Amma çabuk vazgeçtiniz!

15 Haziran 2023 Perşembe

Öfkeliyim! Suna Kan’ın son yolculuğuna uğurlanışını izliyorum, bölük pürçük videolardan... Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın o görkemli salonunun onda biri bile dolu değil...  

Bomboş sıralar, koltuklar... Birkaç vefalı dost, birkaç sanatçı... O kadar... (Dört  gündür Cumhuriyet, Suna Kan’a geniş yer ayırıyor. Ayrıntıları oradan görebilirsiniz.)

Hadi eğitim bakanı orada değildi, kendisi laik eğitim kurumlarına imam atamakla meşgul... Peki kültür bakanı neden orada değildi? Ankara Büyükşehir ve de ilçe başkanları daha önemli işleriniz mi vardı? Ömrü boyu Ankara’da yaşamış, Cumhuriyet ilkelerine her daim sahip çıkmış bu aydını, bu değeri uğurlayamadınız? Ankara’da yaşayan ve yaşamlarının bir anında onu en az bir kez dinlemiş olan siz dinleyiciler, ne çabuk vazgeçtiniz Suna Kan’dan?  (Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın İnönü ailesi ve adlarını tek tek sayamadığım hocalar, şefler, sanatçılar, iyi ki varsınız. İyi ki kimi değerlere hâlâ sahip çıkıyorsunuz!)   

Konservatuvar öğrencileri ya siz? Sizler neredesiniz! Suna Kan adını hiç mi duymadınız? Sizin için açtığı yolları bilmez misiniz? Onun rahlesinden geçmiş, onu örnek almış, onu izleyerek keman çalmayı öğrenmiş binlerce öğrenci ve aileleri sizler neredeydiniz? 

Eğer bu ülkede nitelikli müzik tutkunları hâlâ varsa... Hâlâ ülkemizde müzik aracılığıyla daha güzel, daha huzurlu bir dünya yaratabilme düşleri görülebiliyorsa... Hâlâ evrensel ve çağdaş değerler hiyerarşisinden yararlanmayı; bu değerleri benimsemeyi düşünenler varsa aramızda... Hâlâ kimi idealist gençler, dünya müzik arenasında var olabilmek için müzik eğitimi alıp, didinip çalışıp, müzik tutkusunun peşinden koşabiliyorsa... Bunda Suna Kan’ın da rolü olduğunu bilmez misiniz!  

Haksızlık, hukuksuzluk, bilgisizlik, birikimsizlik, vefasızlık, nankörlük, hepsi birden toplumu bu kadar mı çabuk ele geçirdi! 

Anladık, tamam, son 20 yılda yetişen dindar ve kindar gençlere; bizi yönetemeyen, kendi çıkarları dışında bir şey düşünmeyen siyasilere, Cumhuriyet ilkelerinden intikam almak isteyenlere Suna Kan adı hiçbir şey ifade etmeyebilir! Ama ya toplumun geri kalanı? Hani karşıdevrime izin vermeyecek olanlar?   

KIVILCIM VE ALEVLER

“Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum; alevler olarak geri dönmelisiniz.”

Bu iki satırlık telgrafla Atatürk, Türk gençlerinin önünü açmıştı neredeyse  yüz yıl önce... Kurtuluş Savaşı’ndan yeni çıkmış genç Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk gerçekleştirdiği olaylardan biri İzmir İktisat Kongresi ise (1924) bir diğeri de Türkiye’nin her köşesinden seçilen yetenekli öğrencilerin, yurtdışına eğitime yollanmasıydı. Kıvılcım olarak yurtdışında eğitim alıp kendi alanlarında dünyanın en iyisi olanlar, alev olanlar, volkan olanlar arasında aklıma ilk gelen üç isim, ünlü matematikçi Cahit Arf, arkeolog  Ekrem Akurgal, beyin cerrahı Gazi Yaşargil...

Yetinilmedi 5 yaşındaki İdil Biret, 10 yaşındaki Suna Kan için çıkarılan ve “İdil -Suna kanunu” diye anılan “Harika Çocuklar yasası”yla (1948) yurtdışında eğitim alma olanağını buldular... 

Bugün eğitim deyince, “cehaleti” sevdiğini gizlemeyen iktidarın ilk aklına gelen, okullara imam atama, 4-6 yaş çocuklara Kuran kursu ve kız erkek ayrımıdır... Uzmanlar üçünün de zararlarını bilimsel yollarla ortaya koyuyor. Ama dinleyen yok! ÇYDD’nin karşı çıkması yetmez! Tüm kurumlar karşı çıkmalı!  

Bitirmeden bir sözüm de kendilerine “gazeteci” diyen haddini bilmez beylere! Kendinize gelin! İktidarın  küfürbaz dilini amma çabuk içselleştirdiniz!  Erdoğan’a söylemeyi aklınızdan geçirmeyeceğiniz hakaretleri, işi bitmiş, hain, basiretsiz, korkak, pişkin gibi sözleri başka parti liderlerine de söyleyemezsiniz! Ayıptır! Terbiyeli olun!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları