Tarikat kampı hakkında uyarı yapılmış, şiddet rapora geçirilmiş!

22 Ekim 2023 Pazar

4 Ağustos 2023 tarihli “Devlet korumasındaki çocuklar tarikat kampında!” başlıklı yazım nedeniyle Suffa Vakfı’nın şikâyeti üzerine 23 Eylül’de savcıya ifade vermiştim. Hakkımda kamu adına kovuşturulmaya yer olmadığına dair savcılık görüşü yeni elime geçti. 

Uzun bir açıklama yazılmış ama cumhuriyet savcısı, önce hukukumuzda hâkim olan “nullum crimen, nulla poena sine lege” yani “kanunsuz suç ve ceza olmaz” evrensel ilkesine atıf yaparak “isnat edilen eylemin tipiklik unsuru yönünden eksik bulunduğunu” belirtmiş. 

Sonra da Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin “ifade özgürlüğü” başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasına atıf yaparak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ifade özgürlüğü ile aynı öneme sahip diğer bir hakkın (şeref ve itibarın korunması gibi) karşı karşıya gelmesi durumunda, ifadenin kamu yararına katkısının da göz önüne alındığını ve bu durumda haklardan birinin diğerine tercih edilmesi gerektiğine dair görüşüne yer vermiş. Basın özgürlüğünün demokratik hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olduğunu da vurgulamış. 

Bu karar elime geçtikten sonra, 4 Ağustos tarihli yazıma konu olan olayla ilgili yeni bir gelişme oldu. 

FİZİKSEL VE PSİKOLOJİK ŞİDDETE DAİR İDDİALAR

3 Ekim’de soL Haber’de Burcu Günüşen imzasıyla yayımlanan haberde, İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü sorumluluğundaki çocuk evlerinde kalan devlet korumasındaki çocukların Nur Cemaati’nin bir kolu olan Suffa Vakfı’yla ilişkili Mutlu Yuva Derneği’nin düzenlediği 40 günlük eğitim kampında uğradıkları şiddete dair bilgiler yer almıştı.

Haberde yazılanların bir bölümü şöyle:

“Edindiğimiz bilgiye göre çocuklar kampta bulundukları süre boyunca hem fiziksel hem de psikolojik şiddete uğradılar, tekme ve tokatla fiziksel şiddete maruz kaldılar. Çocuklara ceza olarak tuvalet temizliği yaptırıldığı, aynanın karşısına geçip ‘Benden adam olmaz’ diye tekrar etmelerine yönelik öz benliklerini zedeleyen ‘ceza yöntemleri’nin de uygulandığı öğrenildi. Çocuklar birbirlerine de şiddet uygulamaya teşvik edildi. Çocuklardan ayna karşısına geçirilip gözlerini kaçırmamaları istendi, başka çocuklar gözlemci olarak başlarına dikildi ve onlardan çocuk gözlerini kaçırırsa kafasına vurması istendi. Çocuklara uygulanan ‘ceza yöntemleri’ arasında yerde sürünme de yer alırken ‘kemerle dövülenlerin olduğu şiddet videoları’ izletildi. Toplu olarak namaz kıldırılan, sabah namazına kaldırılan çocuklara kampta salıkverilenlerden biri de çocuk evlerinde satranç oynamamaları oldu. Çocuklara ‘O oyunlar putlara tapanların oyunu’ dendiği de gelen bilgiler arasında.”

Haberin yayımlanmasından birkaç gün önce yasal sürecin başlaması için işlemler yapıldığını öğrendim. Konu şu anda savcılıkta. İl müdürlüğünden henüz teftiş için muhakkik gönderilmemiş. 

İSTİSMAR VE ŞİDDETİ ANLATAN ÇOCUKLAR...

Ulaştığım bilgiye göre, devlet korumasındaki çocuklar tarikat kampına gönderilmeden önce, yetkili personel, çocukların başında bir kamu görevlisinin olmaması ve yatılı kalacakları yer ile ilgili sosyal incelemenin yapılmamış olması nedeniyle İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nü kampın uygun bulunmadığı konusunda uyarsa da kabul görmemiş.

Olayın, kampa gönderilen çocukların bir ay sonra yaşadıklarını anlatmaları üzerine, 14.09.2023’te tutulan bir raporla kayda geçirildiği de edindiğim bilgiler arasında... Onun bir bölümünü paylaşıyorum.

Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı’na bağlı kurumlar, uyarılara rağmen korumaları  altındaki çocukları korkunç bir kampa göndermiş. Çocuklar şiddet görüp istismara uğradıklarını anlatmış ve bütün bunlar yetkililer tarafından kayda geçirilmiş.

Soruyoruz: Çocukların gördüğü zararın sorumluları görevde kalmaya devam edecek mi? Gereken cezayı alacaklar mı? Tarikatlar ve cemaatler ile iç içe geçen yapılarla işbirliği yapan kamu görevlileri bunun hesabını verecek mi?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları