Ekonomide de AKP Devleti!

24 Eylül 2012 Pazartesi
\n

\n\n\n

TÜSİAD Başkanının Afyon ve Uludere olayları konusunda bilgi edinme isteğini Başbakan, işine baksın sözleriyle karşılıyor. Bu anlayış aslında son on yıl boyunca adım adım gelinen bir büyük dönüşümün de göstergesidir.

\n

Dönüşüm, İslami sermayenin hızla büyümesi, güçlenmesi ve egemen olmasıdır. Anımsanacağı gibi Başbakan, 2010 halkoylaması öncesinde şu önemli açıklamayı yaptı: Sermaye el değiştiriyor ve bu bizi memnun ediyor.

\n

Başbakanın bu saptamasının çok somut örnekleri her gün görülüyor. Geçenlerde karşılaştığım girişimci bir eski öğrencim, Günümüzde sermaye birikimi yapabilmeniz için üç referans gerekiyor, 1. Kayseri ya da en azından Konya kökenli olmak, 2. Hacca gitmek, hiç olmazsa umre yapmak, 3. Eşin başının kapalı olması diyor.

\n

***

\n

Geçen ay, sermayenin İslami dönüşümü sürecini çok çok güçlendiren bir adım atıldı. 17 Ağustosta Resmi Gazetede yayımlanan bir Bakanlar Kurulu kararı ile, bağımsız düzenleme ve denetleme kurullarının bağımsızlığı kaldırıldı, kurulların idari ve mali açıdan ilgili bakanlıklara bağlanması sağlandı. (Bu konuda daha ayrıntılı bilgi için bkz. Erdal Sağlamın yazısı, Radikal, 20 Ağustos.)

\n

En çok bilinenleri, BBDK-Bankacılık; EPDK-Enerji; SPK-Sermaye Piyasası; KİK-Kamu İhale; TAPDK-Tütün ve Alkol Piyasası ve RK-Rekabet olan bu kurullara, ekonomiyle doğrudan ilgili olmayan RTÜK-Radyo-Televizyon ve BTİK-Bilgi Teknolojileri ve İletişim de eklenebilir.

\n

Bağımsız düzenleme ve denetleme, kapitalist düzenin işleyişini etkinleştirme amacıyla yapılır.

\n

Düzenleme ve denetlemede iki ana işlev önemlidir: Birincisi, piyasaya sürülen ürünün kalitesinin iyi olması ve fiyatının olabildiğince serbest piyasa koşullarında oluşması; ikincisi de devletin değişik sermaye kesimlerine eşit uzaklıkta olmasının sağlanması. Özellikle bu nokta hükümet edenlerin kendi zenginini yaratmasının engellenmesi için gerekli ve zorunlu bir önlemdir.

\n

Eğer, kimler oldukları bilinen aferistler bir yana bırakılırsa, Cumhuriyet tarihinde devletin girişimcilerden eşit uzaklıkta olduğu dönem 1950ye kadardır. Sonrasında başlayan, 1960ların ikinci yarısından sonra hızlanan ve 1980den sonra, özelleştirmelerle de desteklenerek tavan yapan hükümetlerin doğrudan ve dolaylı yollarla kendi zenginlerini yarattığı uygulamalar ekonomiye damgasını vurmuştur. Aynı yıllarda ekonomi, yüksek fiyatlar ve döviz darlığı kıskacında sürekli olarak krizlere sürüklendi.

\n

AKPden önceki hükümet döneminde, IMFnin de ısrarıyla, Merkez Bankasının bağımsızlığı yasalaştı ve yukarıda sözü edilen düzenleme ve denetleme kurumları oluşturuldu. Bu bağımsız kurumsal yapı ve hükümetin bütçe disiplinine bağlı kalması AKP iktidarı boyunca ekonomide istikrarın sağlanmasında birebir etkili oldu.

\n

***

\n

AKP, sendika, dernek, kooperatif ve vakıf gibi ekonomik sivil toplum kuruluşlarını büyük ölçüde yandaşları eliyle adım adım denetimine aldı. Yürürlük maddeleriyle birlikte tümü 70 madde olan Kamu İhale Kanununun 60a yakın maddesi, ihalelerin açık; kamuya mal ve hizmet satacakların tamamına eşit uzaklıkta ve böylelikle yolsuzlukları engelleme amaçlarına tümüyle ters bir biçimde değiştirildi. Sıra bir gün bize de gelir beklentisiyle sermaye çevreleri bu değişim karşısında güçlü bir ses çıkarmadı. AKPye yaranmak amacıyla Cumhuriyetin değerlerine küfür etmeyi iş edinen kelam ve kalem sahipleri de AKPnin yandaş zengin etme sürecini görmezlikten geldi.

\n

Düzenleme ve denetleme kurullarının bağımsızlıklarına son verilmesi milletvekili adaylarının saptanmasındaki bozukluk nedeniyle birleşince siyaseten denetlenmeyen AKP, artık ekonomide de tümüyle denetimsiz bir yapı yaratıyor.

\n

Eski sözcükleriyle, idare, adliye, askeriye, maarif ve bütünüyle siyaset İslamlaşırken, sermayenin bu sürecin dışında kalması işin doğasına uymazdı. Başbakan da sermayedeki dönüşümden aldığı güçle TÜSİAD Başkanına işine bak diyebiliyor!

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları