Kadınların Bitmeyen Koşusu

01 Kasım 2013 Cuma
 
Anımsıyorum: 12 Eylül faşist darbenin
en dehşet verici en karanlık günleriydi.
Mustafa Kemal Ağaoğlu’nun
önderliğinde YAZKO’nun (Yazarlar
Kooperatifi) çıkardığı “Somut” haftalık
kültür ve düşünce gazetesi, aydınlara,
direnenlere bir soluk alma alanı açmaya
çalışıyordu...
Bu derginin 4. Sayfa’sının kadınlara,
kadın sorunlarına ayrılması ise bundan 30
yıl öncesi için tam bir devrim
niteliğindeydi.
Devrim diyorum, çünkü 4 Sayfa
yazıları, o günlere dek “Kadın sayfası”
denince alışılageldiği gibi yemek
pişirme, dikiş nakış üzerine değildi...
Kadının bedenine sahip çıkması, kürtaj
hakkı, ev içi şiddet, vb. feminist kavramlar,
tezler, bunların tartışmaya açılması
üzerineydi...
Kısa sürede öyle büyük bir heyecan
yarattı, öyle müthiş bir sinerji oluşturdu
ki bu 4. Sayfa, okurlar da oraya yazı
yetiştirmek için birbiriyle yarışır oldu.
Aradan 30 yıl geçtikten sonra
“Yazko-Somut- 4. Sayfa” kitap olarak
yayımlandı. (Kadın Kültür İletişim
Vakfı yayını) 4. Sayfa’daki yazılardan
seçmeler, bugünden o günlere
bakış, tepkiler, paylaşımlar, nereden
nereye geldiğimiz ve gelemediğimiz...
Kısacası Meryem Koray’ın
deyişiyle “Feminizmin dile gelmesi”;
Zeynep Avcı’nın deyişiyle “Hayali
cihan değer”...
Özgürlük alanları
Bu kitabı yayıma hazırlayanlardan
Stella Ovadia, sunuş yazısında
“İkinci cins olma
bilincinin yarattığı
şaşkınlığın,
öfkenin, isyanın
paylaşılır olabilmesi
inanılmaz
bir enerji doğurmuştu”
dedikten
sonra o enerjiyi
Gezi’de yaşananlara
benzetiyor:
“Bugünlerde korkuyu yenmekte
ifade edilen durum, üstlerine sıkılan
gaza rağmen eve dönmeyenlerin açtıkları
umut kapısı” ona 30 yıl önce
yaşadıklarını çağrıştırıyor: “Arayışlarımız,
siyasal olanın tarifi kadar, siyaset
yapma biçimini de değiştirdi.
4. Sayfa’da bizler için yalnızlık eşiği
aşıldı, neredeyse ‘utanç bitti’.”
Gerek bu kitap, gerek “Feminist
Dergisi”nin tıpkıbasımlarını bir araya
getiren 25. Yıl Kitabı (Kadın Kültür
İletişim Vakfı; Yayıma hazırlayan
Handan Koç) günlerdir elimden düşmüyor..
Kadın Çevresi’nin çıkardığı
Feminist Dergi’nin tüm sayıları...
Her iki kitap da kazanılan ve kazanılamayan
hakları irdeleme açısından,
kadınların hiç durulmayan koşunu
izlemek
açısından mutlak ve mutlak edinilmeli,
okunulmalı.
Faşizmin en koyu
günlerinde bile
Dün hem Cumhuriyet, hem birkaç
gazetede “Gezi Cezası”: Kültür Bakanlığı
eylemlere destek veren özel tiyatrolara
yardımı kesti kesecek, diye
bir haber vardı.
Bu yazıyı yazdığım ana (perşembe
sabahına) dek böyle bir karar açıklanmadı.
Umarım bu haber yanlıştır.
Umarım karar açıklanmadan önce muhabir
arkadaşlarımızın aldığı duyumlar
gerçek değildir. Eğer gerçekse... İnanmakta
güçlük çekerim!
Çok iyi anımsıyorum, tiyatrolara
devlet yardımı 12 Eylül faşist darbeden
sonra başladı. Hatta ilk dönemlerde
“gölge etme, başka ihsan istemem”
diye sol kesimin tiyatroları başvurmadı
bile... Ancak ayakta kalabilmenin tek
yolu olduğundan, başka türlüsü olamayacağından
ve kararlar devlet dışı
özerk bir kurul tarafından alındığından
başvurmaya başladılar. Faşizmin
en koyu dönemlerinde bile bu tiyatrolar
devlet yardımı aldılar. Çünkü ödenek
kriterleri sanatsaldı, siyasi değil.
O gün bugün bin bir türlü hükümet
geldi geçti. Sağ, orta, parçalı,
yamalı, koalisyonlar... Tiyatrolara
yardım sadece ve sadece sanatsal
ölçütler üzerinden yapıldı. Eğer
“Gezi cezası” haberi gerçekse, faşizmin
en koyu günlerinden daha da
beterini yaşıyoruz demektir!

 
 
 


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları