Perihan Ergun

Kumpas İtirafı

23 Ocak 2014 Perşembe

Önceki yazımda değindiğim yer darlığı nedeniyle amaca uygun biçimde yer veremediğim, Sayın Başbakan’ın en yakın danışmanı tarafından Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk vesair davaların, kumpas sonucu oluştuğunu açıklaması pek de şaşırtıcı olmamıştır
Hukuk bilgisi olan ve bunun dışında toplumsal konularda duyarlı kişilerce, bu davaların iktidara muhalif olanların sindirilip susturulması için oluşturulduğu bilinegelmekteydi. Bu itiraf gerçeğin yansımasıdır. Davaların yapaylığı bilindiği halde, sahte kanıt, yalancı tanıklarla duruşmalar 6 yılı aşan süredir hâlâ da sürdürülmekte. Silivri zindanındaki bu tutukluluk sürecinde Kuddisi Okkır’ın sapsağlam girdiği yerden yaşamını yitirerek cenazesinin çıkması. Malatya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu’nun 4 resmi raporla -evde bile tedavisi olası değildir- denilen kanserin pençesinde hâlâ zindanda ölmesi bekleniyor. Bir de Jandarma İstihbarat Dairesi Başkanlığı görevlerinde bulunmuş olan ve bu süre içinde 55 fotoğrafla yapaylık taşıyan davaları saptayan Levent Ersöz’de ölümün pençesinde çırpınırken yetkili savcı ve hâkimlerin bu bilinen, gerçeklere vicdanları sızlamadan seyirci kalmaları büyük günah olmuyor mu? Davaların başladığı günlerde Sayın Başbakan, “Ben bu davaların başsavcısıyım” demişti. Şimdi de, “Bizim de hatalarımız olmuştur” itirafına karşı hâlâ da o ilim insanları, gazeteci- yazarlar 350’yi aşan komutan, rütbeli rütbesiz asker hapiste çile doldurmakta... Konunun acı olan bir yanı da Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül’ün hasta tutukluların salıverilmeleri yetkisini yerine getirmekte kayıtsız kalabilmesi ayrı bir üzüntü konusu olmaktadır.

***

17 Aralık 2013’te savcıların yönlendirmesiyle yapılan emniyetin operasyonu birçok yolsuzluklarla kanunsuzlukları ortaya çıkardı. Bir ayı aşkın süredir herkes, yazılı ve görüntülü medyada bu kınanası olayları izlemekte. Bunun en acı yanı da ülkede asayiş ve düzenin ahlaki çizgilerini korumakla görevli dört bakanla Başbakan’ın oğlunun bu işlerde kullanılması oldu. Baskınlarda; yolsuzluk kanıtı ayakkabı kutularında saklanan milyon dolarlar ortaya çıktığında, bakan çocukları sorgulamaya götürüldükleri halde Başbakan’ın çocuğu Bilal oğlan baba ocağında ve Başbakan’ın resmi aracında babasının yanında korunmaya alındı. Her zamanki gibi mağduriyete sığınmayı alet ettiği meydan mitinglerini oluşturtup, “Benim çocuklarımdan biri bu gibi yolsuzluklara bulaşsa onu reddederim” demez mi!.. Ayrıca tüm bu iftira niteliğindeki oluşumları devlet içindeki paralel yapının (cemaatin işi) olarak savunmaya geçiyor. Peki, 2000 yılının başlarında, AKP kurulurken partiye iktidar yolunu açan F tipi cemaat değil miydi? Şimdi onlarla ters düşerek düşman haline gelmeniz nasıl açıklanabilecektir? Bu olayların yalnızca size değil içte ve dışta, devletimize, cumhuriyetimize büyük zararlar getireceği en büyük endişedir. Bunun ucu da Başbakan Birleşmiş Milletler’in davetlisi olarak gittiği Belçika’nın Bürüksel’deki toplantısı sırasında binanın önüne toplanan göçmen vatandaşlarımızın ellerine ayakkabı kutularıyla kınayıcı pankartları alarak “istifa” sloganları atmaları utandırıcı olarak görülmüştür. Dilerim; ulusal egemenliğimizi içlerine sindiremeyen dış güçler bu durumdan yararlanarak ülkemize zarar vermeye kalkmazlar.

***

Bunca üzüntülü olayları yaşarken tesellimiz soykırım yalanlarına karşı AİHM zaferinin mimarı Talat Paşa Komitesi’nin fedaileri başta cansiperane savaşçısı Doğu Perinçek, rahmetli kurucu Kıbrıs Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş ve bu zafere hizmet edenlere borçluluğu görev bilmeliyiz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde (AİHM) zafer kazanan Talat Paşa Komitesi geçen hafta sonunda ilk toplantısını yaparak bu zaferin geleceğe sağlam adımlar atmasının ilkeleri ve çalışmalarının programını tartıştılar. Ülkemizin birçok değerli aydınının toplantıya övünçle katılmalarına karşın aralarında hükümetten yetkili kimsenin bulunmayışı bence oldukça düşündürücü. Bir de savaşımın başaktörü Doğu Perinçek’in hâlâ Silivri zindanında tutuluşu utanç verici olmuyor mu?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Torbadan Öcü Çıktı 18 Eylül 2014

Günün Köşe Yazıları