Cumhur cephesinin Millet cephesini bölme düşü, oyunları

23 Ağustos 2022 Salı

Güçlendirilmiş parlamenter sistem için bir araya gelen altı partinin, liderler turu tamamlandı. Ayları değil yılları bulan süreçler üzerinden, Cumhur cephesinin ortaya attığı tezlerin inadına, “13. cumhurbaşkanı Millet’ten, ortak aday için uzlaştık” açıklaması geldi. Ancak hemen ardından yapılan ilk değerlendirmelerden başlamak üzere, Cumhur cephesinin yandaşlarından gelen görüşlerin açıklamalarında, Cumhur İttifakı’nın karşısına birden fazla adayla çıkılacağı yolunda, birbirinden farklı senaryolu tezler ortalığa saçıldı.

İşin gerçeğini ararsak Millet İttifakı’nın oluştuğunun ortaya çıkmasından bu yana, gerekçelendirilerek, seçim kararı çıkmadan kesin aday belirlenmeyeceği tezlerinde direnilerek bir değişiklik yapılmadığı halde, başta Saray Cumhur cephesinden gelen aday açıklaması zorlamaların öfkeli tırmanışı dikkat çekici. Millet cephesi başından ortaya koyduğu kararı, gerekçelerinde direttikçe, öfkenin büymesinin yansıması eleştirilerin, ortalığa saçılan tezlerin renkleri çoğalıveriyor. Saray cephesinin en hızlı savunucuları dahi ortaya çıkmış Cumhur cephesi zaaflarının ağırlığını yadsımayı göze almayı politik, inandırıcı olarak görmediklerinin kanıtı söylemlerle söze giriyorlar.

Oy kaybının, gerekçelerinin varlığını yadsımadan, Millet cephesinin tezleri üzerinden, demokrasi adına, dünyada bir örneği görülmeyen, partili başkanlık rejimi modelinin diktatörlük gücü, etkisini yoka saymaya, savunmaya kalkışmıyorlar. Başkanlık rejiminin vazgeçilemeyecek bir olgu gibi onanması tablosunu çizivermekle yetiniyorlar. Arkasından başından beri aynı tezlerle, direnilerek savunulmuş demokrasi, insan hakları çerçevesinde, hâlâ yürürlükte olan anayasamızın ilkelerinin savunulmasının sayısız gerçeğini yoka sayarak başkanlık rejiminden geri dönüş söz konusu olamayacakmış gibi bir oldu bittiyi, algısını seçmene dayatma yolunu seçiyorlar.

***

Gerisi birbirinden renkli, inandırıcı gibi görülen senaryolar, söylemlerle, çok çaresiz, vurgunlar, soygunlar karşısında, yaşamları kaymış, durmadan kaybeden, dibe vurulmasında fren tutulamayan tabloda, seçmenin çaresizliği, dayanacak gücü kalmamasının gerçekliğinden yola çıkılarak demogojik senaryolarını yazıveriyorlar. Siyasi erkin seçimlerle değişmesi sonrası acil gelebilecek çözümlerin hiçbiri gerçekleşemeyecekmiş, sanki günlük yaşam sorunlarına yanıtlar gündeme gelmeyecekmiş gibi bir taboyu çiziveriyorlar. Demokratik dönüşü sağlayacak anayasal değişikliklerin yıllar alacağı gerçeğini bir umacı olgu gibi pazarlamayı seçiyorlar.

Seçmeni seçimleri Millet cephesi ittifakının kazanması haliyle tehdit etmeye kalkışıyorlar. Ülkemizde yaşanmış en uzun süreçli, aynı zamanda sonuçları ile halkın yoksullaşma, yoksunlaşmasında en ürkütücü dibe vurma hallerini yaşatmış, iktidarları erkindeki soygun, vurgun düzeninin sonuçları ortalıklara saçılmamış havalarına giriveriyorlar. Ülkeyi yaşanmışların örnekleri içinde en ağır dibe çekmiş gerçeklerimiz sırıtırken tıpkısının aynısı vurgun, yağma düzeninin yaratıcısı, gerçeğinde yasadışı erklerin, kararnamelerle yönetimlerin devamına boyun eğebilecek bir seçmen kitlesi kalabileceğinin tezi ile yola çıkmaya kalkışıyorlar.

En acısı, inadırıcı gerekçelerinin giderek patlatılmış cehalet, tarikatlar boyunduruğunda, kurulu vurgun yağma düzeninden kurtarılamayacak seçmen kitlesinin gösterilmesi, bardağın çoktan taştığının yoka sayılması değil mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları