Öztin Akgüç

Onur Kırılması

29 Aralık 2013 Pazar

Günümüzde öyle yorumlar, olaylar, davranışlar, tutumlarla karşılaşılıyor ki “haysiyet kırıcı” sözcüğü çok hafif kalıyor. Bazı davranışlar, tutumlar, yorumlar, bilgiler, göstergeler toplum olarak, ülke olarak onur kırıcı; insan olma niteliğine uygun olmayan davranışlar ile kişiliksizlikler de birey olarak haysiyet kırıcı, hatta yüz kızartıcı.
Şu tür yorumlar, yayınlar, bilgiler, göstergeler toplum, ülke olarak onur kırıcı: “Atlantik ötesi duruma el koydu. Atlantik ötesi sonucu belirler. Atlantik ötesinden onay. Atlantik ötesinden ileti (daha doğrusu gelen talimat-direktif). AB ilerleme raporuna uyum. AB müktesebatına uygun yasal düzenleme. AİHM’den (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) yağdırılan cezalar. Yolsuzluk, insan hakları ihlali, tutuklu gazeteci sayısı” gibi olumsuz göstergelerde dünya genelinde ilk sıralarda bulunma, buna karşı eğitim düzeyi, yaşam kalitesi, kişi başına gelir gibi göstergelerde ortalarda, hatta geri sıralarda yer alma, ülke açısından, toplum olarak onur kırıcı, yüz kızartıcı.
Bir toplum bağımsızlığı, özgürlüğü, egemenliğe sahip olmayı hak etmiyorsa, uzun süre gerçek anlamda bağımsız, özgür yaşayamaz. Bazı güçler ülkeye doğrudan olmasa bile dolaylı olarak el koyar. Egemenlik ulusundur ilkesi kâğıt üzerinde kalır; birisi ya da birileri, “egemenlik ulusundur” alalaması ile egemenliği kişisel olarak kullanmaya yeltenir.

***

Bireyler onurlarını korumalı, kişilikli davranmalı, duruş sahibi olarak çizgilerini sürdürmeli, topluma, ülkeye karşı sorumluluklarının bilinci ile hareket etmeli, kendilerini küçük düşürücü davranışlardan kaçınmalı, çıkar hesapları veya beklentileriyle kimsenin önünde eğilmemeli, yalakalık yapmamalıdır. Kişi, kimsenin önünde diz çökmemeli, kimsenin kendi önünde diz çökmesine, yalakalık yapmasına, kişiliksiz davranmasına da izin vermemeli, bunları hoş karşılamamalıdır.
Gabilik, dinozorluk, çağ gerisi gibi nitelendirilebilir, ama Rönesans döneminin “Vita Activa” kuralının günümüzde de geçerli olması gereğini düşünün. Kurala göre aktif yaşam içinde insanlar önce ülkeleri, sonra diğer vatandaşlar ve aileleri, son olarak da kendileri için çaba harcamalıdırlar. Günümüzde bu tür görüşlerin, inançların yeri kalmamış, etik değerler altüst edilmiştir. Bu tür özlemler gülünç gibi de gelebilir. Bakınız, günümüzde “vita activa” kuralına uygun davranan, tanımlamaya çalıştığımız biçimde yaşamı boyunca onurunu, saygınlığını korumuş, cesur davranan, tutarlı, düzgün çizgisi olan kaç kişi görebileceksiniz? Ama kendini öyle sanan, kendilerinde bazı artamlar (meziyetler) vehmeden, sanısına kapılan tipler gani, gereğinden fazla. Günümüzde Mevlana için törenler düzenleniyor. Mevlana’nın düşünceleriyle anılması her açıdan yerinde, olumlu bir davranış; ancak Mevlana’yı anarken şu gözlemini tümcesini de anımsamak, anımsatmak yerinde olur: “Ne elbiseler gördüm içinde adam yok, ne adamlar gördüm sırtında giysi yok.” Günümüz için söylenmiş gibi.

***

Siyasal tartışmalara, TV kanallarında yapılan açık oturumlara yorumcu, bilgi sahibi, uzman diye çağrılan kişilere bakın. İstisna oluşturan birkaç isimden özür dilerim. Genelde, bilgi yoksulluğu, fikir sığlığı, duruş tutarsızlığı, vatandaşa, bilime, hatta diğer çağrılan kişilere saygılı olmama, belli çevreye hoş görünme kaygısı, zaman zaman güçlü gördükleri kişilere yalakalık yapma gayreti gözleniyor. Uğur Mumcu zaman zaman eleştirir, yakınırdı. “Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak” diye. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak, kulaktan dolma bilgileri yeterli görmek ne yazık ki toplumsal bir eksikliğimiz. Ancak vatandaşı aydınlatma işlevini üstlenmiş kişilerde bu türlü eksikliklerin olmaması gerekir. Gazeteci diye sunulanlarda eksiklikler olmasını sineye çekelim, ama bürokraside, eğitim kurumlarında görev alanlarda bu türlü eksikliklerin varlığı facia. Tartışmalar Hyman Ricker’in şu tümcesini anımsatıyor: “Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinlerse kişileri konuşur.” Günümüzde ülkemizde gözlem yapmış gibi. Dilek olarak kalsa da yeni yılın ülkem için onurlu bir yaşam yılı olmasını dilerim.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa alalaması 15 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları