Yaralar Nasıl Kapanacak? (2)

28 Nisan 2015 Salı

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, partisinin seçim bilgirgesine ilişkin 25 Nisan tarihinde İstanbul’da yaptığı sunumunda, Ermenilerin soykırım dayatmalarını daha iktidara gelmeden kökten bitirdiklerini söyledi. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açtığı davayı kazandığını anımsattı. AİHM kararı gerekçesinde yer alan, “1915 olaylarının Yahudi soykırımına benzemediği, dolayısıyla soykırım tanımına girmediği..” vurgulamasının altını çizdi. Hukuksal duruma ilişkin durum değerlendirmesini şöyle özetledi:
“Artık elimizde uluslararası mahkeme kararı var. Dünyada hiçbir güç, Ermeni soykırımı yalanıyla bize diz çökertemez. AKP İktidarının, devletin yapamadığını yaptık.. Türkiye’ye yöneltilen en önemli tehditlerden birini hukuk düzleminde geçersiz kıldık. Söz veriyoruz: Yabancı devlet meclislerinin Ermeni soykırımını tanıyan kararlarını tek tek kaldıracağız. Ermeni soykırımı yalanını, yabancı ülkelerin okul kitaplarından çıkartacağız...”
Seçim bildirgesinde yer alan bu “soykırım” karşıtı tezin, bu ülkedeki vatandaşların duygu ve yaklaşımlarındaki karşılığı üzerinde söz söylemeye kalkışacak değilim... Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanması sürecinde, koskoca imparatorluğun emperyal paylaşım kavgalarının da katkılarıyla, yaşatılan kanlı iç savaşlarda, ırklar, dinler üzerinden aynı imparatorluğun vatandaşlarının akıtılan kanlarının boyutunun unutulmamasını diliyorum... Açılan yaralar, travmaların boyutlarının, yaşanılanlar, yaşatılanların bütünlüğü anımsanarak, yüz binler, toplam milyonları bulan can kayıplarının derinliği algılanarak... Yaşanmışlıkların tarihi gerçekleri içinde, yüz yüze hesaplaşmalarında, insancıl, adil yaklaşım, hukuksal tartıda terazinin ağırlıklarının düşünülmesi gereğini, yaraların kapanması yolunda yaşamsal değerini, bir önceki yazımda olduğu üzere bir kez daha anımsatmak istiyorum...

***

Balkanlar’da yaşayan Osmanlı vatandaşı kökenli olarak, oralarda Osmanlı aidiyetini savunanlar cephesinden vatandaşı olmanın bedellerini en hafifi ile zorunlu büyük göçler, kırımlar, can kayıpları olarak ödemişler cephesinden, Ermenilerin yaşadıklarına hem acılar kardeşliği ile çok yakın.. Hem de tek yanlı “soykırım” suçlamasına; “adil olmayan, haksızlık..” penceresinden bakan Balkan göçmenlerinin önyargılarıyla beni tarafsız bulamayabilirsiniz. Oysa mutlu çocukluğumun güzelim anıları ile dopdolu Tito Yugoslavyası’nın benzer çıkar dengeleri içinde parçalanışını, halklarına yaşatılanları, acıları, sonrası kapatılamayan yaraları Türkiye’den nefesini tutarak izleyen bir gazeteci, gözlemci olarak, kimi küçücük ayrıntılar üzerinden, “Yaralar Nasıl Kapanacak” sorusuna yanıt aramayı sizlerle paylaşmak niyetindeyim...
Önce dünkü Hürriyet’te yayımlanan, Cansu Çamlıbel’in “Yüz Yüze” başlıklı söyleşisini okumanızı rica edeceğim... Ermenistan Amerikan Üniversitesi’nde ders veren tarihçi Vahram Ter-Matevosyan, Ermenilerin öncelikli gündemini anlatmış... “Soykırım, siyasi ve hukuki sonuçları olan bir eylem. Soykırımın tanınmasını iade ve tazminat takip etmeli.” Amerika ve AB’de odaklanmış Ermeni diyasporasının “soykırım” seferberliğini çok net özetleyen yaklaşıma ekleme yapmanın gereği bile yok. Sadece ve sadece diyasporanın “soykırım” önceliği ile, Ermenistan’da sokaklarda yapılan söyleşilerdeki bu bitmez kavganın mağduru yoksul, bedel ödeyen Ermenilerin öncelikleri arasındaki uçurum farklarının örneklerine dikkat çekmek isterim...
Onlar Türkiye’de yaşayan Türkiye ya da Ermenistan vatandaşı kendileri gibi olanlarla birlikte öncelikle barışın gelmesi, sınırların kalkması, birlikte ekonomik işbirliğinin getirilerinin düşlerini görmekteler. Bu önceliklere göre siyasi erklerden çözüm yaklaşımları beklemekteler. Bizde kaçak çalışanları en çok Erdoğan’ın kızgın, gizli “geri gönderirim” tehdidinden büyük korku, kaygı yaşamaktalar... Rusya ekonomik bütünleşmişliğin içinde destek veriyorsa da, ABD’nin, dahası diyasporanın da pek hayrını görmüyorlar... Bire bir akrabaları varsa kimi özel destekleri saymazsanız, Ermenistan’a anlamlı yatırım, işsize iş söz konusu değil. Açık söylenemese de diyaspora odaklı çelişkileri, çatışmaları derinleştiren siyasetlerden yarar değil, zarar görmekteler...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları