Şahin Aybek

DEVA eğitime nasıl deva olacak?

29 Ocak 2023 Pazar

DEVA Partisi Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Ergen ile açıkladıkları Eğitim Eylem Planını ve eğitim sistemimizin güncel sorunlarını ve çözüm önerilerini konuştuk.

“Eğitim siyaset üstüdür. Eğitimde ezberleri hep beraber bozmayı hedeflemeliyiz. Her yer okul; her yaş eğitim; her öğretmen rehber; her öğrenci mutlu! Eğitimi yeniden ele almalıyız. Günümüz dünyasında eğitime ilişkin beklentiler, “insanı” merkeze alan bir eğitim anlayışını gerekli kılmıştır. Eğitim sistem olmaktan çıkmış, adeta “entropiye” uğramıştır.  

“YÖK’ü kaldırarak tüm üniversitelere bilimsel, idari ve mali özerkliklerini vereceğiz ve eğitim fakültelerini yeniden yapılandırarak öğretmenlerini özgürce yetiştiren kurumlar haline getireceğiz. “Eğitim Destek Banka Kartı” ile ihtiyaç sahibi tüm öğrencilerimizin eğitim ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle yapılandırdık.  Amacımız kamu ve özelde tek öğretmen tanımı ve kariyer anlayışıdır. Bir nevi matematiğin "Pi" Sayısı (3.14151...) gibi Temel, Evrensel ve Sonsuz bir eğitimi hedefleyeceğiz.”

DEVA Partisi olarak Eğitim Eylem Planınızı açıkladınız. 500 madde ile oldukça kapsamlı bir plan. Hayırlı olsun! Daha önce Yükseköğretim Eylem Planınızın lansmanından sonra sizi konuk almıştık. Sunumuzda yapay zekâ programı ChatGPT’yi de eğlenceli bir şekilde kullandınız. Sunumun sonunda ChatGPT bize eğitim siyaset üstüdür, dedi.

Evet, Eğitimin siyaset üstü olduğunu kabul etmeliyiz. Bugüne kadar eğitim sistemimiz, yıllar içinde siyasallaşarak kronikleşmiş sorunlarla karmaşık olduğu kadar, bizi dünya rekabetinden geri bırakan problemler yumağı ile karşımızda durmaktadır. Bu iç içe geçmiş problemler, 21. Yüzyılın sürdürülebilir hedeflere yönelik olarak ivedilikle çözülmek için yukarıdaki gibi bir sistem yaklaşımı yanında toplumsal mutabakat ve bilimsellik odaklı olması önemlidir.

Yani, eğitimde ezberleri hep beraber bozmayı hedeflemeliyiz. 

Haklısınız, DEVA Partisi’nin eylem planında “Her yer okul; her yaş eğitim; her öğretmen rehber; her öğrenci mutlu” sloganı yer alıyor. “Eğitimi yeniden ele almalıyız” diye de eylem planınıza başlıyorsunuz. Biraz açarmısınız?

Dünyanın hızla dijitalleşerek bilim ve teknoloji, inovasyon ve girişimcilik temelli değiştiği zamanımızda, eğitimin ana gündem olması kaçınılmazdır. Küresel rekabetin önemli bir paydaşı olabilmemiz, dinamik istihdam piyasasının taleplerini karşılayabilmemiz ve insanlarımızın mutluluğunu tesis edebilmemiz için, eğitimin hayati rol oynadığını görmekteyiz.  Aynı zamanda toplumsal hayatımızın demokrasi, eşitlik ve adalet ekseninde yeni dünyanın bir parçası olması; ülkemizin orta gelir tuzağından çıkması için de eğitimi önemli bir araç olarak görmekteyiz. 

Dijitalleşme, ekonomimizi ve toplumumuzu hızla değiştirmekte; otomasyon ile yeni yetenek ve beceri alanlarına olan ihtiyaç, istihdam piyasasının ve toplumsal hayatın parçası olmanın şartı olarak ortaya çıkmaktadır. Bu da geleneksel istihdam tanımını temel olarak değiştirmekte hem gençlerin hem de yetişkinlerin hayat boyu eğitim döngüsünün içinde kalma zorunluluğunu ortaya çıkarmaktadır. 

Günümüz eğitim anlayışını nasıl tanımlarsınız?

Bugün içinde bulunduğumuz dünya görüşü, “eğitim” kavramını, bilinenin ya da ezberde olanın ötesine taşımaktadır. Eğitim; öğrenci, öğretmen, okul, mekân, yaş, süre, eğitim programı gibi sınırlı değişkenlere yüklenen anlamları büyük ölçüde değiştirerek; eğitim kavramını sınırlarının ötesine taşımıştır. Bu durum, “her zaman ve her yerde ulaşılabilir eğitim” ihtiyacını ortaya koymuştur. Bu arayış, doğa bilimlerinde hâkim olan baskın paradigma değişiminin, toplum hayatına; dolayısıyla da eğitime yansıması ile başlamıştır. Her yaş dönemi ve eğitim kademesinde yer alan her birey; demokratik, özgür, eşitlikçi, hoşgörülü, kapsayıcı ve mutlu öğrenme ortamlarını talep etmektedir. Bu talepler, daha insan merkezli ve daha mutlu birey özelliğini tarif etmektedir. Günümüz dünyasında eğitime ilişkin beklentiler, “insanı” merkeze alan bir eğitim anlayışını gerekli kılmıştır. 

Eğitim politikanızın odağını nasıl tanımlarsınız?

Yukarıda ifade ettiğimiz nedenler, sadece eğitim politikalarımız değil aynı zamanda diğer farklı alanlardaki 21 politikamızın da odağında “insan” faktörü yer almaktadır.

Peki, tüm eğitim politika ya da yaklaşımlarının odağında zaten insan yer almaz mı? 

Yer almayabilir. Çünkü toplumların eğitim hedeflerine, dolayısı ile eğitim felsefelerine bağlı olarak eğitimin odağına aldığınız öğe değişebilir. Bazı felsefi yaklaşımlar eğitimin merkezine “büyük eserleri, bazıları evrensel değişmeyen konuları, bazıları disiplini ve bazıları da öğretmeni” asıl amaç olarak alabilir. Bizim eğitim felsefelerimiz dolayısı ile politikamızın odağında, teorik olarak değil, uygulama sürecinde-gerçek eğitim-öğretim yaşantılarında “öğrenci” yer alacaktır. Tüm öğretim kademelerimizde yer alan öğrencilerimizin gelişim dönemi özelliklerini dikkate alarak, kişisel, akademik ve mesleki gelişimlerini ilgi ve yeteneklerini ortaya çıkaracak şekilde “bütüncül” gelişimlerini sağlayacağız.

Erken çocukluk eğitiminden, yükseköğretim sürecine değin tüm öğretim kademelerinin eğitim programlarını, eğitim yönetimini, eğitim ortamlarını, yöntem ve teknikleri ile ölçme ve değerlendirmeye kadar eğitim sisteminin tüm bileşenlerini bu odak üzerinden irdeledik. 

Eğitim politikamızın merkezine aldığımız öğrencilerimizi, dünün ezberi olan hayata hazırlamak değil; “gerçek yaşamın içinde” yetiştirerek yaratıcı davranışlarını geliştirmek temel amaçlarımızdan biri olacak. Bunun için okullarımıza birer toplumsal laboratuvar niteliği kazandıracağız. 

Milli Eğitim Bakanlığı’nı işlevsel kılmanın yolu var mıdır?

Millî Eğitim Bakanlığının (MEB) alt yapısını daha fonksiyonel hale getirerek içerik, akademik kadro, fiziki alt yapı, finans, ölçme, değerlendirme ve teftiş mekanizmalarını yeniden yapılandıracak, bilimsel veriye dayalı, şeffaf ve hesap verebilir biçimde yöneteceğiz. Verimlilik ve ölçeklendirme kazanarak devlet okullarının özel okul konforuna ulaşmasını sağlayacağız.

Eğitimi, MEB, Üniversiteler, Yükseköğretim, Meslek Liseleri ve Yüksek Okulları, TÜBİTAK, TÜBA, KOSGEB gibi kurum ve kuruluşların ilgili bölümleriyle beraber düşünerek “TÜM Eğitim Sistemi” anlayışıyla 4 kademe (Erken Çocukluk, İlkokul, Ortaokul, Lise) + Hayat Boyu (Üniversite ve Sonrası) çerçevesinde (4? sembolü ile) değerlendireceğiz ve TÜME vardıracağız. Bu çerçevede merkezi içerik, yerel atama ve lokal teşvik ile daha ölçeklenebilir bir organizasyonu sağlayacağız.  

Çünkü, son on yılda gözlemlenen toplumsal değişimlerin, ekonomik gelişmeler sonucunda oluştuğu, ekonomik gelişmelerin ise, o toplumun eğitim sistemine bağlı olarak gerçekleştiği biliniyor. Bu bağlamda, eğitim eylem planımızı yenilikçi/reformist bir yaklaşım ile oluşturarak eğitim politikalarımızı bu yaklaşım üzerine inşa ettik. 

Eğitim sisteminin güncel sorunları ve çözüm önerileri nelerdir, nasıl betimlersiniz?

Zaten pek çok verimsizliğin olduğu eğitim sistemi, KOVİD-19 salgınıyla daha da fazla hasar aldı. Bugün zorunlu eğitim çağındaki yaklaşık 676 bin çocuğumuzun eğitim sistemi dışında kalması; öğrencilerin sekiz yıllık temel eğitimin sonunda sözel ve sayısal alanda düşük performans göstermesi; Yüksek Öğretim Kurumları (YKS) sınavı, Temel Yeterlik Testi (TYT)’den 150 puan barajının altında kalan ciddi bir aday kitlesinin oluşması; 2,5 milyon YKS adayı gencin 1,5 milyonunun  sistem dışında kalması; öğretmenliğin artık profesyonel bir meslek alanı olarak görülmemesi; ataması yapılamayan, ücretli, sözleşmeli, PİKTES’li öğretmenler sorunu; eğitim yönetiminde yaşanılan liyakat sorunları ve okul öncesi eğitimin ihmal edilmesi ve daha pek çok sorunla karşı karşıyayız. 

Ortaya koyduğumuz eğitim politikalarının çerçevesini, sistemi yapısal olarak değiştirerek etkili, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir model inşa edecek şekilde oluşturduk. Teknik ihtiyaçlarla toplumsal beklentileri bir araya getirmek için konuyla ilgili istatistiklerden, bilimsel literatürden ve toplumsal araştırmalardan istifade ettik. 

Örneğin, üstün yetenekli öğrencilerin yeni yapı ve yaklaşımlarla eğitiminden, pedagojik formasyon eğitimi sertifika programlarına, kapsamlı öğretmen atamalarından güvenli istihdama kadar eğitim sisteminin tüm bileşenlerini kapsamlı bir şekilde ele aldık.

Özel eğitim hizmetlerinin niteliğini artırarak yıllardır ihmal edilen veya görmezden gelinen -neredeyse- toplumun dışına itilmiş özel çocukları (Otizm, Down, Asperger, Spastik, Serebral Palsi, zihinsel ve bedensel engelli tüm çocuklar) ve ailelerini de sahiplenecek bir yapı önerdik. Bu onların hayatları boyunca her anlamda yanlarında olmayı taahhüt ettik. Bu çocuklar için her ilde ve büyük ilçelerde tüm gün 8.30-17.30 arası ve hayat boyu eğitim görecekleri, sağlık hizmetlerinin sunulduğu, spor ve sanat faaliyetleri yapabilecekleri, tarım ve hayvancılıkla ilgilenebilecekleri, psikolojik destek alabilecekleri eğitim kampüsleri açacağız. 

Ülkemizin coğrafi bölgeleri arasındaki istihdam ve gelir düzeylerinin, eğitim düzeyine bağlı olarak görece farklılaştığı gerçeği ile, bazı bölgelerdeki cinsiyet ayrımının, çocuklarımızı eğitim döngüsünün dışında bırakması sonucunda ortaya çıkan mağduriyet, çocuk istismarı ve çocuk yaşta evlilik gibi travmatik durumlara engel olacağız. 

Eğitimden umudu kestik mi?

Maalesef, genel toplumun sadece yüzde 17’sinin, 18-24 yaş aralığındaki gençlerin ise yüzde 7’sinin eğitim sisteminin iyi/çok iyi olduğunu düşündüğü, yüzde 55’inin de eğitim sistemini kötü/çok kötü bulduğu, eğitim sistemi olmaktan çıkmış, adeta “entropiye” uğramıştır.  Bunun yanı sıra, 18-24 yaş grubu her dört gençten birinin eğitimin kendisine bir şey katmadığını düşünmesi, eğitim programları, öğrenme sürecinin ve diplomaların nitelikten yoksun olduğunun göstergesidir.  

Ülkemizde her 10 gençten 7’sinin eğitim sisteminin kötü/çok kötü olduğunu düşündüren unsurları ortadan kaldırarak gençlerimize umut vereceğiz. Onları Türkiye’nin entelektüel sermayesinin temeli haline getirerek ülkemizi pek çok alanda atılım yapmasını sağlayacağız. Bu amaçla belirlediğimiz her hedefin uygulama sürecini etkin şekilde takip edecek ve denetleyeceğiz.

18-24 yaş grubu gençlerimizin yüzde 34’ü eğitimin, sınavlara dayalı olarak gerçekleştirilmesi sorununun çözülmesini talep ediyor. Eğitim Eylem Planı kapsamında, öğreneni öğrenme sürecinin merkezine alacak yapısal değişiklikleri hedefledik. 

Örneğin, hızlıca Telafi Eğitim Programını devreye alacağız ve Z-Kuşağı için Acil Eğitim Programı (ZAP) hazırlayacağız ve bu devinimli dönemde nitelikli bir eğitim için aksiyon alacağız. 

LGS benzeri liseye giriş sınavlarını sonlandırmak ve üniversite sınav stresini azaltmak ile ilgili hedefler de eğitim politikalarınız arasında yer alıyor. 

Evet, YÖK’ü kaldırarak tüm üniversitelere bilimsel, idari ve mali özerkliklerini vereceğiz ve eğitim fakültelerini yeniden yapılandırarak öğretmenlerini özgürce yetiştiren kurumlar haline getireceğiz. Aynı zamanda, öğretmenliğe giriş kriterleri ile öğretmen eğitimi sürecinin niteliğinin artırılması, meslek kanununu yenileyerek ve liyakati öncelemek suretiyle öğretmenin toplumsal statüsünü arttıracağız. Böylece nitelikli öğretmen ihtiyacını karşılamış olacağız.

Eğitim siyasallaştı mı sizce?

Gençlerimizin yüzde 33’ü eğitimin siyasetin kontrolünde olduğunu düşünüyor. Bu sorunu eğitim sisteminin hedeflerini uzun vadeli devlet politikası haline dönüştürerek çözeceğiz. Eylem planımızda yer alan kısa ve uzun vadeli hedefleri gerçekleştirme mekanizmasını, eğitim yaşı perspektifi ile oluşturduk. Unutmamak gerek ki eğitimde bir yaş 25 yıldır ve bu da eğitimde yapılacak olan en küçük değişimin bile “bir neslin” yaşamına etki etme potansiyeli vardır. Bunu dikkate alarak eğitimi siyasallaştıran tüm argümanlara son vererek; eğitim sistemimizi eşitlikçi, demokratik ve özgür iradeyle öğretmenlerimizin merkez alınacağı bir yapıya dönüştüreceğiz.

Genel toplum ve gençlerin yaklaşık yüzde 95’inin nitelikli eğitimin herkes için parasız olmasını önemli/çok önemli bulmaları, Eğitim Eylem Planını hazırlarken bize önemli ölçüde yön verdi. Gençlerin en sorunlu eğitim kademeleri olarak gördüğü “lise ve üniversite” eğitimi sürecini; eğitim programlarından, eğitimde işgücü, fiziksel mekân, teknolojik altyapı ve ekipman planlamasında adımlar atarak çözeceğiz. Paralel olarak, hedeflerimizin bir odağı da “lise diplomasına” sahip gençlerimizin hayata etkin katılımını sağlayacak bilgi, beceri ve yetkinliklere sahip olmalarını sağlamak oldu. Liseleri sadece yükseköğretime hazırlık kursu olma durumundan çıkartıp gerçek, amaçlarına uygun “erken yükseköğretim” kurumlarına dönüştüreceğiz, meslek nosyonunu erken başlatacağız. 

Fırsat eşitliği konusunda görüşleriniz nasıl?

Toplumumuzun yaklaşık yüzde 94’ünün kız çocuklarınızın ve genç kadınların eğitime katılımını artırmak için geliştirilecek olan teşvikleri, önemli/ çok önemli bulmaları eğitim eylem planımızı şekillendirmemizde başka önemli bir gösterge oldu.   

Geçtiğimiz günlerde MEB’den yapılan açıklamada, okula gitmeyen 280 bin kayıt dışı öğrenci olduğunu açıkladı. Binlerce çocuğun nerede olduğunun bilinmediği bir eğitim sistemini kökünden değiştirmek amacıyla oluşturduğumuz, Eğitim Eylem Planımızı toplumsal ihtiyaçları dikkate alarak yapılandırdık hatta “Eğitim Destek Banka Kartı” ile ihtiyaç sahibi tüm öğrencilerimizin eğitim ihtiyaçlarını karşılama hedefiyle yapılandırdık.  Yetişkin olana dek annelere temin edeceğimiz Eğitim Destek Banka Kartı ile ihtiyaç sahibi öğrencilerimizin temel ihtiyaçlarını kendi tercihleri ile karşılayabilmesini arzuluyoruz. ‘Yapay Zekâ’ kullanarak ihtiyaç sahibi aileleri ve ihtiyaç duyulan harcama miktarlarını belirleyeceğiz. Bu sayede kamu kaynaklarını ileri teknoloji ışığında doğru ve israfa yer vermeyecek biçimde kullanacağız. Aynı zamanda, her öğrencimizin ihtiyacına göre destek almasını sağlayarak, fırsat eşitliğinin önündeki engellerden birini de kaldırmış olacağız. Ücretsiz kitapları da bu kart üzerinden sağlayacağız ve yerel ekonominin yeşermesini sağlayacağız.

Bugün Türkiye’de 18-24 yaş aralığındaki gençlerin yüzde 60’ının eğitim döngüsünde olmadığı ve 25-64 yaş aralığındaki her iki yetişkinden birinin ortaöğretim mezunu dâhi olmadığı bir toplumsal fotoğraf ile karşı karşıyayız. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bu fotoğraf hem kendi iç dinamiklerimiz hem de OECD ülkeleri ile kıyaslandığında, “siyah-beyaz ve flu” bir fotoğraftır. DEVA Partisi Eğitim Eylem Planı, çağımızın talep ettiği insan profiline uygun olmayan bu fotoğrafı en kısa zamanda “renkli ve parlak” bir görüntüye kavuşturmak için hazırlandı. Reform niteliğindeki bu plan ile, Beyaz Zambaklar Ülkesinde adlı edebiyat eserinde anlatılan eğitim reformu yolu ile ülke kalkınması öyküsünü ülkemizde de gerçekleştireceğimize olan inancımız tam. Öğretmenlerimizi ülke kalkınmasının kahraman rehberleri yapacağız. Her yaştan öğrencilerimizi ise son ders zili çaldığında okuldan kaçarcasına uzaklaşan değil, okula gitmeyi sabırsızlıkla bekleyen ve yeni bilgiler öğrenmek için her yeri okul gören, dünya çocukları ile aynı kulvarda yarışan mutlu bireyler haline getireceğiz.   

Öğretmenlerimizin durumu kritik. Ataması yapılamayan öğretmenler yanında atanmış öğretmenlerimiz de toplum nezdinde statülerinin indirilmesini kabul etmiyorlar.

Çok haklılar. Eğer iyi bir reform yapmak istiyorsak öğretmelerimizi baş aktör yapmamız gerekir. Bu çerçevede eğitim fakültelerinin öğretmen yetiştirmede tek söz sahibi yapmak istiyoruz. Arz ve talep dengesini kurmak ve eğitim kalitesi artmış bireyleri öğretmen olarak değerlendirmek istiyoruz. Hibrit eğitim çerçevesinde öğretmenlik tanımını zenginleştirmek ve havuzu büyütmek istiyoruz. Aynı zamanda gölge öğretmen uygulamasına geçerek kişisel müfredatı bireysel öğrenmeyi aktif kılmak istiyoruz. Atamalarda hemen mülakatı kaldıracağız ve ücretli ve PİKTESli öğretmenler gibi öğretmenlik deneyimi kazananlar için eğer aynı KPSS sonucu olduğu takdirde deneyim puanı ekleyeceğiz ve ataması gerçekleştiği takdirde geriye dönük özlük haklarını sağlayacağız. Amacımız kamu ve özelde tek öğretmen tanımı ve kariyer anlayışıdır. 

Eylem planında “4?” (4Sonsuz) ifadesinin olduğunu söylediniz. “4+4+4” sistemi yerine “4?” mu diyeceğiz.

Biz bunu üstüne basarak öneriyoruz. “Hayat boyu eğitim” vurgusunu yapmak istiyoruz. Yeni dünya bize bunu dikte ediyor. Buna göre eğitim süreci ilk 4 kademeden başlıyor. Bunlar sırasıyla “erken çocukluk eğitimi”, “ilkokul eğitimi”, “ortaokul eğitimi” ve “lise eğitimini” kapsıyor. Daha sonra ise üniversite ve sonrası eğitim ise “hayat boyu öğrenme süreci” olarak devam ediyor.

Peki sistem sırasıyla nasıl işleyecek? 

3-4-5 + 3-4-5 + Yaşam Boyu olarak zaman çizelgesi ile eğitim süreci planlanacak. 

Erken çocukluk eğitimi: 3 yıl sürecek. İsteyen aileler çocuklarını 3 yaşında okula gönderebilecek. Fakat uygulama ilk iki sene zorunlu tutulmayacak. Erken çocukluk eğitimi son yıl zorunlu olacak.

İlkokul eğitimi: 4 yıl boyunca zorunlu olacak.  

Ortaokul eğitimi: 5 yıl boyunca zorunlu olacak. Temel bilimler, yabanci dil, programlama dilini her öğrencinin sağlam şekilde alması hedeflenecek.

Lise eğitimi: 3 yıl boyunca zorunlu olacak. Mezuniyet sonrası eğitime devam etmeyenler 1 yıl uygulama çalışması için teşvik edilecek. Seçmeli derslerin sayısı artırılacak öğrenciler bireysel müfredatını tanımlayarak akademik ve mesleki ders seçerek meslek nosyonunu erken yaşta başlatacaklar.

Lisans eğitimi: Üniversiteye giren öğrenciler 4 yıllık eğitim alabilecekler. Mezuniyet sonrası eğitime devam etmeyenler 1 yıl uygulama çalışması için teşvik edilecek. 

Bütünleşik doktora: Hak kazanan öğrenciler için 5 yıl sürecek. Mezuniyet sonrası eğitime devam etmeyenler 1 yıl uygulama çalışması için teşvik edilecek.

Hayat boyu öğrenme: Üniversiteler halka açılacak. Vatandaşlar çağın bilgi ve becerilerini çeşitli programlar ile üniversitelerde öğrenip kendilerini geliştirebilecek.

Bir nevi matematiğin "Pi" Sayısı (3.14151...) gibi Temel, Evrensel ve Sonsuz bir eğitimi hedefleyeceğiz.

Eğitim Eylem Planınıza Nasıl ulaşabiliriz?

Eğitimin kronikleşmiş problemlerine çözümden arzu ettiğimiz eğitim sistemine hazırlıklara kadar hepsine buradan ulaşabilirsiniz: https://devahazir.devapartisi.org.tr/egitim-eylem-planlari/ 

Hepsi yaşayan dokümanlar her zaman katkı ile yenilenmeye açık olduğunu da söylemek isteriz. 22 eylem planımıza da bu bağlantıdan gidebilirsiniz. 

Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...

Biz teşekkür ederiz sayfanızı açtığınız için. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları