Özdemir İnce

Kimsenin yerinde olamam!

07 Nisan 2023 Cuma

Soner Yalçın’ın 29 Mart 2023 tarihli Sözcü gazetesinde yayımlanan “Ehveni-şer” başlıklı yazısını okuyunca kendisine teşekkür edip kutladım. Prof. Dr. Korkut Boratav ile bana, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayını desteklediğimiz için bazı sorular soruyordu. Teşekkürümün nedeni sorduğu soruyla bana aynı konuda yeni bir yazı yazma fırsatı vermesiydi.

Korkut Boratav ve benim sorunumuz Millet İttifakı’nın becerisini onaylamak değil, şu anda Türkiye solunun tavır ya da siyasal duruşunu değerlendirmekti.

Herhangi bir seçimde ve tercihte “kötü olanların içinde en iyisi” anlamına gelen “ehvenişer” tırı vırı anlamlı bir deyiş değildir. “Ehvenişer”i yani “evdeki bulgur”u seçmek, eskilerin deyişiyle durendiş (uzak görüşlü, akıllı) niteliğine sahip olmak demektir. “Ehvenişer” seçimini beğenmeyene daha iyisi var mı, var mıydı diye sorulabilir.

Türk solu Kılıçdaroğlu’nu desteklemeyip ne yapacak? Kendi adayını çıkarıp ona oy vermek başyücelik rejimini seçmek olmaz mı?

28 Mart 2023 tarihli “Solun önündeki fırsat” başlıklı yazımın ana fikri şuydu: “Yer, zaman ve mekâna bağlı olduğu için her tarihsel olay ve olgu tektir, biriciktir, başka bir yer, zaman ve mekânda tekrarlansa bile aynı sonucu vermez.” Bunun en dramatik örneği Atatürk ve Türk devrimini örnek alıp kendi ülkesine taşımak isteyen Afganistan kralı Emanullah Han ile İran Şahı Rıza Han’ın dramatik sonlarıdır.

Toplumların tarihi tektir ve şah mat (satranç) oyununa benzemez. Bu nedenle Fransa’nın ve Fransa’dan Marine Le Pen/Macron ikilemi örnek olamaz.

Fransa’da 2017 ve 2022 seçimlerinde Marine Le Pen ve Emmanuel Macron’dan başka ve onlardan çok daha nitelikli üçüncü aday vardı: Jean-Luc Mélenchon! Mélenchon solda birliği kuramadığı ve Fransız Komünist Partisi (PCF) ile bütün solun eşeklikleri yüzünden Macron’un yerine aday olamadı. Sözünü ettiğim eşekliler olmasaydı her iki seçimi de Mélenchon kazanır ve dünya François Mitterrand’ı aşan bir cumhurbaşkanı görürdü. Hem stratejik hem taktik körlük! Beşinci Cumhuriyet’ten bu yana Fransa’da cumhurbaşkanları hep ikinci turda seçiliyor. Türkiye’de ikinci tura kalmamak için İslamcı, faşist, ırkçı ve yağmacı ittifakına karşı merkez+merkez sol+sol ve sosyalist+komünist oylar birleşmek zorunda. Bu keyfe bağlı bir tercih değil zorunluluktur. Çünkü Cumhuriyetin geleceği söz konusudur. Bu unutulmamalı! Satrançta -parasına oynadıysanız- biraz para kaybedersiniz ama kaybedilen seçim sadece seçim değildir, tarih ve toplumun geleceğidir.

Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere: Emek ve Özgürlük İttifakı kendi cumhurbaşkanı adayını çıkarsaydı neyi kanıtlamış olacaktı? Diğerlerini bırakalım TKP ve TİP neye ihanet etmiş oldu aday göstermeyerek? Tam tersine, Cumhuriyete sahip çıktılar! Solun çocukluk hastalığına kapılmadıklarını, gerçekçi olduklarını, gelişmek için gerekli iklim ve toprağı aradıklarını kanıtladılar. Cumhuriyete sahip çıktılar! Akıllarını kullanıp birleşerek iktidara geldiklerinde de elbette emekçi sendikaları gösteri yapacak, greve gidecek.

Marx 2023 Türkiye’sinde yaşasaydı ne yapardı? Ya da ben Marx’ın yerinde olsaydım ne yapardım? Bu soru, “Teyzenin bıyıkları olsaydı neyin olurdu” sorusuna benzer. Bizim koca sakallı başta Kapital olmak üzere hiçbir kitabını Osmanlı Devleti modeli üzerine yazmadı. 1789, 1830, 1848, 1871 devrimleri Fransa’da, Ekim Devrimi Rusya’da oldu. Marx eserlerini yazarken Avrupa proletaryası kurulu düzene karşı ayaklanma halindeydi. Türkiye’de böyle bir şey yok.

İki ittifaka da karşı olan kadrosuz ve programsız lafazan Muharrem İnce “Atatürkçü” olduğunu iddia ediyor ama Cumhuriyetçi olmadan Atatürkçü olunamaz. Oysa bölücü aday olmasının nedenini Atatürkçülüğüne bağlıyor. Bu nedenle Korkut Boratav da ben de Marx&Engels’in yerinde olamayız. Onlar da bizim yerimizde olmak istemezlerdi zaten. Kurama (teoriye) uymayan olguya kurama uygun çözüm bulunamaz!

Önemli not: Soner Yalçın (Sözcü), 30 Mart 2023 yazısında, kendisine telefonda, “arayışlarımızı ortak akılla sürdüreceğimizi” söylediğimi yazıyor. Böyle bir şey söylemedim. 22 yıldır “ortak akıl”ı faşizm olarak tanımladığımı sağır sultan bile bilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Taksim Komünü 3 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları