Referanduma Sultanbeyli’den bakmak...

14 Nisan 2017 Cuma

Nursel 27 yaşında biri 2 diğeri 6 yaşında iki çocuk annesi. Eşi Mehmet, inşaat işçisi ama 9 ay önce çalışırken bir iş kazası geçirmiş. 9 ay yaşam savaşı vermiş; şimdi yeni yeni kendini toparlıyor. Tabii çalışamıyor, üstelik çalıştığı inşaata dava açtığı için maaşını da alamıyor. Nasıl geçiniyorsunuz, diye soruyorum. Belediye ve Beyaz Masa’dan ayda toplam 350 TL yoksulluk yardımı alarak geçinmeye çalıştığını söylüyor Nursel, “Allah’a şükür ev kirası vermiyoruz. Hamt olsun geçiniyoruz” diye ekleyerek... Nursel ve Mehmet ile gecekondudan bozma evlerinde konuşuyoruz. Oda alabildiğine yalın. İki çekyat, kapatılarak duvara dayanmış yuvarlık bir masa, bir makine halısı, duvarda bir plazma televizyon, bir takvim ve yapma bir çiçek.
Sultanbeyli sokaklarında dolaşırken rastgele çaldığımız bir kapı Nurseller’inki. Elimizde küçük bir paket, çocuklara birkaç şeker. Güler yüzle buyur ediyorlar içeri. Hayır’ı anlatmaya geldik diyoruz. Mehmet “evet” eğilimli ama biraz kafası karışmış belli, Nursel sanki “tek adam”a daha karşı gibi... Neden evet diyeceksiniz soruma yine aynı karmaşık yanıtları alıyorum: AKP’nin sürekli olarak pompaladığı Kılıçdaroğlu’nun SSK döneminde yaptıkları, AKP’nin getirdiği hizmetler... Bu seçim değil ki, başkanlık sisteminin, tek adamlığın oylanması deyince “orası öyle” yanıtını alıyorum. Peki, diyorum şöyle bir düşün, 15 yıllık tek parti yönetimi. Ve senin tek bulabildiğin iş inşaat işçiliği oldu. Halbuki, AKP inşaat yerine, üretimi desteklemeyi tercih etmiş olsaydı belki sen bir fabrikada iş bulacaktın, belki ustabaşılığa yükselecektin. Mahallende iyi bir kreş olsaydı, belki eşin çocukları kreşe bırakıp çalışacaktı, eve bir yerine iki maaş girecekti, çocuklar daha iyi şartlarda büyüyecekti, sigortan tam yapılacaktı... Şaşkınlıkta başlarını sallayarak dinliyorlar...
Bir başka ev... Sultan Gül uykulu gözlerle açıyor kapıyı, buz gibi bir odaya alıyor bizi.. Bir restoranda bulaşıkçılık yapıyormuş... Günde 10 saat, 2’şer saat de yol etti 14 saat... O gün izin günü. Eşinden ayrılmış 2 çocuğunu eşi göstermiyormuş.. Tek başına 500 TL’ye aylık kira ödediği bir evde, soğukta yaşıyor. “Evet mi hayır mı” sorusuna verdiği ise “Ben ne anlarım bu işlerden abla. Neye evet neye hayır dendiğini bile bilmiyorum, Tek bildiğim kim yardım verirse onu destekleyeceğim” yanıtı.
Sultanbeyli AKP’nin önemli kalelerinden biri. Yüzde 70’ye yakın oy çıkarıyor. CHP sadece yüzde 7. Bir günde 10’u aşkın ev gezdik. Sokaktaki insanlarla konuştuk. Erzurumlusu, Karslısı, Giresunlusu, Rizelisi, Niğdelisi...İçlerinde “tek adama asla” diyen de var, kararsızlar da, ürkekçe “ben de sizdenim” diyen de ve tabii evetçi de..
En çok duyduğumuz söz “5 vakit namazımdayım” “Allahıma şükrediyorum” referandum ile de ilgili olarak “Allah en iyisini bilir”. Yoksulluğun kıskacında kabullenilmiş yaşamlar. Dar, çok dar bir alana hapsolmuş o yaşamlar, özellikle kadınlar için. O kabullenişliğin dışavurumu sürekli tekrarlanan hamt olsun sözü ve şükretmek. Hayalleri yok, gelecek planları aynı şekilde kendilerine biçilen sınırlar içinde...
AKP yıllardır bu düzeni böyle sürdürüyor. Seçim dönemleri elektrik borçları siliniyor, esnaf ve işverenler için vergi indirimi, mobilya ve beyaz eşya için KDV indirimleri getiriliyor, sağlıkta prim destekleri ile sosyal yardımlar, büyükanne maaşları ile boyanıyor gözler. Bu arada yandaşlara verilen ihaleler, kamu alımlarında ödenen yüksek bedeller, vatandaşın bindiğin otobüsün devlete normal satış fiyatının üzerinde satılması vs. haberleri bile yok.
Bizim “hayır” diye sıraladığımız gerekçeler onların çok uzağından geçiyor. Ulaşmıyor bile.. Anayasa ya da referandum ne demek diye sorsak doğru yanıt alacağımız bile şüpheli. Bu yüzden en iyisi ben bilmem deyip geçmek. Ama birileri anlatmaya kalkınca dinlemeye de açıklar. En etkili olan “tek adam” sözü.. Tek adama ülkeyi teslim etmemek birçoğunun kırmızı noktası gibi. Tabii fanatik AKP’liler dışında...
Sultanbeyli küçük Türkiye... AVM’leri ile, gecekonduları ile, yuvalanan tarikat evleri, dar sokaklara konuşlanmış sübyan okulları ile... Mülteci mahallesi, Alevi mahallesi ile.. Ama çıkardığım bir sonuç var referandum öncesi: Dokunabildiğiniz zaman sonuç alabiliyorsunuz. Bir kere seçim ya da referandum öncesinde değil tabii, sürekli dokunmaktan bahsediyorum. O da öyle uzaktan, oturduğun koltukta ahkâm keserek yapılmıyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları