Meğer mobbing'e uğramışım

Mobbing'i işyerinde maruz kalınan "psikolojik yıldırma" olarak tanımlamak mümkün. Türkiye için kavram yeni olsa da, mağdurları çok.

Yayınlanma: 03.05.2009 - 15:49
Abone Ol google-news

Mobbing’i işyerinde maruz kalınan “psikolojik yıldırma” olarak tanımlamak mümkün. Türkiye için kavram yeni olsa da, mağdurları çok. Çağlar Çabuk da bunlardan biri. Çalıştığı uluslararası şirkette mobbing’e maruz kalmış. Verilen kariyer yükseltme sözü tutulmamış, toplantılara çağrılmamış, alınan kararlardan bihaber bırakılmış... Onu Mobbing Bilgilendirme ve Araştırma Destek Merkezi’nin kurucusu yapan da bu süreç. Merkez, mobbing’e uğrayanlara hukuki ve psikolojik destek veriyor.

Sebebini anlayamadığınız bir şekilde çalıştığınız işyerinizde üstleriniz tarafından küçük mü düşürülüyorsunuz? Beraber çalıştığınız iş arkadaşınızın hakaretlerine mi uğruyorsunuz? Ya da toplantıda alınan kararlar sizden gizlenmeye mi başlandı? “Kol kırılır yen içinde kalır” diyerek suskunluğa gömülmeyin. “Eti senin kemiği benim” şeklindeki usta çırak ilişkisi mantığından uzaklaşıp yapılan haksızlığa bir dur demek gerekiyor. Çünkü yurtdışında pek çok ülkede tanımlanan ve Türkiye’de de son dönemde çokça konuşulan mobbing’e maruz kalıyor olabilirsiniz.

Mobbing, bir ya da birden fazla kişinin, bir kişiye yönelik olarak yaptığı bir “psikolojik yıldırma”. Türkçe karşılığı henüz tam anlamıyla oturmamış olsa da akademisyenler bu tür bir tanımlamada hemfikir. Ast-üst, işçi-işveren dinlemiyor. Herkes bu süreci yaşayabiliyor.


Türkiye'de Mobbing...

Türk hukuk mevzuatında hâlâ yer edinmemiş ancak bazı Yargıtay kararlarında konu edinilmiş olan mobbing, pek çok ülkenin kanunlarında yer alıyor. İsveç’te 1994, Japonya’da 1996, Finlandiya’da 2000’de, Almanya, Amerika ve Fransa’da da son yıllarda suç olarak nitelendirilmeye başlandı ve bu ülkelerin yasalarında yerini aldı. Ancak buna rağmen Türkiye’nin bu kavramla tanışması, hatta işyerinde yaşanan pek çok şeyin aslında bir mobbing olduğu ve suç unsuru taşıdığının öğrenilmesi çok yeni. Bu hafta yaşanan iki olayda da mobbing tekrar gündeme geldi. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde bir hemşire, 2005’ten bu yana kendisine psikolojik taciz uyguladıkları, “gerizekâlı, embesil, yalaka” gibi hakaret içeren notlar yazdıkları ve iftira attıklarını iddia ettiği 2 iş arkadaşı hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

 

Mobbing mağdurları birleşiyor...

Mobbing Destek Merkezi, kimseye işten çıkmasını öğütlemiyor. Amaç, iş yaşamında şartların iyileştirilmesi ve rahatsızlıkların giderilmesi. Ancak farkındalığı yüksek işveren ve işçilerle beraber yürüyecek bir süreç bu. Bunun için de öncelikle yasal yolların açılması gerekiyor.

Diğer yandan da Erzurum eski Milli Eğitim Müdürü Fevzi Budak, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e mobbing’e mağruz kaldığı gerekçesiyle açtığı dava sonucunda 16 bin TL tazminat almaya hak kazandı. Henüz yasada “mobbing” kelimesi geçmese de bu içerikteki davalar sürüyor, insanlar artık mobbing’e sessiz kalmıyor. Ancak son dönemde ekonomik krizin arttırdığı işsizlik ve işsiz kalma korkusu insanları köşeye sıkıştırıyor, iş bulma ihtimali zayıfladıkça mobbing zorbaları yeni bir güç daha kazanıyor. Biz de Mobbing Bilgilendirme ve Araştırma Destek Merkezi’nden Çağlar Çabuk’la süreci konuşmak üzere buluştuk. Ancak baktık ki onun da hikâyesi mobbing’den geçiyor. Buyrun öncelikle Çağlar’ın hikâyesine...

Berkarda Koçluk, Eğitim ve Danışmanlık Şirketi’nin kurucusu Çağlar Çabuk, çalışma psikoloğu Prof. Dr. Pınar Tınaz’ın da desteğiyle, işyerinde yaşadığı yıpratıcı sürecin ne olduğunu bilmeyenlere, mobbing hakkında bilgi ve destek vermek amacıyla Mobbing Bilgilendirme ve Araştırma Destek Merkezi’nin kurulmasına önayak oldu. Tamamı gönüllü çalışan 5 koç, 2 psikolog ve 1 avukatla beraber yalnızca mobbing mağdurlarına değil, işverenlere de destek olmak amacıyla yola çıktılar. Bu hassasiyetle çalışan ekipten Çabuk’un öyküsü de mobbing mağdurlarından farklı değil.
 

Mobbing'le mücadele

Çabuk, personel servisinden muhasebeye kadar pek çok sektörde çalışmış. En son çalıştığı uluslararası şirkette mobbing’e maruz kalmış. Şirkette grubun en iyi elemanı ödülünü aldıktan kısa bir süre sonra yetki ve sorumluluğunun arttırılacağı, çalıştığı birimin sorumluluğunun da kendisine verileceği söylenmiş. “3 ay sonra her ne olduysa, benim yetkinliklerimin ve deneyimlerimin yeterli olmadığı, bu nedenle de benim üzerime birini alacaklarını söylediler” diyerek anlatmaya başlıyor. Önceleri kendini ve eksikliklerini sorgulamış Çabuk. Hatta yazı yazmış yönetime, eksikliklerini öğrenmek istemiş, olumlu geri dönüşler almış. “Ancak ne olduysa bir süre geçtikten sonra oldu. Toplantılara çağırılmıyor, alınan kararlardan bihaber bırakılıyordum. En basit, sekreterya işleri verilmeye başlandı.” 6 ay kadar sürmüş bu dönem. Hatta o kadar ki hiç çalışmadan geçirdiği günler olmuş. Kimse “Niye çalışmıyorsun” dememiş. İşle ilgili bilgi istediğinde ise “Size her şeyi rapor etmek zorunda mıyız?” yanıtıyla karşılaşmış. İlk başlarda bunu bir mobbing olarak tanımlamamış ancak zamanla görmüş ki bir yıldırma politikasıyla karşı karşıya. Terfi beklerken yaşadığı bu durumdan çok etkilenmiş. Sosyal yaşamında da bulunduğu ortamlardan çabuk sıkılan, bir an önce eve gitmek isteyen biri olmuş. İş yaşamı ise kâbus. Diğer yandan fiziksel olarak da rahatsızlığı dışa vurmaya başlamış. Sırtında çıkan sivilceler, eklem yerlerinde kaşınmadan dolayı ortaya çıkan yaralar... Diğer yandan “olaya tanıklık eden kişiler”in yaklaşımları da çok acı vermiş ona. “Yılan izleyici dediğimiz, mobbing’e katkı sağlayan insanları görmek çok üzdü beni. Çok kırıldığım zamanlar oldu” diyor. Bu yıpratıcı sürecin ardından istifa etmiş Çabuk, ama o sırada da yok sayılmaya devam etmiş. Sürecin sonunda da haklarını almayı başarabilmiş.

Yaşadığı bu kırılma anından sonra da yeni bir yaşamın kapılarını aralamış; Mobbing’le mücadele. Kurumsal bir sosyal sorumluluk projesi olarak yola çıkan Mobbing Bilgilendirme ve Araştırma Destek Merkezi’nde yürütülen çalışmalarla verdiği savaşta kararlı. Merkez kimsenin işten çıkmasını öğütlemiyor. Amaç, iş yaşamında şartların iyileştirilmesi ve rahatsızlıkların giderilmesi. Ancak farkındalığı yüksek işveren ve işçilerle beraber yürüyecek bir süreç bu. Bunun için de önce yasal yolların açılması, sonra da herkesin yaşadıklarının farkında olması ve duyarlı davranması gerekiyor.


“Meğer ben mobbing yapıyormuşum...”

Mobbing Bilgilendirme ve Araştırma Destek Merkezi’ne çok sayıda başvuru geliyor. Hukuki yollardan hakkını arayanların yanı sıra sadece dertleşmek, fikir almak isteyenler de var. Ancak aralarında bir başvuru var ki oldukça çarpıcı; bir işverenden gelen başvuru. İşverenin “Meğer ben mobbing yapıyormuşum” diyerek kendilerini aradığını söylüyor Çabuk. 10 yılda büyük bir emekle, hatta tırnaklarıyla kazıyarak sahibi olduğu işletmeyi kurduğunu anlatmış önce. Ancak birkaç kez üst üste yaşadığı olaylarla da sabrının taştığını dile getirmiş işveren. İşe başvuran kadınların hamileliklerini gizlemesinin ardından gerçeğin yavaş yavaş ortaya çıkmasıyla da sinirlerine hâkim olamamış. O noktada yıldırma politikalarına başlamış. Bunun da mobbing olduğunu çok sonraları öğrenen işveren yardım için merkeze başvurmuş.

www.mobbingdestek.com

Tel: 0 216 492 18 40


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler