Öztin Akgüç

Sağgörü yitirilmemeli

20 Aralık 2023 Çarşamba

Sağgörü (basiret), gerçeği görebilme, sezebilme, ussal, ölçülü davranma, kuşkucu (septik) olma, irdeleme yetisidir. Korku, kibir, büyüklenme, özsever (narsist) olma sürekli çıkar kollama, öfke, övgüye kapılma ile sağgörünün yitirilmesi, sorunlara, yanlışlara, aldanışlara, bireysel ve toplumsal hakların yitirilmesine yol açar. Sağgörü ile sağduyunun birlikte yürütülmesi, tarihte örnekleri görüldüğü gibi ülkeler için de tehlikeli sonuçlar doğurur.

Sağgörülü davranış, bilgili olmanın yanı sıra izan, anlayış sahibi aklıselim, kuşkucu olmayı da gerektirir.

Bu bağlamda benim için nostalji olan Mülkiye’den örnekler vereyim.

İdare hukukunun ilk dersi bir öykü, fıkra ile başlıyor. Padişah, şehzadesini eğitmek üzere dönemin en ünlü ilmi cifir (geleceği bilgilendirme, gelecekten haber verme) hocasını huzura çağırır. “Şehzadeyi eğiteceksin, tüm bildiklerini eksiksiz öğreteceksin” buyruğunu verir. Hocanın eğitimi bitince sınav günü gelir. Sınavda padişah yüzüğünü avucuna alarak sorar: “Elimde ne var?” “Madeni bir cisim.” “Aferin, ne olduğunu da söyle.” Değirmen taşı yanıtını alan padişah hışımla hocaya döner, “İlmin bu mu?” der. “Haşmetlim benim ilmim avucunuzdaki cismin madeni, ortası delik yuvarlak olduğunu öğretecek kadardır. Değirmen taşının avuca sığmayacağını öğrenmem ilmim dışında kalır.” Amaç, bireye, topluma değirmen taşının avuca sığmayacağını kavratabilmek, ikna etmektir.

Mülkiye dönemimde çoğu dersin kitabı bulunmadığından, sınıfta not tuttuğuna inanılan arkadaşın notları mumlu kâğıda tape edilir, mumlu kâğıt mürekkeplenir, kolla çalışan teksir makinesinde çoğaltılırdı. Bu süreçte hatalar olur; teksir hataları bazı arkadaşların gadre, yıkıntıya uğramasına yol açardı. Bu bağlamda somut örnekler aktarayım.

Ders: İdare hukuku. Soru: Köylerde muhtar, ihtiyar heyeti seçimi. Arkadaş anlatırken seçmen yaşının sekiz olduğunu söylüyor. Hoca soruyor: “Medeni hakları kullanma yaşı kaç?” “On sekiz.” “Peki öyleyse.” Teksir edilen notta sekiz yazıldığı için emin olan arkadaş, gerekçe olarak “Hocam, kanun koyucu bu konuda istisnai olarak seçim yaşını sekize indirmiştir” yanıtını veriyor. Not teksir edilirken sekizin önündeki “bir” düşmüştür.

Sınavlar, eleme hariç, dinleyiciye açık sözlü yapılırdı. İdarece iki ders eleme olarak belirlenir, elemeyi geçenler sözlü sınavlara girebilirdi. Tüm sınıfın aynı gün sözlü sınava girmesi olanaklı olmadığından gruplara ayrılır, her grup aynı gün farklı konulardan sınava girerdi. Bir grupta ilk sırada sınava girenler, sınav sonrası diğer grupların sınavında dinleyici olabiliyordu. Yine bir anı, örnek...

Ders: Medeni hukuk. Konu: Haklar. Arkadaş yanıtlarken haklar arasında “nufa hakkı” da diyor. Hoca düzeltiyor: “Şufa”. Arkadaş hak sahibine “şefi” diyor, hakka sürekli “nufa” diyor. Hoca düzeltiyor, “şufa”. Arkadaş sınavdan geçerli not aldı, hoca arkadaşın “nufa” deyişine anlam veremedi. Not tape edilirken “ş” harfinin yerine “n” basılmıştı.

Yazılanlara, söylemlere, açıklamalara hatta görüntülere kuşku ile yaklaşmak, irdelemek, akıl çemberinden, sağduyu süzgecinden geçirmek gerekir. Kuşkuculuk “sofizm”, saplantılı olmamak, aşırılığa kapılmamak koşuluyla gerçeği aramada bir yöntemdir. Söylem, yazılan kesin bilgilere, verilere dayanmıyor, akıl ötesi öğeler içeriyorsa, kuşku duyulmalı, ussal tutarlılık aranmalıdır. Descartes, kuşkuyu, “tüm bilgilerin doğruluğunu denetlemek, denemek için kullanılan araç” olarak tanımlıyor.

Günümüzde hemen her alan, piyasalar, siyaset, finansal okuryazarlık, dijital teknoloji dahil bilgi kirliliği içeriyor. Bilgi kirliliğini gidermek devletin görevi. Bu amaçla dezenformasyon yasası çıkarıldı. Ancak yasama aldatıcı, amaç doğru bilgi değil, doğru bilgiyi sansürlemek, uyarıda bulunanları tehdit etmek... Bilgi kirliliğini, eksik, yanlı bilgi vererek, algı yönetimi yaparak devlet yoğunlaştırıyor, şeffaflık adı altında gizlilik yaratıyor. Şeffaflık olmayınca sorumluluk da belirlenemiyor. Kuşkulu, irdeleyici yaklaşmadıkça bireylerde ve toplumda sağgörü törpüleniyor. Sağgörü, sağduyunun yitirilmesinin sonuçları tarihte de görülüyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları