Olaylar Ve Görüşler

Üç bilinç... - Prof. Dr. Necdet Adabağ

11 Mayıs 2024 Cumartesi

Kimden söz ettiğimi anlamayan olmayacaktır. O üç fidan Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, benim gözümde, üç vicdandır, bir başka deyişle, üç bilinç. Her biri toplumumuzun bir vicdanını simgeler. Biri uygarlığa işaret ederken öteki çağdaşlığa, üçüncüsü insanlığa. Üçü birden hak ve adaleti gösterirler. Onları asmakla vicdanları astık, bilinçleri yok ettik. Astık ama ülkeyi rayına oturtamadık; dahası, çağdaşlaşamadık, uygarlaşamadık ve insanlığımızı yitirdik. Ardından hak hukuk arar olduk.

Türkiye 1950’den başlayarak yani tek partili dönemden çıkıp çok partili siyasal dizgeye geçince, kalkınmış ülkelerde olduğu gibi karşılıklı hoşgörü ortamına, kalkınma ve dayanışmaya dönük yarışma içine girmek yerine ateşli bir rekabet ortamına girmiş; kin, öfke, intikam ve hırsın kol gezdiği, insanı insana düşüren durumların yaratıldığı ve sonunda kardeşi kardeşe düşman eden çıkmazların yaşandığı bir ülkeye dönüşmüştür. Yaşanan darbeler bu çıkmazların tuzu biberi olmuştur.

Türkiye çağdaşlaştı mı, uygarlaştı mı, yoksa insanlığını mı buldu? Bulmadı. Ve nice işkence, zulüm, intikam, gaddarlık, öfke, yıllardır, hiçbir işe yaramadı. Üç fidan bir intikam uğruna asıldılar. Evet, o zamanın ve ne yazık ki şimdinin de o bitmez tükenmez partiler arası karşılıklı aşağılayıcı söz düellolarının ateşlediği intikamcı duyguları tatmin etmek uğruna asılmış olduklarını gösterdi zaman bize.

Hiç baktınız mı fotoğraflarda bu çocukların gözlerine... Nâzım’ın dediği gibi, “boşuna bakacaklar gözlerime korkuyu görmek için”. O üç fidanı darağacına gönderenler de boşuna bakmışlardı gözlerine çünkü “korku” yoktu gözlerinde, yalnızca hüzün vardı, hüzün...

Anlaşılamamış olmalarının hüznü vardı, insan severliklerinin benimsenmemiş, kardeşlik duygularının itelenmiş olmasının, yurttaşlık yaklaşımlarının yoruma kapalı tutulmasının hüznü vardı o gözlerde. O cellatlara hiçbir şey demedi. Ancak Rodrigo’nun gitar konçertosunu dinlemek sevdası vardı içinde ölmeden önce, dinledi. Deniz kendini buldu bir kez daha o konçertoda, ya cellatlar? 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları