Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yeni başkanlar beklenirken
“Kent estetiği’’ ranta kurban edildi. Görmezden geliniyor kaçak yapılar yapılıyor. Her seçim öncesinde bir “imar affı’’ getiriliyor, iş tatlıya bağlanıyor! Oylar alınıyor. Bunları yapanları kim affedecek?
Gazetecinin biri, Anadolu’da kahvede oturanlara sorar:
“Belediye başkanınızdan memnun musunuz?’’
Oradakiler bir ağızdan:
“Çok memnunuz...’’ derler.
“İyi çalışıyor demek.’’
“Hiç çalışmıyor...’’
“Peki neden memnunsunuz?’’
“Hiç olmazsa kendimize, kentimize zararı dokunmuyor!’’
‘Şehriemin’
Eskilerin deyişiyle “şehriemin’’, kentin en güvenilir kişisi belediye başkanı, kentten sorumlu tek kişisidir. Görevleri, teslim aldıkları kenti, kimliğini bozmadan, insan değerleri açısından yüceltip geleceğe taşımaktır. Kente “ihanet” etme hakları hiç yoktur. Ne acıdır ki bizde bazıları “ihanetin” her türünü sergilediler.
Belediye başkanlarının büyük bir bölümü kentin kimliğini kazıdılar. DNA’sını bozdular, kenti tanınmaz duruma soktular.
Çay bardağına yer açmak istenirken, bu ülkeyi kurtaran, Cumhuriyetimizi kuran Atatürk’ün heykeline yer bulamadılar! Kenti kirletmede akıl almaz adımlar attılar. İstanbul’un tarihi yarımadasına, arkadan paslı hançerler saplanırken susuldu. Görünce de küsüldü! Kentler, kurallarla yönetilir, susmayla, küsmeyle değil. En yetkililer bile, “Biz bu kente ihanet ettik!’’ deme gereğini duydular. Ankara bile tarikatlara “parsel parsel” satıldı! Yurttaşlar, yukarıda yaşanmışlık örneğinde gördüğümüz, zararı dokunmayan başkanı sever oldular.
Almanya’da matbaayı bulan J. Gutenberg’in (1398-1468) doğduğu ev, sokağı, sokağın adı aslına bağlı olarak korunuyor. Şimdi o sokağı, o evi görmek için milyonlar oraya akıyor. Demek oranın belediye başkanı bizimkilere benzemiyormuş. Bizimkiler olsaydı oraya çoktan gökdelenler dikilmişti.
‘Yaşam kültürü’
Yakın yıllara değin Ankara Oran’da çiçekli, bahçeli üç katlı dört yüz elli milletvekili konutu vardı. İnsan o güzelliklerden gözünü alamıyordu. Şimdi orada, kentin kanser urları görenleri rahatsız ediyor. Kentlerin “yaşam kültürü’’ yok ediliyor. Hava alacak yer bırakılmıyor.
Kentleri seller basıyor. Caddelerin ortasında gün ortasında boğuluyoruz. Geçen yaz sosyal medyada, ’’Ankara’da mayonuzu almadan sokağa çıkmayınız!’’ diye yazmıştım.
“Kent estetiği’’ ranta kurban edildi. Görmezden geliniyor kaçak yapılar yapılıyor. Her seçim öncesinde bir “imar affı’’ getiriliyor, iş tatlıya bağlanıyor! Oylar alınıyor. Bunları yapanları kim affedecek?
Basına yansıdığına göre yılda İstanbul’da 70 bin, Ankara’da 45 bin köpek ısırığı oluyormuş! İnanılır gibi değil. Sorunu yaşamış biri olarak yıllardır bir sorumlu bulamadım. Burada, kent yasaları değil hayvan yasaları geçerlidir! Ya onların sokaklardaki pislikleri? Neredeyse, kentlerde köpeklere dokunulmazlık kazandırılmış durumda. Hayvan sevme bu değildir. Uygar bir ülkede sokakta hayvan görülmez.
Seçilip gelecek belediye başkanlarının yukarıdaki çukurlara düşmelerini istemiyoruz.
Görevlerini yasalara, kurallara, bilim ve akıl değerlerine göre yapmalarını bekliyoruz.
Nusret ERTÜRK / Eğitimci
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Türkiye'deki sağlık sistemi ne durumda? Mersin Tabip Oda
- Çorlu tren faciası davasında 6 yıl sonra karar çıktı!
- Beslenme çantalarının içi boş kaldı...
- Böylesi görülmedi: Tavuk mu horoz mu?
- Özel yeni üye kampanyasını başlattı
- Bugün 23 Nisan! Arşiv görüntüleriyle Meclis'in açılışı..
- Erdal Sağlam'dan ekonomi analizi!
- Belediye başkanı 'sıkıntı olmayan belediyemiz yok' dedi
- Özdağ'dan hükümete Dünya Bankası tepkisi
- Meclis'te gerilim
En Çok Okunan Haberler
- Premier Lig'den Arda'ya çılgın teklif!
- Kurultay sonrası üst düzey istifa
- Özel-Erdoğan görüşmesinin tarihi netleşti
- Çağlayan'da 'Erdoğan' ve 'Deccal' krizi
- CHP'den yurttaşlara çağrı
- İYİ Parti'de yeni dönem istifalarla başladı
- Ankara’nın diğer yarısı da oğlu ve gelininmiş!
- Ali Yerlikaya'dan '1 Mayıs' açıklaması
- Ayaklarda ortaya çıkıyor...
- 'Kameralar karşısında ilan etmiştir'