Perihan Ergun

İnsan Biraz Utanır

06 Şubat 2014 Perşembe

Çağdaşlığın simgesi olan toplumların yönetimlerindeki ön nitelik iyi ahlak yanı, doğruluk ve dürüstlüktür. Çağlar boyu, başta İslam olmak üzere, tek tanrılı inançların da ön kuralıdır yalan dolandan uzak kalmak. Temiz ahlaklı kişiler bu nitelikleri beş yaşından ergenlik yaşlarına kadar aile ve eğitimli eğitimsiz çevrelerinden alarak kişiliklerini oluşturmuşlarsa aç açık da kalsalar bu yapılarını değiştirmezler. Aksi halde yaşamayı zül sayarlar.
17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonlarından sonra ortaya dökülen kirli çamaşırların kokuları utanç verici ve iç bayıltıcı nitelikte. Hükümetteki öncelikle Başbakan’ın ve dört bakanın çocuklarının bunlara bulaşmış olması yüz kızartıcı olmuyor mu? Bir de bakan çocukları tutuklanmışken Başbakan’ın oğlu Bilal’in makam, ev ve aracında korunarak, kayırılarak özgür yaşantısını sürdürmesi hak mıdır? Zaten çağdaş ülkelerde böyle yüz karası bir olay oluşsa o hükümet hemen istifa ederek iktidardan çekilir. Oysa 51 gündür Sayın Başbakan, Belçika ile İran ziyaretlerine giderken ve tüm özel ve resmi açılışlarda toplananlara hitap ederken başta ana muhalefet olmak üzere tüm karşıtlarını çeşitli suçlamalarla karalayarak kendisini aklama çabalarına soyunuyor.
Öyle ki atamasını yaptığı Halk Bankası Genel Müdürü’nün mekânındaki ayakkabı kutusundan çıkan milyon dolarları, kendisiyle dört bakanın çocuklarının odalarındaki kasa ve gene dolarların bulunuşunun dışında, Sayın Başbakan oğluyla kızının yönettiği, yakın dostlarıyla akrabalarının içinde bulunduğu söylenen TÜRGEV’e (Türkiye Gençlik ve Eğitim Hizmet Vakfı) belediyelerin verdiği arazileri de görmezden geliyor. Bir de savunmasında ÇYDD’nin de aynı koşullarda olduğunu öne sürerek örneklemeye kalkıyor. Oysa ÇYDD, kuruluşundan bu yana öyle Bakanlar Kurulu kararıyla kayırılarak vergiden muaf tutulan TÜRGEV’in imkânları içinde değildir. Devletten hiçbir yardım almadan yıllardır gönüllülerin bağışlarıyla yaptırdığı 30’u aşkın öğrenci yurdunun tümünü Milli Eğitim Bakanlığı ile üniversitelere bağışlayarak onların yönetimine bırakmıştır.
Yıllardır özellikle de ailelerinin yoksulluğu nedeniyle eğitimden yoksun bırakılacak olan binlerce kız çocuğunun bu yurtlarda barındırılarak MEB ve üniversitelerce eğitilmesine imkân veren ÇYDD’nin övünce değer çalışmalarının hükümetçe ödüllendirilmesi gerekirken Başbakanca TÜRGEV’i savunurken onları suçlamaya kalkması haktan reva mıdır? Bu davranış ayrımcılık değil midir?

***

Sayın Başbakan 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk darbesinden sonra AKP’den istifa eden vekillerini de “İçimize bazı tuzluklar sızmış”aşağılamalarıyla seçilmişlere hakaret edebiliyor.
Bunları yazılı ve görsel medyadan izlerken onurla taşıdığımız Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığımıza var gücümüzle sahip çıkarak seçimler yoluyla Türk ulusunun haysiyetini ve laik demokratik cumhuriyetini dosta düşmana karşı ayakta tutacak bir yönetimi getirmenin ön görevimiz olduğuna inanıyorum. Ayrıca; bunun tüm halkımızca kabulü için milli birlik ve beraberlik içinde sağlanacağı inancının elimizden geldiğince çevremize anlatılması ön görevimizdir diyorum. Aksi halde Atatürk devrim ve ilkeleriyle oluşmuş olan Cumhuriyetimizin giderek yok edileceğinin endişelerini taşımak istemiyorum. Onu tüm nitelikleriyle ve var gücümüzle yeniden yeşertmeliyiz diyorum. Bunları yazarken yurtseverlikten başka suçları olmayan gazeteci yazarlarımızın, komutanlarımızın, bilim adamlarımızın sırf memleket severlikleri nedeniyle iktidara karşıt ve onlardan yana olanları korkutup sindirmek için yıllardır zindanlarda tutuklu kalmalarını aralıksız isyanlarımla kınıyorum. Bunun kumpas olduğu toplumca bilinirken Başbakan’ın başdanışmanınca da itiraf edildi... Başbakan, davalar başlarken “Ben bu davaların başsavcısıyım” demişken şimdilerde bu tanımdan vazgeçti. Öyle ki gerçekte ceza yasasında var olan 2 artı 1 tutukluluk süresi uygulanmazken şimdi, uzun tutuklulukların hükümetçe 5 yıla indirilmesi kararının verildiğini aralıksız dile getirir oldu.
Peki… Öyleyse hastalıkları nedeniyle hemen hapisten çıkarılmaları gereken Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’yla emekli Jandarma Tuğgeneral Levent Ersöz niçin hâlâ oradalar?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Torbadan Öcü Çıktı 18 Eylül 2014

Günün Köşe Yazıları