Koşullar, ödünler ve yasalar

08 Mart 2023 Çarşamba

Millet İttifakı, siyasi intihar girişiminde bulunan Meral Akşener’i son anda tutup yeniden masaya oturttu ve kriz sona erdi. Bunun sağlanması için, Akşener’in ittifaka güven duyanlara ihanetinin üzerine de bir örtü örtülerek rafa kaldırıldı. Ama Akşener’in AKP’ye yarayacak bu siyasi manevrası tarihe geçti; güvenilmez bir lider olduğuna dair yeni bir kanıt oluşturdu. 

Masaya dönmek için, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcısı olması için koyduğu şart, bir anda onlarla birlikte ittifaktaki tüm siyasi parti genel başkanlarının da cumhurbaşkanı yardımcısı olması ile sonuçlandı. Bu demek oluyor ki gelecek dönemde Türkiye’yi sekiz kişilik bu ekip yönetecek.

Akşener’in bu hamlesi, Kılıçdaroğlu’nu “seçilemeyecek bir lider” olarak niteleyen İYİ Parti’nin iddiasını güçlendirdi. Erdoğan’a seçim kampanyası boyunca kullanabileceği bir saldırı argümanı muhalefet eliyle verilmiş oldu.

Ayrıca daha baştan Kılıçdaroğlu’nun ülkeyi yönetmek için zayıf bir lider olduğu görüşünün altı çizildi. Akşener’in CHP’nin içine müdahale ederek iki CHP’li belediye başkanını aday olmaları için öne atması karşısında, Kılıçdaroğlu’nun kamuoyuna yönelik bir tepkide bulunmaması, hiçbir siyasi parti için kabul edilebilecek bir durum değildir.

Anlaşılıyor ki Kılıçdaroğlu, adaylık için her şeyi yapmaya gerçekten kararlıydı. Sonunda ortaya çıkan manzarada en büyük başarı kendisine aittir. Ancak partisine bu şekilde müdahale edilmesine göz yumması da çok ciddi bir ödündür.

HUKUK DEVLETİ VAAT EDİYORSANIZ YASALARA UYACAKSINIZ

Bunları geride bırakırsak, şu anda gelinen noktada, İmamoğlu ve Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcılıkları için hukukçuların açıkladığı görüşler var. Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, her iki başkanın da seçime kadar görevlerinden ayrılmalarına gerek yok ancak seçimden sonra cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atandıklarında bu görevlerinden ayrılmaları gerekir diyor.

 Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu ise yerel yönetimlerin özerkliği düşünüldüğünde, belediye başkanlarının böyle bir göreve istifa etmeden atanmalarının, anayasanın 127. maddesine doğrudan aykırı olduğu görüşünde. Ayrıca 5393 sayılı Belediye Yasası’nın 30. maddesine göre, belediye meclisi üyelerinin siyasi konularda karar alamayacağını ama cumhurbaşkanı yardımcısının alacağı kararlar siyasi olacağından Danıştay kararı ile belediye başkanlığının düşürülmesinin gündeme geleceğini belirtiyor.

Muhtemelen bu nedenle Millet İttifakı’nın Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Sürecinin Yol Haritası olarak açıkladığı metinde, İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediyesi başkanlarının, cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda cumhurbaşkanı yardımcısı olarak atanacağı belirtilmiş. Akşener’in Kılıçdaroğlu’nun adaylığı açıklanırken yüzünün asık olmasının nedeni bu olabilir.

Belli ki atamanın yerel seçim sonrasına bırakılması düşünüldü. O süreçte bu iki görevin birlikte yürütülebileceğine dair yasal bir düzenleme veya cumhurbaşkanlığı kararnamesi  çıkarılması planlanmış olabilir. Ancak Eminağaoğlu, onun da anayasanın 127. maddesine aykırılık nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilecek bir düzenleme olacağını söylüyor. Böyle bir durumda, cumhurbaşkanı yardımcılığına yapılan atama iptal edileceği gibi, belediye başkanlığı da düşürülecek.

Bu hukuki durumu şu anda kimse düşünmek istemese de hatta bunları hatırlattığınızda hakaretlere maruz kalsanız da gerçek bu. Umarım zamanı gelince “Biz niye bunu iyi düşünmedik!” denilmez, Ankara ve İstanbul belediyeleri AKP’ye kaptırılmaz.

Akşener’in gönlü olsun diye yapılan bu operasyonun derin siyasi anlamları da var. Onları da yaşayarak göreceğiz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları