Öztin Akgüç

Yerel Seçimler ve Türkiye'nin Geleceği

16 Ağustos 2013 Cuma

Yerel seçimlerin siyasal sonuçları genellikle küçümsenir. Yerel seçimler diye geçiştirilir. 2014 ilkbaharında ülkemizde yapılması öngörülen yerel seçim ise farklı. Seçimin önemli siyasal sonuçları olması, Türkiye’nin geleceğini etkilemesi beklenmektedir. Türkiye’nin siyasal düzeni, anayasal yapısı, cumhurbaşkanlığı seçimi hatta Balyoz, Ergenekon ve benzer davaların sonuçları, yerel seçimlerle belirlenecektir. Olayı yerel seçim olarak değil, Türkiye’nin geleceğinin oylanması, kapsamlı bir referandum olarak düşünmek gerekir.
Yerel seçimlere AKP damga vurursa, başkanlık sistemi, TC’nin bir tür federasyona dönüşmesi, TC’nin kuruluş ilkelerinin yok sayılması, izleyen cumhurbaşkanlığı seçimini AKP adayı olacak Sayın
RTE’nin ya da Sayın Gül’ün kazanması, laiklik yerine ılımlı İslam yaşamının ağırlık kazanması güçlenecek, hatta Balyoz, Ergenekon davaları kararlarının onaylanması olasılığı artacaktır.
Yerel seçimlerde CHP ve MHP başarısı ise, başkanlık sistemini, federatif bir düzene geçiş planını rafa kaldıracak, emperyal güçlerin Türkiye’yi yönlendirmesi olasılığını azaltacak, cumhurbaşkanlığı seçimini ulusalcı, laik, sosyal devletten yana bir adayın kazanmasını hemen hemen garantileyecek, TC’nin kuruluş ilkelerini güçlendirecek, Balyoz-Ergenekon davalarının kararları değişecektir. Bu nedenle seçim, Türkiye için yaşamsal sonuçlar doğuracağından, görev sadece muhalif partilere değil, tüm vatandaşlara, özellikle TC’yi içselleştirmiş, gerçek demokrasiden ve Türkiye’nin bağımsızlığından yana vatandaşlara da önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir.
Muhalefetin özellikle CHP’nin etkili olamadığı, en azından belli çevrelerin kanısıdır ve medyada da sık sık vurgulanmaktadır. CHP yönetiminin etkili olmaması, örgütünün yeterli çabayı göstermemesi günümüze özgü bir olay değildir. CHP, 1980 askeri yönetimi kararıyla kapatılması sonrası yeniden yaşama dönse de, darbe öncesi etkinliğini gösterememiş, 1980 öncesi oy oranlarına ulaşamamıştır. Kanımca CHP
Ecevit sonrasında üst yönetiminin etkinliği ve örgütünün çabası ile oy alan bir parti değildir. Parti, TC’nin kuruluş ilkelerini benimsemiş, ulusalcı, Atatürkçü kişilerin oy desteği ile siyasal yaşamını sürdürmektedir. Önümüzdeki seçimlerde oy oranının artışı, AKP’nin her alandaki başarısızlığının, demokrasiyi rafa kaldırma girişimlerinin otoriter tek adam yönetimine yönelişinin sonucu olacaktır. Sayın RTE’nin oy yitirmesi arttıkça CHP’nin oy oranı da yükselecektir. Buna sınırlı ölçüde de olsa, yaşam şekline müdahale edilen bireylerin Balyoz-Ergenekon davalarına duyulan tepkilerin de katkısı olacaktır. Her ne kadar sandık ve siyasetin adaletten ayrı olarak düşünülmesi gerekirse de, ne yazık ki ülkemizde adalet de, yargı da, sandığın, siyasetin etkisi altında kalmaktadır.
Yerel seçimlerde TC’yi benimsemiş, laik, sosyal hukuk devletten yana, demokrasiyi içselleştirmiş vatandaşlara önemli görevler düşmesi siyasal partileri, bazı görev ve işleri yerine getirmek yükümlülüğünden kurtarmaz. Bu görevler birkaç noktada toplanabilir: (i) Seçim sandığı güveninin, atılan oyla sayılan oy arasında uyumun sağlanması; (ii) Aday seçiminde titiz davranılması, özellikle CHP’nin gerçek tabanının eğiliminin göz önünde tutulması; örgütten, genel merkezden, sivil toplum örgütlerinden gelebilecek bazı ayartılara, yanlış önerilere kapılınmaması, (iii) Yörede seçim şansı olmayan partilerin seçim kazanmaya en yakın görünen muhalefet partisi adayını desteklemeleri...
Yerel seçim diye küçümsememek gerekir. Unutmamak gerekir ki ANAP’ın
Özal döneminin sonu, 1989 yerel seçimleriyle gelmiştir. AKP yerel seçimlerde başarılı olmak için her yolu, aracı kullanacaktır. Laftan çok, olası oyunlara karşı stratejiler geliştirilmelidir.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları