Adalet!..

16 Haziran 2017 Cuma

Tek bir ADALET sözcüğü kaç kişiyi çatısı altına toplayabilir bu ülkede? Suskun vicdanları harekete geçirmek için kaç adım atmak gereklidir? 1 kişinin, 10 kişinin, 100 kişinin 450 kilometreyi yürüyerek ve adalet istiyoruz diye haykırarak kat etmesinin belki büyük sonuçları olmaz ama on binler, yüz binler, milyonlar yürürse kesinlikle bir şeyler değişir. Bırakın “Adalet istiyoruz” diye haykırmayı, sessizce Adalet pankartları ile yürümek, bıkmadan, pes etmeden yürümek bile değiştirir.
Yürümek bir eylem. Barışçı bir eylem ama bir yandan da konuşmanın ötesine geçmek demek.
Adalet istemek ise en temel vatandaşlık hakkı. Zamanı çoktan gelmişti ama bilirsiniz bardak ağzına kadar dolar dolar da sonra tek bir damla taşırır. İşte o damla CHP milletvekili meslektaşımız Enis Berberoğlu’nun 25 yıla mahkûmiyeti oldu. Adil karar vermek yerine siyasi kararlara imza atan yargıçlar, hâkimler yüzünden hâlâ hapis yatan, hastalanan, tedavisi yapılmadığı için hayatını kaybeden, itibarı elinden alındığı için canına kıyan onlarca masum insan, bardağı damla damla doldurdu. Ama sadece o kadar da değil...
Bu ülkede adalet;
99 gündür açlık grevini sürdüren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için de...
Tutuksuz yargılanabilecekken demir parmaklıklar arkasında aylardır yatan gazeteci arkadaşlarımız için de...
Keza aynı şekilde tutuksuz yargılanabilecekken hapis yatan Selahattin Demirtaş ve diğer milletvekilleri için de...
Bu ülkede adalet;
Tecavüzcüsü ile evlenmeye zorlanan kadınlarımız, küçük yaşta okul yerine koca koynuna sokulan kız çocuklarımız için de...
Bu ülkede adalet;
Onlarca, yüzlerce suçlusu asla mahkûm edilmeyen cinayet gibi iş kazalarında, maden göçüklerinde can veren işçilerimiz, madencilerimiz, tersane çalışanlarımız için de...
Bu ülkede adalet;
Son 10 yılda gelir dağılımında eşitsizliğin giderek artmasına bir son verilmesi için de... Bu eşitsizliğin, adının içinde Adalet sözcüğü de bulunan iktidar partisi tarafından siyasi bir araç olarak kullanılmasının, iane ve yardımlarla, göz boyamalara oy deposu haline dönüştürülmesinin artık sonunun gelmesi için de...
Bu ülkede adalet;
Doğru işleyen ekonomi, doğru işleyen bir vergi sistemi için de...
Bu ülkede adalet;
Geleceğimiz için de, çocuklarımız için, yaşadığımız çevre ve doğa için de...
Kısacası insan gibi yaşamak için adalet...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu bu tıkanmışlığın içinde önemli bir hamle yaptı. Üstelik başlattığı yürüyüşün CHP şemsiyesi altında yapılmadığını ve adalet isteyen herkesin katılabileceğini söyledi. Şimdi iş bizlerde; bu anlamlı adalet yürüyüşünün içinde olmakta, giderek çoğalmakta... Sendikalar, STK’ler, kadın örgütleri, akademisyenler, işçiler, öğretmenler, öğrenciler, gençler... Biliyoruz, hepimizin o ya da bu şekilde, baskı rejimi; yaratılan korku toplumu, fişleme düzeni içindeki kaygılarımızı, korkularımızı. Ama unutmayalım düzenler korkuya yenik düşerek düzelmiyor.
Adalet Yürüyüşü, hukuka, özgürlüğe ve demokrasiye gidişin bir başlangıcı olabilir. Eğer yüz binler, milyonlar katılırsa...
Bir söz daha, bu anlamlı başlangıç için: 802 yıl önce dün, tam da Adalet Yürüyüşü’nün başladığı gün İngiltere’de kralın yetkilerini sınırlayan ve “büyük özgürlük fermanı” diye de bilinen Magna Carta kabul edilmişti.      



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları