, öğrencilerin “metinde yer alan milli, manevi ve evrensel değerlerle ilgili çıkarımlar yapmaları” isteniyor. Bu arada ders kitabı yazacak olan kişilerden “milli ve manevi değerlere uygun olmayan, belli bir anlam ifade etmeyen; tekerleme, mani ve ninnilere yer verilmemesini, anlamlı ve değerlerimizi yansıtan, öğrencilerin duyuşsal ve bilişsel öğrenme süreçlerine katkı sağlayacak nitelikte olan tekerleme, mani ve ninniler seçilmesini” istiyor. Bu yolla da tekerleme, ninni ve manileri “bir anlam ifade edenler ve etmeyenler” olmak üzere, ikiye ayırıyor.

Önceki programlarda kullanılmış olan kavramlar yerine, tarih programlarında da yeni adlandırmalara yer veriliyor. “KuruluşYükselme-DuraklamaGerileme-Dağılma” başlıkları altında incelenen Osmanlı Devleti’nin öyküsü, yeni programda “Duraklama” yerine “Dönüşüm Sürecinde Osmanlı”; “Dağılma” yerine de “Savaşlar Sarmalında Osmanlı” olarak değiştiriliyor. Bu değişiklik, siyasi iktidarın Osmanlı Devleti’ni yıkılmamış gibi göstermek istediğini düşündürüyor.

Fen bilimleri dersi programında da gelişim ve evrim yerine “tekamül”; “bilim” yerine “ilim”, sık sık “belagat”, “kâmil insan” sözcükleri kullanılıyor.

Programın yalnızca bazı bölümlerine bakmak bile taslağın dilinin ne kadar özensiz, tutarsız ve en önemlisi art niyetli olduğunu anlamamıza yetiyor.

GÜLSÜN KAYA/EĞİTİMCİ

KADIN ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ YÖNETİM KURULU ÜYESİ  

Yazarın Son Yazıları

Devlet ve kalkınma Okan Toygar’ın - Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025