‘Kaya Sınıfı’nı öldürüyorlar... Kucaktaki Bomba...

06 Ocak 2023 Cuma

En düşük gelir seviyesindeki grup değil... En üst, kaymak tabaka da değil... Gelir dağılımının ortasındaki en geniş grup, yani orta sınıf. Her ülke gibi Türkiye’yi de ayakta tutan grup. Onların arasında  çalışanları, üretenleri rahmetli Doğan Kuban Hoca, “Kaya Sınıfı” olarak tanımlamıştı. 

Hoca ne yazmıştı: “... Bu insanların arasında genelde lise ve üniversite eğitimi görmüş, ailesini geçindirmek için yaşamın sağladığı bütün olanaklara yapışmış, gelir seviyesi orta ve ortanın alt boyutlarda, kadın-erkek karışık, bekâr ve evli, yaşı 50’yi geçmeyen bir sınıftan söz ediyorum. Bu sınıf öğretim derecesi ne olursa olsun, Türkiye’nin ayakta kalmasını sağlayan sınıftır...”

Peki ya bir ülke kendi “Kaya Sınıfı”nı öldürürse? Darmadağın olur... Sağlıktan eğitime, nereyi tutsan ilmek ilmek dağılır... İşte Türkiye’de tam da böyle oluyor. Bütün ekonomik ve politik yanlış kararların, savrulmaların en büyük bedelini orta sınıf ödüyor. Çalışan, kendine ve çocuklarına daha iyi bir gelecek sağlamaya çalışan kesim. Biri yazmış sosyal medyada “Biz Ankara Koleji’nde okurken memur maaşı ile iki çocuğunu kolejde okutan aileler vardı hatta çoğunluktalardı, dedim çocuklarıma. Delirmişim gibi baktılar. Onlara o kadar imkânsız geliyor ki bu... Oysa 80’lerde de öncesinde de gayet mümkündü.”

Evet mümkündü. Şimdi ise yaşam çeperleri tamamen daraltılmış, yoksullaştırılmış, gelecek umutları ellerinden alınmış bir orta sınıf, bir “Kaya Sınıfı” var. Kimin umurunda? 

Alay eder gibi... Bir yandan asgari ücrete zamla övünürken öte yandan zamları yağdırıyorlar. Devlet böyle yaparsa özel sektör niye yapmasın? Hadi onlar da... Suya, sigaraya, ekmeğe, simide, elektriğe, ulaşıma, ısınmaya... Kiralar, üst baş, çocuklara bir iki oyuncak derken eskiden yapılan ve adına “hayat standardı” dediğimiz ayda bir iki yemeğe çıkmak, tiyatro vs. belki bireysel sağlık sigortası, anaokulu ücreti,  belki çocukları özel okulda okutmak, yaz tatili gibi etkinlikler lükse dönüştü. Kısacası tamamen yoksullaştırıldık. Orta gelirliye konut kampanyası şaka gibi. Hanehalkı gelirinin aylık 80 bin lira olması gerekiyor, bunu 40 bini konut kredisine ödenecekmiş. Bırakın asgari ücretliyi emekliyi, “Kaya Sınıfı”ndan ayda 80 bin lira kazanan kaç kişi çıkar? Yazılımcısı, doktoru, mimarı, fırsatını bulan kapağı yurtdışına attı. Kalanlar da fırsat kolluyor. Genç işsizliği, üniversite mezunu işsizliği aldı başını gidiyor. Peki Türkiye’yi kim ayakta tutacak?

Saatli bomba kucakta. Çeper daraldıkça saatin tıkırtıları artıyor. Ekonomik çöküş öyle boyutta ki seçimi kim kazanırsa onun kucağında patlayacak gibi duruyor. Çorap söküğü gibi diğerlerini de peşine katarak sarıyor ülkeyi... Adaletsizlik, eşitsizlik, tırpanlanan haklar, kadın cinayetleri...

Büyük müjde diye duyurduğu İstanbul Sözleşmesi’nden tamamen çıktığını açıklayan Türkiye’de sadece 2022 yılında  öldürülen kadın sayısı 381, son 15 yılda öldürülen kadın sayısı 4 bin 86.

Cumhuriyet’te Murat Ağırel’ın açtığı yeni dosya dudak uçuklatıcı: 30 liralık ağrı kesiciyi kanser ilacı diye 9000 dolara Sağlık Bakanlığı’na satan şirketin ortağı bir AKP milletvekili. İlacın sahte olduğunu ispatlamaya çalışan müfettişe numune vermeyen Sağlık Bakanlığı... 

Ve diğerleri... Tarikatlar, muhalefetin üzerindeki büyük baskılar... Liste çok uzun... Ama unutmayalım başta da dediğimiz gibi ülkeleri ayakta tutan “orta sınıf” özellikle de onların içindeki “Kaya Sınıfı”dır. Çığırından çıkmış bir Türkiye’de “Kaya Sınıfı”nın yok edilmesi dibe vuruşun son hali olabilir...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları