Öztin Akgüç

CHP oyu yanılgısı

26 Ekim 2022 Çarşamba

“CHP’nin oyu yeterli değil; ancak muhafazakâr kesimden de oy alarak seçim kazanılabilir. İlkeler esnekleştirilmeli, geçmişte de bazı hatalar yapıldığı kabul edilerek AKP’den kopan seçmen kitlesine yaklaşılmalıdır.” Bu sav ne denli geçerli irdelemek gerekir.

CHP, 1950-80 döneminde sekiz seçimde üç kez birinci parti olmasına karşın ancak koalisyonlarla, ortak yönetimle hükümet kurabilmiş, tek başına iktidar olamamıştır. Kaldı ki 1957 seçimi de DP’nin kazandığının ilan edilmesine karşın şaibelidir. Seçimde muhalefet DP’den daha fazla oy almıştır. Seçimde CHP’nin oyu yüzde 40.6 düzeyindedir.

CHP’nin seçim kazanmasına karşın tek başına iktidar olamaması, o dönemlerin seçim sisteminin etkisini de taşır. CHP, yüzde 41.4 oranında oy aldığı seçimde dahi tek başına iktidar olamamıştır ama seçim sisteminde ayarlama yapılarak yüzde 34 oy oranı ile AKP’nin iktidara gelmesi sağlanmıştır. Seçim sistemi 1980 öncesi gibi kalsaydı AKP’nin tek başına iktidara gelmesinin, uzun süreli iktidarda kalmasının olanağı olmazdı.

CHP, 1981 yılında askeri yönetim tarafından kapatılmış, parti üyelerine siyasi yasak getirilmiş, üst düzey yöneticileri tutuklanmış veya belirli yerlerde ikamete mecbur edilmiştir.

Partinin 1992 yılında yeniden faaliyete geçmesine izin verilmiştir. CHP’nin oy oranı 1954 ve 1977 seçimlerinde yüzde 400’ün üstüne yükselmiş, 1950-80 döneminde de ortalama yüzde 350 iken 1992 sonrası, bu düzeyi sürdürememiş, ortalama oy oranı yüzde 22.5’e gerilemiş, bu gerileyiş CHP’nin oy oranının yetersizliği olarak yorumlanmış, esnekleşmenin sağa açılmasının gerekçesi olmuştur.

CHP, 1992 sonrası hangi seçime adaylarını ön seçimle belirleyerek, ilkelerini ön plana çıkararak geçmişiyle gurur duyarak girmiştir. Özür dilerim adaylar seçilmemiş, atanmış, ilkeler değil kişiler, kişisel söylemler ön plana çıkarılmış, geçmiş uygulamalarla övünç duyulmamış bilakis hatalar olduğu izlenimi uyandırılmış, askeri yönetimlerin ve sağcı partilerin iktidar dönemlerinde yaşanan olaylar için helalleşme girişimi başlatılmış adeta bu olayların sorumluluğu nahak yere partinin geçmişine yüklenmiş, yanlış izlenimler uyandırılmıştır.

“Yeni CHP” söylemi de yıllarca bu partiye oy vermiş kişi ve kesimlerde soru işaretleri yaratmıştır. Günel Altıntaş, Cumhuriyet’in Ciddiyet sayfasında “CHP artık eski CHP değilse, oyumuzu kime vereceğiz” sorusu ile gündeme getirmiştir.

Parti başkanlarının, politikacıların geriye oy itme etkileri, rakiplerin, ileri gitmesini sağlar. Su üzerinde hareketi sağlayan suyun itme gücüdür. Gunner Myrdal, “backwash effect” yani “suyun itme gücü”nü ekonomi yazımına, geri kalmış yörelerden gelişmiş yörelere kaynak, yetişmiş insan gücü akınını açıklamak için getirmiştir. “Backwash effect” politikada da geçerlidir.

Metafor eğretileme olacak ama, İmamoğlu’nun İBB seçiminde 800 binden fazla oy farkı yaratmasının ana nedeni Erdoğan’ın geriye oy itme gücü olmuştur. Seçimde Binali Yıldırım’ın, gerçek adayın ise Erdoğan olduğu bilinir. Nitekim Erdoğan İstanbul’un tüm ilçelerinde aday gibi davranmış, oy istemiş, fark da 800 bini aşmıştır.

Önümüzdeki seçimde muhalefetin, muhalefet adayının en büyük gücü, Cumhur İttifakı’nın geriye yitme etkisi olacaktır ki yanlış yorumlarla ikinci “Ekmeleddin İhsanoğlu faciası” yaratılmasın, CHP gerçek oy potansiyelini harekete geçirebilsin.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları