Ölmeden çalışabilmek korkmadan yazabilmek

20 Ekim 2022 Perşembe

Yaşanan acıyı, üç kuruş kazanmak için yeraltında, en korkunç koşullarda çalışan 41 emekçinin acısını hiçbir yazı, hiçbir ağıt ya da hükümet yetkililerin her an utanmadan söyledikleri, “Ailelere şu kadar para vereceğiz” tümcesi ortadan kaldıramaz. 

Bunu söyledikten sonra bu korkunç cinayetin, “kader”, “fıtrat”, “kaza” ile hiç ilgisi olmadığını, (nedense “kader” hep yoksulları, emekçileri vuruyor) büyük bir çoğunluk gibi ben de biliyorum. 

Neyle ilgisi var? Emeğin sömürülmesiyle, vahşi kapitalizmle, daha çok kazanma hırsıyla, insan yaşamına değer vermemeyle, ihmaller zinciriyle, denetimsizlikle, hukuksuzlukla, yetkililerin görevini yapmamasıyla, yolsuzlukla, ama en önemlisi CEZASIZLIKLA ilgisi var. Soma’da emekçilerin haklarını savunan Can Atalay ve Selçuk Kozağaçlı bugün hapisteler. Ama yine Soma’da 301 madencinin öldürülmesinde sorumlu olanlar kâh yurtdışında, kâh yurtiçinde bırakın serbest olmalarını aynı zamanda ödüllendirilmiş durumda...

SANSÜR YASASI

Halk arasında sansür yasası diye bilinen yasa Meclis’te kabul edildi. Madde 29, “Gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yayan kimse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır” diyor.

Şimdi... Yukarıda yazdığım bu satırlar acaba yeni yasaya göre suç mu değil mi ? Yoksa suç olan bu cinayeti “kader planı” ya da “fıtratında var” diye nitelemek mi? 

“Ekonomimiz berbat, liranın alım gücü sıfır” demek suç sayılacakmış... THD (Tüketici Hakları Derneği) açıkladı: Ülkemizde tüketicilerin yüzde 56’sı yani 47 milyon 680 bin vatandaş açlık sınırının altında yaşıyor. Bu durumda iktidarın ağzından düşürmediği “Ekonomimiz harika, dünya bizi kıskanıyor”; acaba “gerçeğe aykırı bilgiyi alenen yaymak” sayılır mı, sayılmaz mı? “Bizden önce 30 yaş altındakiler oy kullanamazdı!” gibi yalanlar dezenformasyona girer mi girmez mi? Bunlar gibi yüzlerce soru var aklımda... Bilmem, anlatabildim mi!

PEN Yazarlar Derneği olarak bu konuda açıklamamızı yasa çıktıktan önce de sonra da yaptık. (Bkz: www.pen.org)

Bugün 200’ü aşkın imzayla şu iki tümceyi kamuoyuna sunuyoruz: “Edebiyatçı ve yazarlar olarak ülkeyi derin bir karanlığa boğacak sansür yasasını reddediyoruz. Zorbaların yalanına karşı, halkın ve dünyanın hakikati. #Susmayacağız. #Susmak yok.”

Ölmeden çalışabileceğimiz, korkmadan yazabileceğimiz bir ülkeye, bir topluma kavuşabilmek sadece ve sadece bize bağlı. HAKİKATE ULAŞABİLMEMİZ DE... Yaptığımız, yapacağımız seçimlere bağlı. Öyleyse mücadeleye devam!

KADIN -YAŞAM- ÖZGÜRLÜK 

Geçen hafta sonu Antalya Muratpaşa Belediyesi’nin düzenlediği Kaleiçi’ndeki festivalde konserler iptal edildi, söyleşiler, sergiler devam etti. 27 ülkeden 52 ülkenin sanatçıları katıldı.

ANSA (Antalya Sanat) PEN işbirliğiyle düzenlenen “Edebiyat ve Çevre” panelinde, Tecelli Sırma’nın sorularını yanıtladım. Panelin yer aldığı Koç Üniversitesi Suna-İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi’ne hayran kaldım. Buradaki “Hayvanlar ve Paralar” sergisi kaçmazdı. 

Kaleiçi’nin tümünde, dapdar çiçekli tertemiz sokakları, kafeleri, sanata yer veren butik otelleri, her köşede insanın içini açan bir özen vardı. Muratpaşa Belediyesi Başkanı Ümit Uysal’ı kutlarım. 

İki sergi çok çarpıcıydı. İranlı, Rus ve Ukraynaları sanatçıların “Kadın Yaşam Özgürlük” ve “Aynı Gökyüzü Altında” sergileri...

Kadın -Yaşam- Özgürlük her ülkeye gerek. Bunun da ilk şartı önce laiklik! 

Aynı gökyüzünü Rus sanatçılarla Ukraynalı sanatçılar paylaşıyor. Resimde, sanatta, edebiyatta... Hayatta paylaşmalarını engelleyen savaşlar ise yalnız ve yalnız vahşi kapitalizme hizmet ediyor. Öyleyse mücadeleye devam...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Nice 100 yıllara 9 Mayıs 2024
Dans hayattır 2 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları