Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Aynası iştir kişinin...
Eğitim haberciliğine 50 yılı aşkın bulaşıklığımda Yıldız Teknik Üniversitesi’nin gelişim süreçlerinin güçlüklerine tanığım. Teknik alanlarda iddialı bir üniversitenin, bilim insanı, araç-gereç, yapılaşma birikimlerinin hiç de kolay olmadığını söylemekle yetinmeliyim. Hani İstanbul’da 60’ın üzerinde, ülke çapında birkaç yüzlerle kamu ve özel üniversiteler söylemiyle kapı açılıyor ya... Günlerce çarşaf çarşaf pahalı reklamlarla ilanları verilen, kimi adlarını yeni duyduğumuz özel üniversitelerin binasını bilen yok. Öğretim üyesi, araç gereç fakiri hallerini anlatmak kasıtlı sayılacak.
Bilimsel donanım kadroları ile hâlâ iddialı Yıldız Teknik Üniversitesi’nin yerleşim ağırlığının Davutpaşa Kışlası’na taşınması yeni değil. Daha önce tahsis edilmiş Kâğıthane geniş yerleşim hattı, Beşiktaş gelişme alanlarına, el-göz koyanlar olunca uçurulup götürülü vermişlerdi... Tarihi Yıldız Teknik Üniversitesi’nin birikimi, değerlerinin korunması adına rektörlük, lisanüstü eğitim alanlarının yerlerinde kalması çabası vardı. Saray’ın İstanbul’daki yeni yerleşim alanları olarak seçildiğinin duyulması ile, el konulmasına birkaç ay yetti. Hafta içinde Cumhurbaşkanı kimliği ile Erdoğan, kaşla göz arası restore edilen tarihi Yıldız, pardon 2. Abdülhamit Han Camii’nin açılışını, Abdülhamit’in kimliğine, kültürüne saygı, övgü, bağlılık sözcükleri arasında yaptılar.
Geçtiğimiz hafta boyunca halen yürürlükteki anayasal düzenimize göre yetkili AKP Hükümeti, Başbakan, ilgili bakanlar, FETÖ’cüler gerekçe, özünde her cepheden cezaevlerini doldurmuş 2. Silivri mahkûmlarına, genel başkanlarının isteği doğrultusunda, Guantanamo örneği tek tip elbise giydirilmesi kararına ilişkin eveleyip gevelediler. Henüz çalışmalar yapılıyordu. Üstelik Meclis tatile girmişti... Derken Erdoğan, tek tip elbiselerin hangi tür mahkûmlara hangi renkler ve modellerde giydirileceğinin ayrıntılı açıklamasını yapıverdiler. Meclis’ten geçirme zaman alacağından, dün KHK ile çözüm üretilmesinin düşünüldüğü bilgisi geldi.
Müftülüklere imam nikâhı kıydırılması yetkisinin verilmesine ilişkin açıklamada, bana göre üzerinde durulmayan önemli bir püf noktası var. Resmi nikâha ilişkin yasal düzenlemenin varlığı hatırlatılarak söz konusu yetkinin, resmi nikâh yolunun açılması için düşünüldüğünün altı çiziliyor. Ancak Türkçesi şeriat hukukuna göre yapılan imam nikâhının hangi hükümlerinin geçerli olacağı ya da olmayacağı üzerine bir açıklık getirilmiyor. Halen Türkiye Cumhuriyeti’nin laik parlamenter rejimi geçerli, tartışmalı başkanlık rejimi anayasası ortalıkta olamayacağına göre, geleneksel törelere göre yapılan imam nikâhının hangi hükümleri üzerinden nikâh kıyılacak? Kuşkusuz töresel dualar, başlık paraları aldım-verdim sözleri sonrasında, geçerli resmi nikâh hükümlerine aykırı maddeler gündeme getirilemeyeceği için, AKP cephesi böylece imam nikâhı kıydıranlar için resmi nikâhın da önünün açılacağı teziyle savunmalarını yapıyorlar. Ya uygulama pratiğinde resmi nikâhın tek eşlilik, yaş, miras hukuku sınırlamaları nasıl denetlenecek? Sözünü eden yok.
***
15 Temmuz’un kaçışı olamayan yargılamalarında Cemaat örgütlenmesinin yapılanması, biat kültüründe yaşanması kaçınılmaz karabasan gelişmelere, buzdağının görünebilen yüzüyle de olsa tanıklık edebileceğiz. FETÖ’cü örgütlenmenin imamları ile, TSK’nin sınav yolsuzluklarıyla da ele geçirilmiş komutanlıkları arasındaki çelişkili rollerin karabasanı yüz kızartıcı, kirlilik, kaosun sahneleri... Aynı günlerde eğitimde çok çarpıcı, yeni cemaatler, siyasal İslamcı örgütlenmelere açılan kapıları ne yapacağız? Suriye’de İŞİD’den kurtarılan çocukların, dinci vakıflara emanet edilmesini nereye koyacağız? Türkiye’de de kentlerin en gelişmiş, donanımlı devlet okullarının imam hatiplere verilmesi sonrası, çaresiz kalan ailelerin çocukları için özel okul arayışlarında yaşanan dramların ayrımında mıyız? Kaliteli okullar için ne para yetişiyor, ne de kontenjan yakalanabiliyor.
Güneydoğu’nun yoksun bir bölgesinde, edebiyatı, İngilizcesi, kültürü değerli bir arkadaşıma, “Aman ne olur çocukları bırakma” diyecek oldum. “Ben bırakmam ama yeni rektör açılışı Kuran, dualarla yaptı, beni tutar mı” sorusuna yanıt veremedim. Balkanlar’dan uluslararası gazetecilik örgütü içinde gelen bir Tiranlı gazeteci, Büyükelçiliğimizin kendilerine FETÖ’cü okuldan vazgeçip, kendilerinin destekledikleri yeni vakfın cemaat okuluna geçmelerini önerdiğini anlatıyordu.
Başkanlık rejiminin neresi, laik Cumhuriyet Atatürk devrimleri, demokratik hukuk devleti ile çakışıyor?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri eylem yaptı
- Cumhuriyet 100 yaşında! İyi ki Cumhuriyet var
- Şişli'de Hıdırellez çoşkuyla kutlandı
- Pes dedirten çağrı!
- Trafikte kahkahaya boğan kaza
- Ali Erbaş'ın makam aracı Meclis gündeminde!
- İmamoğlu Paris Belediye Başkanı Hidalgo'yu ziyaret etti
- Özel ile Kılıçdaroğlu ile Ahlatlıbel'de görüştü
- Türkiye tarihi davaya müdahil oldu!
- Aşı karşıtlarına kötü haber!
En Çok Okunan Haberler
- Fabrikadan açıklama geldi!
- Mafya hesaplaşmasında öldürüldü, kışlada anıldı
- Genel Merkezde sürpriz isim
- Erdoğan'dan 'ihanet' açıklaması
- MHP'den 'Osman Kavala' çıkışı
- Erdoğan mülakata kızdı!
- Baba, anne ve 3 çocuğu ölü bulundu!
- 'İfademi eklememişler, isimleri açıklayacağım...'
- Özel'den 'yeni anayasa' resti
- Doktorundan Türkan Şoray'a uyarı: 'Bahçede bile yürüme'