Emperyalizm karşıtı AKP?

05 Eylül 2016 Pazartesi

Cumhurbaşkanı’nın yabancı güçler karşısındaki kimi söylem ve davranışlarına dayanılarak AKP’nin anti-emperyalist olduğu, bu partinin taraftarlarınca sürekli olarak öne sürülüyor.
Dün olduğu gibi bugün de ABD uzak ara dünyanın en büyük emperyalist gücüdür. Bu nedenle anti emperyalist olunmasının göstergesi ABD ile ilişkilerdir.
ABD’nin soğuk savaş yıllarında gerekli gördüğünde askeri darbeler yaptırarak bu ülkenin siyasetini nasıl belirlediği; onca gencin ve düşünce insanının işinden uzaklaştırılması, hapsedilmesi, işkence görmesi ve giderek acımasızca öldürülmeleriyle sonuçlanan girişimleri biliniyor.
Yine biliniyor ki soğuk savaş yıllarında ABD’nin bu ülkedeki en önde gelen destekçileri, bu ülkenin ABD emperyalizmine karşı çıkan gençlere saldıranlar, siyasal İslamcılar ve kendilerine ülkücü diyen kesimlerdi.
Soğuk savaş sona erdikten sonra da hem kapitalizmin küresel yeni düzeni, hem de Ortadoğu’daki petrol çıkarlarının korunması için, halkı Müslüman olan ülkelerde Ilımlı İslamcı iktidarların işbaşına gelmesi, muhalefetin de buna uygun oluşması gerekiyordu. Nesnel olarak incelenirse kolayca görülür ki Türkiye’de iktidar da muhalefet de bu sürecin ürünüdür.
AKP’nin anti emperyalist olduğu büyük balonuna, geçen günlerde, devletin iki numaralı koltuğunda oturan TBMM başkanı iğneyi batırdı. Başkanın dünyada emperyalizme karşı verilen savaşların en büyük destanlarından birini yazan; emperyalizme ve sömürüye karşı savaşan özgürlükçü insanların öncüsü El Commandante Ernesto Che Guevara için, ölümünden yarım asır ve ABD ile Küba barıştıktan sonra bile, hızını alamayıp eşkıya demesi, diyebilmesi, bir kez daha kanıtladı ki AKP düşüncesi özünde anti emperyalist olamaz.
Nitekim son Cerablus olayının da bir kez daha kanıtladığı gibi Türkiye, kendi uluslararası çıkarlarını, ne yazık ki, ABD’nin tanıdığı olanak kadar koruyabiliyor.
Kısaca, AKP’nin antiemperyalist olduğunu öne sürmek, bu toplumu daha fazla kandırmaya ve uyutmaya yönelik, uyduruk bir masaldır.

Uzman görüşü!
Türkiye, son zamanlarda uzman sayısında olağanüstü bir patlama yaşıyor.
İç ve dış boyutlarıyla terör ve güvenlik; emperyalizm ve dış ilişkiler; dinsel örgütlenmeler; bu dünya ve öbür dünya arasındaki geçişler akla gelebilecek her konuda, onca uzman sürekli konuşuyor. Çoğu gerçek ve bilim dışı, tek yönlü ve sığ görüşler tüm toplumu sarıyor. Toplum, bu uzman yalanlarıyla daha fazla körleştirilmek isteniyor.
Geçen günlerde çok sayıda örneği bulunan bir güvenlik uzmanı bir TV kanalında, insan oğlunun ekonomik ve teknolojik gelişmelerine tümüyle ters bir görüşü dile getirdi.
Ekonomi biliminin, ihtiyaçların sonsuz, buna karşılık kaynakların sınırlı olduğu biçimindeki genel bir doğru olarak kabul edilen ünlü tanımını aklı sıra sorguluyor; insan oğlunun açgözlülüğünü eleştiriyor ve şu anlamda sözler ediyordu: İslamın dünya görüşünde ihtiyaçlar sınırlıdır; eğer bütün dünya Müslüman olursa, bu sorun kökünden çözüme kavuşur.
Bir yönüyle bu ülkenin düştüğü düşünce düzeysizliğini betimleyen bu görüş, diğer yönüyle de kapitalizme ve onun uzantısı olan emperyalizme karşı bir anlayışı yansıtıyor.
Size de çevrenizdeki açgözü bir türlü doymak bilmeyen Müslümanlara; AKP iktidarının devlet olanaklarını yağmalamasındaki hıza; AKP’nin kapitalizm aşkına ve Müslümanların sınır tanımayan ihtiyaçlarını karşılamak için Müslüman olmayan ülkelere nasıl koşuştuğuna bakarak bu görüşü anlamak ve yorumlamak kalıyor.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yerelde yeşermeli 25 Mart 2019

Günün Köşe Yazıları