Kent, sanatla güzel

27 Ekim 2022 Perşembe

Tamam, İstanbul dünyanın en olağanüstü, en muhteşem kenti. Atsalar, yıksalar, satsalar da dinamizmini, sinerjisini, büyüsünü yitirmiyor! Hele bilgili, birikimli, liyakatli ellere düşerse o zaman değeri daha da taçlanıyor. Önceki gün İstanbul’u suyla yeşille, sanatla kucaklayan ve de “uçuran” iki muhteşem olay yaşadım. Tadı damağımda, kokusu burnumda, hemen paylaşıyorum. Siz yine de kendiniz gidin görün diyerek...

CENDERE SANAT 

Bin yıllar boyunca suyla haşır neşir olan İstanbul’un nüfusu artınca yeni su yolları, su sistemleri gereksinimi doğar ve 1902’de “Hamidiye Su Tesisleri”nin yapımı tamamlanır. Sisteme ait Cendere Pompa İstasyonu Ayazağa’da kurulur. Bu pompa 20 farklı maslaktan gelip burada toplanan suları kentin her köşesine yayar. 1990’da öteki endüstriyel mekânlar gibi kaderine yani yıkıma terk edilir. 

Şimdi o unutulmuş o alanda “Cendere Sanat” var. Muhteşem bir doğa içinde, 400 yıllık anıt çınarların yanında, tek katlı sanat galerisi, sanat atölyeleri, cam ve çelik “art-nouveau” esintili kafesiyle, dinlenme alanlarıyla bir mücevher! İlk sergi, D.Yücel, E.Yetişkin, M.Graf’ın küratörlüğünde, 22 sanatçının katıldığı “Akışın Tanığı”, elbet suyla ilişkili. Tarihsel olanla çağdaşın buluşması harika! 

 İstanbul Büyükşehir Belediyesi “150 Günde 150 Proje”yi hayata geçirerek tüm engellemelere karşın kentte mucizeler yaratmayı sürdürüyor. Tıpkı vatandaşa kazandırdıkları Hasapaşa’daki Müze Gazhane; Yerebatan Sarnıcı, kale ve surlar gibi; öğrenci merkezine dönüştürülen İETT “Kütüphane Troyleybüs” gibi... İnanması zor ama evet ARTIK buralar “şahsımın” değil, hepimizin! 

AKTİF YEŞİL 

Önceki gün ne çok duydum “Aktif Yeşil” tanımlamasını. Başkan İmamoğlu’ndan yukarıda saydığım miras yapılarını sanat ve hayat alanına dönüştürmeden sorumlu Mahir Polat’tan duydum. Ayşe Erkmen’in “Haliç’te Haliç” eserinin açılışında tanımak onuruna kavuştuğum Prof. Dr. Yasin Çağatay Seçkin’den duydum. (Yeşil Alanlar Daire Başkanı.)

Aktif yeşil, salt göze seslenen değil, işlevsel yeşil alanlar: İçinde yaşanan soluk alınan, sanatıyla, koşu, yürüyüş yollarıyla, çocuklara oyun alanlarıyla, kamunun hizmetinde olan alanlar... Belirtmeden geçemeyeceğim: Onları dinlerken insanın bildiği konuda konuşması ne büyük mutluluk diye içimden geçirdim. Nicedir çevremizi bilmeden konuşanlar yazanlar çevirdi! Liyakat bambaşka bir şey! 

HALİÇ HALİÇ’TE 

İstanbul Bienali dolu dizgin sürmekte. 2017’den beri her bienalde bir sanatçı, kamusal alanda kalıcı olacak bir eser üretmeye davet ediliyor. Bu kez seçilen sanatçı, dünya çapında işler üreten Ayşe Erkmen’di... Sanatçının “Haliç Haliç’te” adlı eseri Fatih-Balat’ta Akşemsettin Parkı’na yerleştirildi. İşte o da yeşille ve suyla kucaklaşan bir başka mücevher! 

Denize uzanan bir özlem... Hayır gökyüzüne uzanan bir duygu, düşünce... Üzerine hangi ışık vurursa onu çoğaltan, yansıtan bir düş belki de... Çağrışımlara yelken açmış bir yapıt... Bu çağrışımlar arasında Haliç’in yabancı dillerde “Altın Boynuz” diye anılması da var elbet! 

 Ayşe Erkmen, Haliç’in biçimini, konturunu çizmiş. O çizimi paslanmaz çelikle yeniden yaratmış... İnsanı hayal alemine götüren, ayakları yere basarken başını bulutlara ulaştıran, hem kendini hem Haliç’in siluetini çeliğin yansımasında, “aynasında” seyrettiren bir eser... 

İKSV ve 2036 yılına dek bienal sponsoru olacağını açıklayan Koç Holding’in katkılarıyla gerçekleşti. Evet kentler sanatla daha güzel... 

Dedim ya! En iyisi gidin kendiniz görün, yaşayın! Ben bu yazıyı yazarken Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı gözaltına alındı. Ben daha ne anlatıyorum ki! 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nice 100 yıllara 9 Mayıs 2024
Dans hayattır 2 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları