Yoksulluk sıradanlaştığında...

11 Ağustos 2023 Cuma

Cumhuriyet’in “Çocuklarımız cahil kaldı” başlığı ile önceki gün manşete taşıdığı haberin ortaya koyduğu tablo vahim. Türkiye’de kısa bir metni okuyamayan ve anlayamayan çocuk oranı (10 yaşına kadar) yüzde 15. Sadece ekonomik yoksulluk değil devasa bir öğrenme yoksulluğu ile de karşı karşıyayız. Bu, örgün eğitimin her kademesinde -ki buna üniversiteler de dahil- kendini belli ediyor. Cahil diplomalılar üretimi şampiyonuyuz. Yoksulluk sıradanlaştığında arkası çorap söküğü gibi gelir... 

Peki bu ne anlama geliyor? Dünya hızla dijitalleşir ve dönüşürken bu çocuklar yakın gelecekte kendilerine nasıl iş bulacaklar? Dahası nitelikli insan kaynağı olmadan bu ülke takılıp kaldığı ekonomik açmazdan nasıl çıkacak? Bu soru belli ki ülkeyi yönetenlerin umurunda değil. İnşaatla, taşı toprağı satmakla sürdürdükleri düzenin kaymağını yemek yetiyor onlara...

McKinsey’in Dijital Teknoloji Eğilimleri 2023 Raporu yeni yayımlandı. Raporda en çarpıcı başlıklardan biri iş dünyasının talep ettiği yetenekler ile mevcut beceri havuzu arasında devasa bir uçurum olduğu. Yani dönüşen dünyanın ihtiyacı olan becerilere sahip insan kaynağı yeterli değil. Yapay zekâ, kuantum teknolojileri, elektrifikasyon, yenilenebilir enerji özetle yüksek teknolojinin hemen hemen her alanı...

YOKSULLUĞU YENEBİLMENİN ÇARESİ: YÜKSEK TEKNOLOJİ

Bunun ayırdında olan ülkeler büyük hızla kendi insan kaynaklarına yatırım yapıyor, nitelikli yeni becerilerle donatıyorlar. Bizim gibi ülkeler ise bırakın eğitime yatırım yapmayı, bin bir emekle yetişten nitelikli beyinlerini başka ülkelere kaptırıyorlar. Raporda geleceği şekillendiren belli başlı teknoloji yönelimlerini şöyle gruplandırılmış: Yapay zekâ devrimi, dijital geleceği inşa etmek, ileri mühendislik, bilgi işlem ve bağlantı sınırları, sürdürülebilir bir dünya...

Bundan dört ay önce TÜSİAD ve TÜBİSAD çok kapsamlı bir rapor hazırlamış ve Türkiye’nin 2. yüzyılında “Yüksek Teknoloji için Eylem Çağrısı”nda bulunmuşlardı. 

Şu vurgulanmıştı: Türkiye’nin yüksek teknoloji üreten ve satan bir ülke olmaktan başka çaresi yok. 9 bin dolarlık milli gelir tuzağından kurtulabilmesi ve yoksulluğu yenebilmesi için tek çıkış yolu bu. Raporda Türkiye ekonomisinin çok yönlü olarak değişmekte olan dünyada hâlâ eski yapısını koruduğu grafiklerle ve karşılaştırmalarla ortaya konmuştu. “Yapı değişmezse Türkiye küresel dönüşümün dışında ve yoksul kalmaya mahkûm olur” saptaması yapılmıştı. Ayrıca Türkiye’nin, internet kullanımında gösterdiği atılımı ekonomik değere ve büyümeye dönüştüremediği vurgulanmış ve doğru politikalar uygulayabildiği takdirde, Türkiye’nin dijital dönüşümle elde edeceği verimlilik artışından 269 milyar dolarlık bir potansiyel ekonomik katkı sağlayabileceği belirtilmişti.

Ülkenin neden bunu başaramadığına ilişkin dört neden gösterilmişti. Öneriler yapılmıştı:

1. Türkiye’de katma değerin yüzde 53’ünü, istihdamın ise yüzde 74’ünü sağlayan KOBİ’ler dijital dönüşümü tamamlamakta büyük şirketlere göre geri kalıyor. Aralarında bir dijital uçurum var. 

2. Türkiye’de büyük ölçekli şirketler ise büyük veri, yapay zekâ, nesnelerin interneti, bulut çözümleri ve 3D baskı gibi daha yeni teknoloji uygulamalarının kullanımında OECD ortalamasının gerisinde.

3. Dijital girişimleri desteklemek için fon desteği ve ekosistem oluşturmada gerideyiz. Türkiye, inovasyon kültürünü artıracak ekosistemi kurmakta 75. sırada.

4. Türkiye’de özellikle yüksek teknoloji alanında büyük iş gücü açığı var. İnternet ve akıllı telefon kullanımını dijital yetkinliğe ve nitelikli işgücüne dönüştüremiyoruz. Türkiye’de işgücünün sadece yüzde 6.2’si bilgi ve iletişim teknolojilerinin yoğun kullanıldığı mesleklerde çalışıyor; bu oran ile Türkiye OECD sıralamasında sonuncu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Biz modern insanlar... 12 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları