Çöküş toplumu!

02 Aralık 2016 Cuma

Yalın gerçek: Çöküş toplumuyuz. Ve, çağdaşlıktan, bilimsellikten, liyakatten ve hukuktan uzaklaştıkça bu çöküş daha hızlanacak.
Adana’da 11 yavrunun ve 1 görevlinin ölümüne yol açan ihmaller zinciri ilk değildi; ne yazık ki son da olmayacak. Facianın ardından gelen açıklamalar, ortaya konulan belgeler ve tabii tepkiler de, ne yazık ki çok değil birkaç gün içinde balık hafızaların derinlerine çekilecek. Tıpkı maden cinayetlerinde, tıpkı inşaat boşluklarına asansörlerin çakılmalarında, tıpkı dere yataklarının doldurulduğu alanlara sel baskınlarında, tıpkı yollarda rögar kapaklarının açık unutulmasında, tıpkı tarım işçilerinin balık istifi doldurulduğu kamyonların devrilmesinde olduğu gibi...
Şöyle bir geriye dönüp bakalım: Aynı şeyler söylenmedi mi, benzer tepkiler, benzer savunmalar havada uçuşmadı mı?
Hepsi de büyük resmin irili ufaklı parçaları. Büyük resmin tam olarak söylediği ise toplumsal olarak büyük bir çöküş içinde olduğu gerçeği.
Çağdaşlık, bilimsellik, liyakat ve hukuk dedik... Bunlar olsaydı eğer öğrenci yurtları güvenlik sisteminden muaf tutulmazdı, “göstermelik değil, doğru” denetim raporları düzenlenirdi. Hesap sorulurdu, gerekirse ceza kesilirdi, gerekirse kapatılırdı...
Alın bu cümleyi, Adana’daki öğrenci yurduna, Soma ve Zonguldak’taki madene, Torunlar inşaatın asansörüne, karayolları yönetmeliğine taşıyın... Hepsi için geçerli değil mi?

Beceriler önemlidir!
Buradan yola çıkarak TÜSİAD’ın birkaç gün önce gerçekleştirdiği “Bilgi Temelli Ekonomi İçin Yetişkin Becerilerini Geliştirmek” başlıklı seminerine biraz değinmek istiyorum.
TÜSİAD, OECD’nin 16-65 yaş grubuna odaklanan ve geçen haziranda yayımlanan “Uluslararası Yetişkin Becerilerinin Ölçülmesi Programı” kısa adıyla PIAAC’dan yola çıkarak bu semineri düzenledi. Peki PIAAC bize ne söylüyor?
İki cümle ile özetleyebiliriz aslında:
1- Türkiye’de yetişkinler çağa ayak uyduramıyor,
2- Türkiye’de yetişkinler sözel, sayısal ve teknoloji yoğun ortamlarda problem çözme olmak üzere üç beceri alanında OECD ortalamasının altında performansa sahip.
Peki, neden böyle?
Çünkü, Türkiye’de hızla yaygınlaşan “biat kültürü” ile bilimselliğin ve çağdaşlığın anahtarı olan “eleştirel düşünme” birbirine zıt kavramlar .
Bizim toplumumuzdaki bu çözülmeyi o kadar güzel açıklıyor ki...
Gelelim yetişkin karnesinin bu kadar kötü olmasının diğer nedenlerine... Yine OECD verilerinden yola çıkarak özetleyelim:
1- Eğitim seviyemiz çok düşük (25-34 yaşındakilerin yarısı lise bitirmemiş).
2- Kadınların eğitime katılımı çok düşük (OECD’de kadın-erkek beceri farkının en yüksek olduğu ülkeyiz).
3- OECD ülkelerinin aksine bizde beceri sahibi olmakla işgücüne katılım arasında bir bağ yok!
4- Aynı beceri seviyesine bağlı yetişkinler arası ücret farkının en yüksek olduğu ülke Türkiye.
Tüm bunlar birbiri ile eklemlenerek Türkiye’yi bugüne taşıdı. Eğer böyle sürerse bu çöküş, hızla dibe vurma ile sonuçlanacak. Bakalım ne zaman...

Cumhuriyet hâlâ tutuklu
Silivri zindanında 28 gündür tutuklu arkadaşlarımız. Şöyle de söyleyebiliriz: Onlar içerde, biz dışarda tutukluyuz. Çünkü Cumhuriyet tutuklu. İktidarın “biat kültürünü” reddettiği, gerçekleri haberleştirdiği, toplumun en temel hakkı olan “bilgi edinme hakkı”nı bir basın kuruluşu olarak çekinmeden, gözünü kırpmadan yerine getirdiği için tutuklu.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları