‘Bellrock(*)’ – ‘Five Hills(**)’! (7)

06 Şubat 2015 Cuma

“Sönmüş dostluklar üzerine aşılanmış kin ağacı en öldürücü yemişleri verir!” Fyodor Mihayloviç Dostoyevski
Sultan yine döktürdü! “Biz bu ülkede bir daha milli şef özentileri çıkmasın diye, hiç kimse mürebbi edasıyla parmağını sallayarak milleti terbiye etmeyi aklından geçirmesin diye başkanlık sistemini teklif ediyoruz!” Çünkü o “milli şef” değil “sultan” olacak.
Çünkü o yalnız Türkiye’nin değil tüm “Büyük Ortadoğu’nun (BOP) Sultanı” olacak!

***

30 Ocak Cuma günü bu köşede “paralel devletin” ortaya çıkışını görseli ile birlikte okura şöyle anımsatmıştım: “1996… Recep Tayyip Erdoğan’ın, bugün ‘paralel devletin bankası’ diye topa tuttuğu ‘Asya Katılım Bankası’nı Fethullah Gülen ile birlikte törenle açtı. Paralel devletin önemli mali kaynağı bulunmuştu.”
“Bank Asya” olarak bilinen “Asya Katılım Bankası A.Ş.”, faizsiz bankacılık ürünlerini geliştirerek, bu konuda yeni türev ürünler ortaya koymak, bankacılıkta etkin bir biçimde kullanılmakta olan ürünlerin faizsiz bankacılık sistemine uyarlamak amacıyla kurulmuştu.
Sultan “faizi düşürün” diye Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’na (TCMB) yükleniyor. Son olarak da, “Enflasyon inerse faizi de düşüreceğiz mantığı yanlıştır. Faiz düşünce enflasyonun da düşeceğini hâlâ anlayamayanlar var. İşte adı bağımsız kurul, bağımsız olunca gelinen nokta bu maalesef…” Çünkü o iktisat derslerini imam hatipte Kuran derslerinden öğrenmişti!
Eski TCMB’nin Başkanı Durmuş Yılmaz’a da ders vermeyi şöyle sürdürdü: “Durmuş Bey kendi işine baksın. Onu muhatap alacak değilim. Kendisinin başarısı ortadadır. ABD’ye bir baksın, faiz oranı nedir, enflasyon oranı nedir bunu bir öğrensin. Batı’ya bir baksın. Japonya’ya bir baksın. Bu konuda fazla konuşmaya da gerek yok!”
İktisadı, “Kuran” yerine İngiltere’de “City University of London’da ekonomi dalında lisans, University College, University of London’da lisansüstü” öğrendiklerini 1980’den beri TCMB’nin çeşitli kademelerinde uygulamış, 2009’da Euromoney dergisince “Yılın Merkez Bankası Başkanı” seçilmiş olan Yılmaz’ın yanıtı şöyle:
“Benim işim bu ve en iyi bildiğim konuda konuşuyorum. ‘Faizin sebep, enflasyonun sonuç’ olduğu yönündeki ilişkiye inanıyorsanız ABD’de, AB’de ve Japonya’da faizlerin düşük olmasıyla enflasyonun düşmüş olduğuna kanaat getirirsiniz. Düşük faiz tek başına yeterli olsaydı bu ülkeler durgunluk sorununu çözmüş olurlardı.
350-400 yıllık bir ekonomi politik bilimsel yayın var. Bu doğru değilse Adam Smith’in, John Keynes’in ve diğerlerinin kitaplarını bir alana yığalım ve yakalım. Sonra da, TCMB Yasası’nı değiştirip faizleri sıfırlayalım, görelim öyle mi oluyormuş. Diyelim ki oldu, ben de çıkar ‘Biz bu işi bilmiyormuşuz’ diyerek özür dilerim!”
“Tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkarı” tartışan Sultan, “faizsizliği” hedefleyen “paralel devlette” yoldaşlık yaptığı Bank Asya’ya “Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK)kararı ile “Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu’na (TMSF)el koydurdu.
Dolar 2.50’ye doğru rekor tırmanışa geçti. Uzmanlar, BDDK’nin izin verdiği banka ortaklarının hangilerinin niteliklerini yitirdiğini bilmeden, Banka Genel Kurulu toplanmadan TMSF kararının nasıl yürürlüğe konulacağını sorguluyorlar. Yabancı ekonomi kaynakları, bu “darbe” ile Türkiye’de bankacılık sistemine güvenin sarsıldığını, siyasal itibarın güç yitirdiğini, yatırımların gerileyeceğini söylemeye başladılar.

***

BOP’un Sultanı, “kardeşim” dediği, ailecek Bodrum’da “mavi yolculuk” yaptığı Beşşar Esad ile “düşman” oldu. 2 milyon Suriyeli Türkiye’ye sığındı. Olağanüstü sorunlar başladı ve mali yük bindi. Muammer Kaddafi’nin Libya’sına “Kuzey Atlantik Anlaşması Örgütü’nün (KAAÖ)” donanma göndermesine önce “KAAÖ’nün Libya’da ne işi var?” dedi, ardından Türk savaş gemilerini gönderdi.
Büyük saygı sözleri ile övdüğü Mısır’ın Hüsnü Mübarek’ini sonra topa tutup “Çek git!” dedi ve “Rabia” işareti ile kınadı.

***

ABD’de İsrail’in güçlü “lobisini” oluşturan “Amerika Yahudi Kongresi (AYH)” adına, Belediye Başkanı iken İstanbul’a özel görüşme için gelen Abraham Foksman, başbakanlığında “Yahudi Cesaret Ödülü”nü verdi.
Sonrasında başlattığı “Yahudi” düşmanlığı siyasası nedeniyle AYH’yi de kızdırdı ve ödülü geri istendi… Ama gönderemedi!

***

12 Mart 2013’te Amerika Kongresi’nden senatörler Mark Kirk, Bill Nelson ve temsilciler Steve Israel, Doug Lamborn Sultan’a gönderdikleri mektupla izlediği Yahudi düşmanlığı siyasasını kınadılar.
Son olarak 29 Temmuz 2014’te ABD Temsilciler Meclisi’nin “Türkiye İle İlişkiler Komitesi Başkanlık Divanı’nın” 4 üyesi Steve Cohen, Ed Vhitfield, Virginia Foks, Gerald Conally, Sultan’a bu kez “uyarı” mektubu gönderdiler.
“Uyarı” mektubunda özetle şöyle denildi: “Ortadoğu’da barış için çaba gösteren ülkelerden biri olarak Türkiye’yi görüyorduk. Son demeçleriniz, bu alana katkı yapmaktan çok, nefreti artıracak niteliktedir. Biz, ABD ve Türkiye ilişkilerini kuvvetle desteklemeyi sürdüreceğiz, sizin de bu yolda ilerleyeceğinizi ümit ediyoruz…”

***

“Kendini beğenmişliğin kine dönüşmesini” önlemek için Sultan’a Avusturyalı, psikolojinin ustası Sigmund Freud’un hastalarını tedaviye çalıştığı ve üzeri Türk halısı kaplı yatağını öneririz. Günümüzün psikologları Türk halısı kullanmıyor olabilirler. Bu sorumluluğu yüklenecek genç doktora bir halımı ödünç verebilirim.

(*) Çankaya – (**) Beş Tepe  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları