Kışlaya din, dine siyaset girerse…

09 Şubat 2022 Çarşamba

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın internet sitesinde yer alan bir haber:

“ ‘Regaib Gecesi Özel Programı’ münasebetiyle Şırnak’a giden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, program öncesi Namaz Dağı Askeri Üs Bölgesi’nde Mehmetçikleri ziyaret ederek incelemelerde bulundu.”

Olabilir. Diyanet İşleri Başkanı, bulunduğu bölgede nezaketen bir askeri birliği ziyaret edebilir.

Ancak haberin devamında ve paylaşılan videoda kabul edilemeyecek bir durum söz konusu. Erbaş ve beraberindeki heyeti, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Çekiç ile Namaz Dağı Komando Tabur Komutanı Jandarma Yarbay Seyfullah Aydın karşılamış. 

Diyanet TV’de yayımlanan haberde “Erbaş askerlerle bir araya geldi, operasyonlar hakkında Tuğgeneral Mustafa Çekiç’ten bölge hakkında bilgi aldı” deniyor. 

Erbaş’ın sadece dini görevler yürütürken giyebileceği cüppe ve sarıkla adeta birlik denetlemesi, ona komutanmış gibi tekmil verilmesi kabul edilemez. Bu anayasasında laik bir devlet olduğu yazan bir ülkede açıkça anayasa ihlalidir. 

Ali Erbaş’ın ziyareti sırasında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin ile yaptığı telefon görüşmeleri videoya kaydedilip Diyanet’in internet sitesinde paylaşılmış. Ama şu ana kadar muhalefetten bu olaya dair tık yok!

Onların sormayacağı açık, ama benim sorularım var.

***

Anayasadaki laiklik ilkesi ilga mı edildi ki sürekli devlet görevlileri tarafından çiğneniyor ama kimse ceza almıyor?

Mustafa Kemal Atatürk, hilafeti bunun gibi görüntüler olmasın, kışlaya din, dine siyaset girmesin diye kaldırmadı mı?

Diyanet İşleri Başkanı, tuğgeneralin üzerinde bir rütbe mi taşıyor ki kendisine tekmil veriliyor? 

Bir sınır karakolunun din işleri ile ilgili bir kurumun başkanı tarafından denetlenmesinin nasıl bir gerekçesi olabilir? Başka bir inanç grubunun din görevlisine de aynı olanak tanınacak mıdır? 

Diyanet İşleri Başkanlığı, Cumhurbaşkanlığı’na bağlı olarak görev yapan bir kurumdur. Aynı statüde olan mesela Türkiye Varlık Fonu Başkanı da sınır karakolu denetleyip tekmil alabilir mi? Ya da Milli Saraylar İdaresi Başkanı da bunu yapabilir mi?

Diyanet İşleri Başkanlığı, laikliği çiğneyen söylem ve tavırlarda bulunan bir kurum haline gelmiştir. Örneğin daha geçen ay, Ankara Melike Hatun Camisi’nin imamı Halil Konakçı, Bursa’da verdiği vaazda hilafet çağrısında bulunarak “Biz o makamı geri istiyoruz arkadaş. İslam adına istiyoruz” demiştir. Kurum, personelinin anayasayı açıkça ihlal eden bu sözleri karşısında ne yapmıştır?

***

Genelkurmay Başkanlığı, bir din görevlisine askeri birlikte tekmil verilmesi karşısında sessizliğini koruyacak belli ki ama muhalefetin de suskun kalışını büyük harflerle yazalım bir yere…

Geçen pazar günü bu köşedeki yazımda da adı geçen Adaleti Savunanlar Stratejik Araştırma Merkezi’nin (ASSAM) “Asker ve Manevi Değerler” raporu ile, TSK’de “din subaylığı” kadrosunun ihdas edilmesi için lobi çalışması yürüttüğünü...

Emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi imzalı ve 2015 tarihli “Ordular Dindar Olmalıdır” başlıklı raporda, “Barış kadrolarında Kara Kuvvetleri’nde tabur seviyesinde, diğer kuvvetlerde dengi birliklerde din görevlileri yer almalıdır” denildiğini, bunun medyaya da yansımış olduğunu belirtelim. 

Ve durum bu kadar açıkken lafı çok da uzatmadan Uğur Mumcu’nun 1 Mart 1987’de Cumhuriyet gazetesinde yazdığı “İmambayıldı” başlıklı yazısından bir alıntıyla bitirelim yazıyı:

“Laiklik ilkesini savunmak için Atatürk gibi yürekli, Atatürk gibi inançlı olmak gerekir. İzinden gittiklerini söyleyenler gibi ürkek, kararsız ve inançsız değil.”



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları