‘Bellrock(*)’ – ‘Five Hills(**)’! (9)

13 Şubat 2015 Cuma

Cuma günü Sultan’ın Nev York Times gazetesine şu sözlerle yüklendiğini yazmıştım: “Ya sen hoca mısın yoksa banka patronu musun, nesin? Hale bak. Sırtını nereye dayıyor? İşte o malum Nev York Times gazetesine. Acaba bu gazetenin patronları kim? Acaba nasıl burada yazdırıyorlar? Hesap başka hesap! Bilesiniz ki içeriden ve dışarıdan güçlü Türkiye istenmiyor ve bunun için her taraf ayağa kalkmış durumda!”
Sonrasında Sultan hakkında aynı gazetede daha önce yer alan bazı köşe yazılarından örnekler aktarmıştım. Bir okurum Sultan ile aynı gazete arasındaki bir başka olayı anımsattı.
Gazete, “Irak ve Şam İslam Devleti’nin (IŞİD)en büyük gelir kaynağının Türkiye’ye yaptığı akaryakıt kaçakçılığı olduğunu ve ayrıca Ankara Hacı Bayram Camisi’nden IŞİD’e “adam katkısı” yapıldığını yazmıştı. Sultan da ağzını bozarak gazeteye “Edepsizlik... Alçaklık... Adilik...” diye hakaret etmişti!

***

Türkiye’de karşıt basının özgürlüğünü kısıtlamalarına Cumhuriyet’te ve bu köşede yer veriyoruz. Bu kez de Sultan’ın çeşitli olaylar hakkında davranış, konuşma ve tepkilerinin yabancı basına nasıl yansıdığına göz atalım:
İngiliz Reuters Haber Ajansı: “Türkiye, geri dönüşü olmayan bir yola girebilir. (Bank Asya hakkında)... Bu operasyon büyük oranda bir kişisel kinle ilgili ve yatırım çevrelerinde de çok kötü yankılanıyor. Bir yayılırsa, bu algıyı artık bir daha değiştiremezsiniz!”
Amerikan iş dünyasının gazetesi Vall Street Journal: “Son gelişme Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir zamanlar müttefiki olan Fethullah Gülen arasındaki güç mücadelesine karışmasının ardından ortaya çıktı.”
İsviçre’de yayımlanan Neue Zürcher gazetesi: “Türkiye’de iş yapmak isteyen şirketler Recep Tayyip Erdoğan’la arasının bozulmasını göze alamaz. Çünkü Erdoğan muhalif olan kurumlara karşı amansız tavır sergiliyor. İslami usullere göre işlem yapan Bank Asya, hukuka aykırı bir şey yapmamış olmasına rağmen kurban oldu. Bank Asya’nın kurucuları Fethullah Gülen’e yakınlığı ile bilindiği için bankaya baskı uygulanıyor.”
Rus Noviye İzvestia gazetesi: Ak Saray’ın vergi veren Türk vatandaşlarına yaklaşık 615 milyon dolara mal olduğuna dikkat çektikten sonra şu satırlara yer verdi: “Saray, inşaata yasak bölgede yapıldı. Artık sadece otoriter yönetim biçimi değil, aynı zamanda lükse olan sevgisi nedeniyle Erdoğan ironik (***) olarak artık Sultan. Ak Saray dünyanın en büyük devlet başkanı ikametgâhı oldu. Sadece saray değil Cumhurbaşkanı için aynı zamanda Airbus A330-200 tipli yeni uçak alındı. Cumhurbaşkanı karşıtlarına göre Erdoğan genelde kendi masraflarını da devlet hazinesinden karşılamaya alıştı. Erdoğan için daha başka ikametgâh ve saraylar da bakımdan geçirilerek hazırlanıyor. Yani Erdoğan ironik sultan oldu.”
İngiliz iş dünyasının gazetesi Financial Times: “Beyaz Saray ve Elysee’den daha büyük olan bin odalı saray, mahkeme kararına karşın, koruma altındaki bir orman arazisinde yapıldı. Sarayın, yakın çevresinin adının karıştığı yolsuzluk skandalına karşın fazla bir işaret yok. Tutucu tabanı Erdoğan’ı Türkiye için daha yüksek yaşam standartları ve daha iyi hizmet dönemini başlatan, dindar topluma daha fazla haklar getiren ve Türkiye’nin dünyada sesinin daha fazla duyulmasını sağlayan bir lider olarak görüyor.”
İsrail Haaretz Gazetesi: “Türkiye’de dinsel etki gittikçe artırılıyor. Böylece, Erdoğan, Kemal Atatürk’ün dinsel devletin egemenliğinin altına koymanın bir yolu olarak ülkenin din otoritesini kurduğu 1924 yılında başlayan bir dönemi kapatıyor. Şimdi 90 yıl sonra devlet, dinsel egemenliğin altına sokuluyor.”
Avusturya’nın devlet gazetesi Viener Zeitung yazarı Andreas Sieder: “Erdoğan, cumhurbaşkanı olarak geçirdiği ilk 100 günde hükümet çalışmalarını elinden bırakmaya ve temsili rolüne geri çekilmeye fazla hazır olmadığını gösterdi. Şimdiye kadar eski hükümet liderinin bir kutlamada ya da etkinlikte konuşma yapmadığı, AKP’nin parti çizgisini sıkılaştırmadığı, yargı, medya ve ekonomideki ‘vatan hainlerine’ karşı kışkırtmadığı bir tek gün bile geçmedi!”
Viyana’da yayımlanan Die Presse gazetesinde yazar Susanne Güsten: “Recep Tayyip Erdoğan, hırslı planlarını izlemeyi sürdürüyor: Ama aynı zamanda giderek daha fazla sarsılıyor. Bu gergin siyasal havanın ortasında Türkiye’nin yeni yılda zor çerçeve koşullarla baş etmesi gerekiyor. Geçen yıllardaki ekonomik canlılık bitti, büyüme geri gidiyor, işsizlik artıyor.”
Vall Street Journal gazetesi: “Türkiye’nin Merkez Bankası ve dünya çapındaki uzmanlar, Başkan Erdem Başçı’nın alçakgönüllü bir faiz indirimi ile hükümetin eleştirilerini azaltabileceğini sandı. Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan daha sert bir azar çekti. Merkez Bankası’nın siyasal faizini 50 temel puan indirirken faiz koridorunu değiştirmedi. Buna Erdoğan sert tepki gösterdi.
Standard Bank PLC yükselen piyasalar araştırma bölümü başkanı Tim Ash, ‘Başçı’nın olup bitenler nedeniyle oldukça rahatsızlık hissedeceğini düşünüyorum. Merkez Bankası ve kararlarının siyasetçilerce sürekli eleştirilmesi, hissiyat, güven ve risk algıları için zararlıdır!’ diyor.”
Amerikan Vaşington Post gazetesi: “Türkiye’nin Erdoğan’ın baskısından kurtulması gerekiyor. Dengesiz ve rahatsız edici davranışları ile Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu’da önemli rol oynama fırsatını kaçırdı. Gazeteciler hapse atılıyor. 17 ve 25 Aralık yolsuzluklarını yanıtlamak yerine üzerlerini örtüyor. Tvitter ve YouTube kapattırmak istiyor. Erdoğan’ın sözünü ettiği Yeni Türkiye bu mu?”

(*) Çankaya – (**) Beş tepe - (***) Kökü eski Yunanca olan “ironi” sözcüğü söylenen ile uygulanan arasındaki çelişki anlamındadır. Türk Dil Kurumu sözlüğünde şöyle tanımlanıyor: “Gülmece, söylenen sözün tersini kastederek kişiyle veya olayla alay etme anlamındadır.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları