Olaylar Ve Görüşler

Sokak gazetecileri halkın sesini yansıtıyor - Prof. Dr. Nazife GÜNGÖR

15 Ekim 2022 Cumartesi

Birtakım çevreler bir tür serbest gazetecilik yapmakta olan sokak gazetecilerine karşı tavır sergilemekteler. Bu tartışmaları en çok da sermaye medyasının kızıştırması dikkat çekici. Bunun böyle olması da ülkenin, içerisinde bulunduğu şu koşullarda normal galiba. Sermaye medyası, kendisinin yapamadığının sokak gazetecileri tarafından yapılabiliyor olmasını kıskanıyor olabilir mi? Bir mikrofon, bir kamera alıp sokağa çıkıyorlar, halkın içerisine karışıyorlar, kime rastlarlarsa mikrofonlarını uzatıyorlar ve sorularını özgürce soruyorlar. Kendi web siteleri, blokları, YouTube kanalları var. Sokaktan, halktan aldıkları bilgileri filtrelemeden yayımlayabiliyorlar.

Özgürler. Halkın, sıradan vatandaşın gazetecileri. Halkın içerisinde, onlarla yakın temastalar. Onlar gibi yaşadıkları, hemen hemen aynı yaşam koşullarını paylaştıkları için de halkla empati kurabiliyor, sorunlarını, dertlerini anlamakta hiç zorlanmıyorlar.

TARAFSIZLIK DİYE BİR ŞEY YOK

Sokaklar güllük gülistanlık değil. Zaman zaman sokakta onlar da sorun yaşıyor, istenmeyen durumlarla karşılaşabiliyor, kendilerini kavganın, kargaşanın, istenmeyen gerginliklerin içerisinde bulabiliyorlar. Diğer taraftan bazen onlar da hata yapabiliyor, gazetecilikle bağdaşmayan tavırlar içerisine girebiliyor, yanlı tavır alabiliyor, kışkırtıcı sorular sorabiliyorlar. Peki sermaye medyası ya da devlet destekli medya çok mu tarafsız? Değil. O halde sokak gazetecilerine de yanlı davranıyorlar diye tavır almaya gerek yok. Kaldı ki mesleğini sokakta yapan gazeteciden tarafsız olmasını beklemek de doğru olmaz. O, sokaktaki sorunlara, trajik durumlara yakından tanık olduğu, çoğu zaman kendisi de aynı sorun ve trajik durumları yaşadığı için tarafsız olamıyor, halktan yana tavır alıyor. Bu yanıyla aslında sokak gazetecisi doğru yerde ve doğru iş yapıyor. Gazetecinin asıl görevi halktan yana tavır almak, toplumun sorunlarına duyarlı olmak, toplumdan, halktan aldığı bilgileri, haberdar olduğu sorunları yöneticilere yayın yoluyla duyurarak çözümüne katkı yapmaktır. Gazetecilik her şeyden önce bir kamu hizmetidir, siyasilerin ya da sermayedarların yanında yer almak değil. 

DESTEKLEMEK GEREKİR

Görüyorum, sokaklarda, caddelerde, kent meydanlarında insanların sokak gazetecilerine gösterdikleri ilgiyi. Görüyorum, onların mikrofonlarına konuşmak, kameralarına görüntü vermek için nasıl birbirleriyle yarıştıklarını. Kendilerini anlatmak, dertlerini, sorunlarını aktarmak istiyorlar. Yapsınlar o halde. Sokak gazeteciliği, konuşan bir toplumun oluşması açısından önemli. Yönetilen kesimden alınan geri bildirimlerle çok daha etkin ve doğru hizmet stratejileri geliştirilebilir, etkili yönetim mekanizmaları oluşturulabilir. 

Kitlelerin sessizliği hiçbir zaman uzun vadeli olmaz ve yönetici erkin işine de yaramaz aslında. Konuşamayan, sorunlarını, duygularını, isteklerini dışa vurmaktan alıkonulan kitleler içe birikim yapar ve bu da bir noktadan sonra dışa patlar. Unutulmamalıdır ki kamu hizmetinde yüksek performans ve başarı kamuyla etkileşim ve iletişim halinde olmakla mümkündür. Bu noktada da sokak gazeteciliğinden çok daha etkin yararlanılabilir. İşte tam da bu nedenle yasaklamak değil, desteklemek gerekir.

PROF. DR. NAZİFE GÜNGÖR

ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları