Şahin Aybek

Tüm Sorunların Çözümü Çağdaş Öğretmen Eğitimi ile Mümkündür!..

27 Şubat 2023 Pazartesi

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serkan Keleşoğlu ile öğretmen eğitimimizi konuştuk.

“Siz bir sorunun çözümünde etik davranma sorumluluğunu kazandırırsanız adaletsizlikler, hırsızlıklar, şiddet ve çatışma ortadan kalkar. Hapishaneler kapanır daha fazla okul ve eğitim ortamları açılır ki bu daha ekonomiktir.”

“MEB ile YÖK arasında bu iş birliğinin yapılabilirliği bulunmamaktadır. Daha iki temel kurum arasındaki iş birliği bile soru işaretlerine sahip iken kaliteli bir öğretmen eğitimi ve seçiminden bahsedemiyoruz. Burada bir ekosistemin kurulamadığını görüyoruz.”     

                                          

Serkan hocam çağdaş öğretmen eğitimi neden önemlidir ve size göre öğretmen eğitimimiz çağdaş mı?

Yaşam, problemlerle karşılaşma ve bu problemlere çözümler üretmek ile geçen bir süreçtir. Her problemin bir çözümü vardır ancak bu çözümlerin bilimsel ve yaratıcı olması sorunlarla bir daha karşılaşılmamasını sağlayabilir. Herkes kendi yaşadığı sorunları önemser ve çözmek ister. Bu nedenle kendisini ve kendi toplumunu doğrudan etkilemeyen diğer sorunları yaşamının odağından biraz uzak tutabilir. Bu nedenle yazının başlığındaki “tüm sorunların çözümü” ifadesi herkes tarafında kabul görmeyebilir ya da iddialı bir tümce olarak yorumlanabilir ancak uzun süreçte gerçekten de çağdaş bir öğretmen eğitimi ile çözemeyeceğimiz bir sorun olmayacağını düşünüyorum. Neden? Çünkü, bilimsel düşünmenin temeli sorunu belirlemek ile başlar. Sorunlar ortaya çıkmadan gerekli önlemleri alabilmek birçok sorunun doğmadan çözülmesini sağlar. Siz “iyi bir öğretmen” (iyi kavramı üzerine tartışılabilir tabii ki) yetiştirerek çocuklara daha sağlıklı nasıl yaşanabileceğini öğretirsiniz ve sağlık sorunlarıyla karşılaşma oranları düşer. Siz bir sorunun çözümünde etik davranma sorumluluğunu kazandırırsanız adaletsizlikler, hırsızlıklar, şiddet ve çatışma ortadan kalkar. Hapishaneler kapanır daha fazla okul ve eğitim ortamları açılır ki bu daha ekonomiktir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür ve sizi ikna ettiğimi düşünelim. 

İkinci sorunuz öğretmen eğitimimiz çağdaş mı?  

Bu soruya yanıt verebilmek için ise günümüzden geriye doğru gitmek uygun olacaktır. Son söylenecek ifadeyi başta söyleyeyim ki Türkiye’nin daha fazla öğretmene ihtiyacı yok. Her yıl eğitim fakültelerinin onay verdiği kontenjanlar Yükseköğretim Kurulu tarafından verilen sayının neredeyse yarısı kadar… Her üniversitede eğitim fakültesi ve her bölümün öğretmenlik programının olmasına gerekte yok. 

Ayrıca Doç. Dr. Mustafa Sever’in şu sorusunu da tekrar sormak gerekir ki eğitim fakültelerindeki tüm öğretim elemanları kendilerini öğretmen eğitimcisi olarak görüyor mu yoksa kendi alanındaki dersin konusunu aktaran bir öğretmeni olarak mı görüyor? Bu bakış açıları ve farklı algılar eğitim fakültelerinin kalitesinin ne düzeyde olduğunu ve nasıl öğretmenler yetiştirdiğini de tartışılabilir bir noktaya taşıyor.

Öğretmen eğitimi açısından eğitim fakültelerinin olanaklarının yükseltilerek belirli bir standart ve kalite sağlanması gerekirken tüm lisans programlarına seçmeli derslerle öğretmen olabilme olanağı sunulmuştur. Bu son uygulamayı öğretmenlik mesleğinin “yalnızca bilgi aktarmakla görevli kişiler” tarafından “asgari ücretin” yeterli olacağı bir meslek alanı olarak görüldüğü şeklinde yorumlama yanlış olmayacaktır. 

Okullarda görev yapacak öğretmenlerin seçim sorunu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Herhangi lisans mezunlarına (MEB T9 kararına uygun lisans alanlarına) öğretmen olabilme şansının tanınmasının dışında bir diğer sorun ise okullarda görev yapacak öğretmenlerin seçim sorunudur. KPSS ile bilgiye dayalı bir sınav ve ardından kimler tarafından nasıl bir standartla yapıldığı eleştiriye açık mülakatlar ile kimlerin öğretmen olabileceğine karar veriyoruz. Performansa dayalı bir mesleği yapacak kişilerin alandaki uygulama örneklerini görmeden ve değerlendirmeden nasıl seçebilirsiniz? Psikolojik olarak herkes öğretmen olabilme yeterliliğini sağlamakta mıdır? Aslında son yıllarda bu açıdan bir gelişme olarak Öğretmenlik Uygulaması dersleri kapsamında öğretmen adaylarının ders içi performansları değerlendiriliyor ancak burada da bir çok sorun ve sıkıntı bulunmaktadır. Hatta eğitim fakültesi dışındaki lisans programlarında seçmeli öğretmenlik uygulaması dersinin nasıl yapılabileceği şu an bir soru işaretidir. MEB ile YÖK arasında bu iş birliğinin yapılabilirliği bulunmamaktadır. Daha iki temel kurum arasındaki iş birliği bile soru işaretlerine sahip iken kaliteli bir öğretmen eğitimi ve seçiminden bahsedemiyoruz. Burada bir ekosistemin kurulamadığını görüyoruz.

Kurumlar arası nasıl bir ekosisteme ihtiyaç var? 

Eğitim fakültelerinde kalite ve standartların sağlanması için her alanda olduğu gibi uygun ekosistemin kurulmasına ihtiyacımız var. Yaratıcı ve inovatif bireylere sahip ülkeler gelecekte var olabilecek ülkelerdir. Bu ülkelerin arasında Türkiye Cumhuriyeti’nin bulunabilmesi için yaratıcı ve inovatif öğretmenlere gereksinim var. Prof. Dr. Ömer Adıgüzel ile yapmış olduğunuz görüşme sırasında da bu başlık geçmişti. Tekrar etmek istemiyorum ancak bu sürecin bir kurumlar arası bir eko sistemin kurulması ile sağlanabileceğinin altının çizilmesi gerekiyor. Doktora tezimde öğretmen adaylarının yaratıcı ve inovatif düşünme becerilerini geliştirmeye yönelik yaptığım deneysel çalışma sonunda en fazla dikkatimi çeken sonuçlardan bir tanesi: öğretmen adaylarının çok az derste “eleştirel düşünebildiklerini” ve rahat bir biçimde kendilerini ifade etme şansı bulduklarını belirtmeleri idi. Eleştirel düşünmeyen, öğrencileri eleştirel düşünmeye yönlendirmeyen öğretmenler ile bir sonraki aşama olan yaratıcı ve inovatif düşünen bir toplumun temellerini atamayız. Bu da geleceğe yön veren değil yön verilmiş bir geleceği izlemek zorunda kalan ve “ara eleman” yetiştirmeye çalışan, marka yaratamayan ama “çakmasını” üreten bir ülke konumuna düşeceğiz. İktisadi olarak yarışamayacağımız bir gelecekte yer edinebilmemiz zor olacaktır.

Sevgili hocam değerli bilgileriniz için size teşekkür ediyorum. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları