Süt ve diğer alerjiler

Yeni annelerin en büyük kabuslarından birisi gıda alerjisi. Çünkü kesin bir tedavisi yok. Nedenleri arasında paket gıda bileşenlerinden çağdaş toplumlardaki hijyenleşmenin bağışıklık sistemini zayfılatmasına kadar pek çok olasılık var.

Yayınlanma: 12.06.2022 - 13:35
Süt ve diğer alerjiler
Abone Ol google-news

Neredeyse yedi ay boyunca hiçbir süt ürünü, yumurta, dana eti, kabuklu yemiş, baklagil, domates, brokoli, kabuklu deniz ürünü ve aklıma gelmeyen nice besini tüketmeden yaşadım. Çünkü yediğim bir şeyler sütüme geçip Uzay’a çok kötü alerji yapıyordu. Üstelik ölçüsünün önemi de yoktu. Özellikle süt ürünü tüketmemek gerçekten zorlayıcıydı, çünkü peynir altı suyu bile bu kısıtlamaya giriyordu ve dışarıdan paketli ne alsanız içinde eser miktarda süt ürünü olabiliyor. İşin daha da kötü yanı, kazayla içinde süt bulunan bir şey tüketirseniz belirtilerin geçmesi tam on beş gün sürüyor. İlk zamanlar aşırı uykusuzken bu alerji meselesi çok can sıkıcı olmuştu. Hele bir de kaliteli süt üretebilmek için iyi beslenmemin gerekli olduğu baskısı da işin içine girince… 

Bu beslenme sisteminde vegan olmanın ne kadar zor ve pahalı olduğunu tahmin ediyordum ama bu dönemde birebir görmüş oldum. Yulaf gibi ucuz bir hammaddeden üretilen yulaf sütü, inek sütünün dört katına satılıyor örneğin. Benim için geçici bir durum ama veganlığı etik nedenlerle, sürdürülebilir bir ekosistem için tercih edenleri desteklemek gerekirken sırf istek az diye böylesine köşeye sıkıştırmayı, hatta cezalandırmayı anlayamıyorum. Tabii ki kâr edenden beklenmez bu özveri ancak keşke vergi indirimi gibi uygulamalarla teşvik edilse. En azından veganlığa talep artıp aradaki fiyat farkı biraz azalana kadar.

GAZ SANCISI

Her şey Uzay’ın gaz sancısı çekmesiyle başladı. “Bebektir olur” dedik, alerji aklımıza bile gelmedi. İkinci işaret pişikti… Altını neredeyse iki saatte bir değiştirmeme ve her seferinde pişik kremi sürmeme rağmen pişik olunca yine, nedenini başka şeylerde aradık. Krem yetersiz kalıyordu belki. Üçüncü belirti ayak bileklerindeki egzamaydı. “Atopik cilt” dedik, nemlendiriciye yüklendik. Ama vurucu darbe kakasındaki kanı görünce oldu. Öyle böyle değil, nokta nokta kan vardı kakasında. Uzay’da alerjik proktokolit vardı ve yalnız değildi, hem de hiç! Tanıdığım yeni annelerin yarısından çoğu bu sorundan dertliydi. Hatta aile hekimimiz ilgilendiği bebeklerin yüzde sekseninde süt alerjisi olduğunu söyledi. Resmi rakamlara gelirsek dünyada her yüz çocuktan altısında gıda alerjisi bulunuyor, ancak kentlerde yığılma görülebiliyor.

Ne olmuştu da gıda alerjisi bu kadar yaygınlaşmıştı? Yoksa annelerimizin zamanında da vardı da isilik deyip, gaz deyip geçiyorlar mıydı? Yine de kakada kan semptomunu “baby boomer” kuşağından hiç duymamıştık. Demek ki insanlık için ters giden bir şeyler vardı. Hayret(!)

ALERJİ NEDENLERİ

Biraz araştırınca gerçekten de dünyada gıda alerjilerinin arttığını gördüm. Sebebi tam olarak bilinmese de gıda alerjilerinin artması birkaç değişkene bağlanıyor: 

    • İlki hijyen koşullarının iyileşmesi ve buna bağlı olarak eskiye kıyasla bebeklerin daha az mikropla karşılaşması. Bu tezi destekleyen en büyük neden gelişmekte olan ülkelerde alerji görülme oranının sanayileşmiş toplumlara göre çok daha düşük olması. 

    • Güneşe daha az maruz kalınması ve bu sebeple bağışıklık sistemini destekleyen D vitamininden mahrum kalınması da bir diğer tez.

    • Bunlara ek olarak “Rota aşısı”nın süt alerjisini tetiklediğine dair iddialar var ve tesadüf mü bilmiyorum ama Rota aşısını yaptırdığımız ay Uzay gerçekten en yüksek alerjik tepkimelerini gösterdi. Bu konuda bilimsel bir çalışma bulunmasa da doktorumuz bizi rahatlatmak için en azından ikinci dozu sekizinci aya ertelemeye karar verdi. Alerji yaptığı kanıtlanmış olsaydı bile “Rota aşısı”nı yaptırmama gibi bir karar almayacaktık zaten. Yine de sizde de benzer bir dert varsa öncesinde doktorunuza danışmanızı öneririm.

Gıda alerjisinin bir tedavisi henüz yok. Tek çözümü olası alerjenlerin beslenmeden çıkarılması... Süreç zor olsa da neyse ki genellikle iki yaş dolmadan çoğu gıda alerjisi bitiyor. Bizim deneyimimiz de benzer seyretti ve ek gıdaya geçişle semptomlarda yavaş yavaş azalma başladı. Öyle ki Uzay artık yoğurt bile yiyor. Gıda alerjisine bir diğer yaklaşım da alerjen gıdaların ara ara az miktarda tüketilmesi ve bu şekilde yavaşça bağışıklık kazanılması yönünde. King’s College London Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırmada, doğdukları yıldan itibaren düzenli olarak yer fıstığı yiyen bebeklerin beş yaşına ulaştıklarında yer fıstığı alerjilerinin yüzde 80 azaldığı görüldü. Ayrıca rektal kanaması olan bebeklerin önemli bir kısmında alerjik kolit olmayabileceğini ve boş yere emzirmeyi caydırabilecek anne diyet değişikliklerinin yaşandığını bulan çalışmalar var. Belki de kafamızdaki en ufak soru işaretini bile internette arayabilmenin belalı lütfuyla bizim kuşak fazla irdeliyordur her şeyi. 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler