Silivri Zulümhanesinden İzlenimler

18 Mayıs 2012 Cuma
\n

\n

\n

\n

\n

SİLİVRİ - Dün iki ayrı grup olarak resmi adıAdalet Bakanlığı Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi olan beldedeydik. 745 bin metrekare üzerinde iki duruşma salonu, sekiz tutukevi ve hapishane ile yargıç infaz memurları ve jandarma kışlalarından oluşan, Batı dünyasında örneğine rastlanmayan bir yer burası. \n

\n

Özgür olarak millet adına yargı yapıp hüküm veren mahkemeler ile davalarına bakılan tutukluların kaldığı hapishaneleryan yana.\n

\n

Geçen hafta Adalet Bakanı Sayın Sadullah Ergin bu sekiz cezaevinden bazılarına bir teftiş gezisi yaparken kendisine eşlik etme imtiyazını tek tek belirleyerek verdiği birgazeteciekibini de götürmüş. O ekip, bakanı yere göğe koymadan köşelerinde hepinizin okuyup izlediği izlenimler kaleme aldı. \n

\n

Ben de meslektaşım ve Basın Konseyi Yüksek Kurul Üyesi Sevgili Turgut Kazan ve onun gibi avukat kızı Aslı Kazan ile birlikte Adalet Bakanının ardından Silivriyi gazeteci-avukat gözüyle birkez daha görmek istedim. Basın Konseyi Yüksek Kurulunun üç kadın üyesi Gazeteci Pınar Türenç, Rejisör Necef Uğurlu ve İletişim Profesörü Dr. Nurşen Mazıcı, Yüksek Kuruldaki okur temsilcileri olarak Adalet Bakanlığının izni ile yine dün Silivriye bir ziyaret yaptılar. \n

\n

Tuncay Özkan ile İzmir Milletvekili Mustafa Balbayı duruşmaları devam ettiği için mahkeme salonunda verilen öğle paydosu arasında görebildik. Hem Barış Pehlivanı hem de Barış Terkoğlu ve Soner Yalçını, kaldıkları hücrelerin bulunduğu departmanlarda ayrı ayrı ziyaret etme olanağı bulduk. \n

\n

Her birinden dinlediğimiz sorunlar, sanki sözleşmişler gibi ortak cümlelerden oluşuyor:\n

\n

Tutuklu meslektaşlarımız bu zulümhanedeki tecritten dertliler. Yakın zamana kadar tek olarak kalmışlar. Kısa bir süre önce yanlarına başka davalardan hükümlü birer kişi gönderilmiş. Ama her biri yine kendini tecritte görüyor. Yiyeceklerini, yemekleri yağlı olarak buldukları için daha çok kantinden sağlıyorlar. Bunun için, haftanın belirli günü kendilerine bakan infaz görevlilerine yazılı sipariş vermeleri gerekiyor. Toprağa, maviye ve bitki renklerine hasretleri giderilsin diye olmalı, Adalet Bakanının geliş haberiyle birlikte yıkanıp paklanan, duvarları onarılan cezaevinin koridorlarına yer yer saksı içinde çiçek resimleri yaptırılmış. Soner ve iki Barış, İmralıda müebbet hükümlüsü Öcalanın koğuşunda yedi kişi bulunduğunu ve bunlarla sürekli konuşabilme hakkı tanındığının altını çiziyorlar. Müyesser Yıldız daha da ileri bir başkaldırı havası içinde, yemek yemiyor...Hiçbir dileğimi ve itirazımı dikkate almıyor bu devlet! 23 kişilik bir koğuşta tek başıma kalıyorum. Bir kedim bile yok yalnızlığımı paylaşacak. Avukatımı niçin yoracağım? Nasıl olsa onun savunmalarını da kale almayacaklar. Son duruşmamda verilen ara karar, bir TÜBİTAK raporunun gelmesinin beklendiğini belirtiyordu. O rapor için kaç kez yazıldı. Ne zaman gönderileceği bilinmiyor. Çünkü ben unutulmuşum! Aslında Savcı Zekeriya Öze dava açtığım için burada olduğumu çok iyi biliyorum.\n

\n

Ayşe Nur tek koğuş arkadaşım diyor… \n

\n

Hayretle soruyorum: \n

\n

Müyesser Hanım 12 Eylülden falan mı?” diyorum. \n

\n

Gülümsüyor: Hayır Hayır. Her sabah onun o sevecen sesi beni odamda ziyaret ediyor. Ne kadar mutlu olduğumu bir bilse diyor. \n

\n

Adalet Bakanı Ergin ile birlikte gelen gazeteciler tıpkı Sayın Sadullah Ergin gibi koşar adımlarla o koridorları geçmişler. Duvarları, boyalı parmaklıkları kendilerine öncülük eden bakanlık yetkililerinin verdikleri açıklamaları dinleyerek!\n

\n

Yine Müyesser Yıldızla bitireyim bu yazıyıAyak sesleri uzaklaştığı zaman bakanın bize bakmadan geçip gittiğini anladık. Sanırım öteki koğuşlarda da aynı şeyler olmuştur. \n

\n

Ayşe Nur sanal koğuş arkadaşın ve meslektaşın Müyesser Yıldız seni dinlemek için pazartesiyi iple çekiyor. Bilgin olsun…\n

\n

***\n

\n

Sevgili okurlar 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramınızı gönülden kutluyorum. Yaşadığımız İstanbulda bayramın yaklaştığını Şişli Belediyesinin tüm caddeleri ulusal bayrağımızla ve Atatürk posterleriyle donatması müjdeledi. Sevgili Sarıgül, iyi ki bu koskoca kentte belediye başkanı olarak sen de varsın...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları