Üstün Dökmen

PISA, ÇEDES’in üstüne devrilir mi?

24 Aralık 2023 Pazar

PISA sınavıyla çok sayıdaki ülkede 15 yaşındaki gençlerinin fen bilimleri, matematik ve okuma becerileri alanlardaki bilgileri ve bunları günlük yaşamda ne kadar kullanabildikleri, temelde düşünme becerileri ölçülür. Az önce açıklanan PISA sınavı 2022 yılı sonuçları ülkemiz açısından ne yazık ki parlak değil. 

Türkiye 2018’de 79 ülke arasında 39. sıradayken 2022’de 81 ülke arasında 34. sıraya yükseldi. Bu durum medyada ve resmi açıklamalarda bir başarı olarak yorumlanıyor. Türkiye’nin sıralamada yükseldiği kesindir ancak bu yükselme anlamlı bir yükselme midir? İstatistikte her fark anlamlı kabul edilmez, bir farkın anlamlı olup olmadığını görmek için belirli teknikler kullanmak gerekir. Türkiye’nin 34. sıraya gelmesi kanımca sevinilecek bir durum değildir. En fazlası belki gençlerimizin çok kötüden kötüye geçtikleri söylenebilir. Elde edilen sonuç ülkemiz okullarının gençlerimizi dünya ölçeğinde yeterince eğitemedikleri anlamına gelmektedir. 

Yapılan yorumlarda 34. sıraya yükselmemizin bir başarı olarak yorumlanması siyasi partilerin seçim sonuçlarını yorumlamalarını hatırlatıyor bize. Son 40 yıldır muhalefet partileri tüm seçimlerden başarıyla çıktıklarını iddia ettiler. (Sadece Özal oy kaybettikleri bir seçim sonrasında, “Üzerimizden silindir geçti” dedi.) Seçim sonrasında televizyona çıkan muhalefet partilerinin temsilcileri, önceki seçime oranla oylarını artırdıklarını, bu yüzden de başarılı sayıldıklarını ifade ettiler. Oylarını artırmışlardı ancak bu artış iktidara gelmelerini sağlamamıştı. Bu türden açıklamalara halk arasında argo deyişle, “Çevir kazı yanmasın” denir. Şimdi PISA’da elde ettiğimiz sonucun bir ilerleme olarak yorumlanması da bu durumu hatırlatıyor.       

Asıl kötü olan, “Sonuçlar iyi, sıralamada yükseldik” dediğimizde, “Durumu düzeltmek için bir şeyler yapmak gerekmiyor” düşüncesinin ortaya çıkmasıdır. “Madem iyi durumdayız, eğitim sistemimize aynen devam edelim, herhalde 2050’de ilk 10’a gireriz” mi diyeceğiz. Türkiye PISA’ya 2003 yılında katıldı. 20 yılda geldiğimiz nokta 34. olmaksa bu nasıl bir başarıdır?  

PISA’DA ANAOKULU SÜRPRİZİ

PISA raporunda şaşırtıcı bir sonuç ortaya çıkmıştır. Diğer ülkelerde çocukken anaokuluna uzun süre giden gençler bir yıl gidenlere oranla 15 yaşlarına geldiklerinde PISA’dan daha yüksek puan almışlardır. Bu beklenen bir sonuçtur. Ancak ülkemizde anaokuluna uzun süre giden gitmiş gençler kısa süre gidenlere oranla daha düşük puan almışlardır.

Yani anaokuluna uzun süre gitmiş olmak gençlerin PISA puanlarını olumsuz yönde etkilemiş,  onlara faydadan çok zarar vermiştir. Bu ilginç durumu açıklamak için birçok anaokulumuzda, merdiven altı kurslarda, hayata adım atan çocuklarımızın düşünme becerilerini geliştirmek yerine ezbere eğitimin tercih edildiğini söyleyebiliriz. Oysa PISA ezberleme, hıfzetme becerisini değil, düşünme (muhakeme etme) becerisini ölçmektedir.  

PISA, ÇEDES’E DEVRİLİR Mİ?

PISA sınavı ile Pisa Kulesi arasında sadece isim benzerliği var. PISA’nın açılımı “Programme for International Student Assessment” şeklindedir. Şimdi bir nükte yaparak PISA sınavlarının eğitim sistemimize getirilmek istenen ÇEDES’in üzerine devrilerek onu yerle bir edeceğini söylemek istiyorum. ÇEDES, okullarımızda din adamlarınca yürütülmesi planlanan çağdaş eğitimle bağdaşmayacak, sorgulama ve düşünme becerisine zarar verecek bir sistemdir. ÇEDES olmadan son 20 yıldır eğitim sistemimizin kötü olduğunu PISA gösterdi. Bir de ÇEDES’i uygularsak dünya sonuncusu olmamız kaçınılmazdır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Işığı üretmek 21 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları