15 Temmuz sorusu kızdırdı: 'Bana saygı duyacaksınız'
DW'nin Conflict Zone programına konuk olan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Batı'nın darbe girişiminde Türkiye'yi yalnız bıraktığını ve "ikinci sınıf ülke" muamelesi gösterdiğini savundu. Alman gazetesinin '15 Temmuz darbe girişimini hangi AB ülkesi destekledi" sorusuna Çavuşoğlu sert tepki gösterdi.
<video:987370>
Almanya'nın Solingen kentinde Türkiye kökenli bir ailenin evinin 1993 yılında ırkçı bir saldırıda kundaklanması sonrası yaşanan facianın 25'inci yıldönümü için Almanya'yı ziyaret eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tim Sebastian'ın sunduğu Conflict Zone programına konuk oldu.
Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği, 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana yaşanan gelişmeler ve insan hakları ihlalleri hakkında soruları yanıtlayan Dışişleri Bakanı, ayrıca Suriye'deki iç savaşı bitirme konusunda Ankara yönetiminin attığı adımlara dair değerlendirmelerde bulundu.
"Avrupa ve Batı'nın çifte standartları"
Tim Sebastian'ın, 16 Nisan referandumu öncesi Türkiye ile Hollanda ve Almanya arasında artan gerilimi dile getirdiği söyleşide, Ankara'nın yaptığı "Nazi" benzetmeleri sorusuna Çavuşoğlu, böyle tepkilerin gerginliğin tırmandığı dönemlerde oluştuğunu belirterek karşılık verdi.
Avrupa devletlerinin o dönemde, Türk yetkililerin, Avrupa'da yaşayan Türk vatandaşlarıyla bir araya gelmesine engel olmasının toplanma ve ifade özgürlüğüyle bağdaşmadığını belirten Dışişleri Bakanı, bu devletleri Türkiye'ye karşı ikiyüzlü davranmak ve çifte standart uygulamakla itham etti.
Sebastian'ın "Avrupa'da demokrasinin eksik olmasından şikâyet ediyorsunuz. Ama aynı zamanda Birleşmiş Milletler ülkenizde yüz binlerce insana karşı insan hakkı ihlalinde bulunduğunuzu söylüyor" yorumunu yanıt veren Çavuşoğlu, bunun "korkunç bir darbe girişimine" maruz kalmış Türkiye'ye karşı bir ikiyüzlülük olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Dışişleri bakanı, "Halkımızın güvenliği sizin yorumlarınızdan ve anlayışınızdan çok daha önemli. Siz, Türkiye'de neler yaşandığını anlamak istemediniz ve Batı'daki birçok devlet darbecileri destekledi. Şimdi de Batı'daki birçok devlet darbe girişiminde bulunan bu kişilere sığınma hakkı tanıyor" diyerek eleştiride bulundu.
Çavuşoğlu ayrıca kendisine sürekli olarak olumsuzlukların yaşandığı dönemle ilgili sorular sorulmasından şikayetçi olarak, referandum sonrası dönemde Almanya'nın eski Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'le ilişkileri normalleştirme girişimleriden ve bu konuda kaydettikleri ilerlemeden de bahsedilmesi gerektiğini ekledi.
"Biz Avrupa'nın yabancısı değiliz"
Türkiye ile AB arasındaki ilişkilerin de değerlendirildiği söyleşide, son 16 yıldır birçok reformu gerçekleştirmiş olmasına karşın Ankara'nın bekletildiğine dikkat çeken Çavuşoğlu, "Türkiye 60 yıldır bekliyor" dedi ve Türkiye ne yaparsa yapsın suni gerekçelerle bekletilmesinin haksızlık olduğunu belirtti.
Avrupa Birliği'ne üye olmamasının Türkiye'nin Avrupa'nın bir parçası olmadığı anlamına gelemeyeceğine dikkat çeken Dışişleri Bakanı, Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin kurucu üyelerinden birisi olduğunu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin iki yıl boyunca dönem başkanlığını üstlendiğini, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'nın bir parçası olduğunu hatırlatarak, "Biz Avrupa'nın yabancısı değiliz. Bir parçasıyız. Beğenseniz de beğenmeseniz de Avrupa'nın bir parçasıyız" ifadesini kullandı.
Darbe destekçileri
Programda ayrıca darbe girişimi sonrası Türkiye'de olağanüstü hal şartları altına alınan önlemler dolayısıyla yaşanan hak ihlalleri ve mağduriyetler hakkında soruları yanıtlayan Çavuşoğlu, Gülen yapılanmasının bir terörist örgüt olduğunu ve Batı'nın bunu bu şekilde görmeyerek Türkiye ile ilişkilere zarar verdiğini ve darbecileri desteklediğini kaydetti.
Darbe girişimi sonrası Türkiye'nin müttefiklerinden destek görmediğini belirten Dışişleri Bakanı, Batı'nın 15 Temmuz gecesi yaşananları memnuniyetle karşıladığını iddia etti.
Sebastian'ın hangi devletin darbeyi onayladığı sorusuna ise "birçok" ve "neredeyse hepsi" şeklinde yanıt veren Çavuşoğlu, ısrarlı sorulara rağmen herhangi bir ülkenin ismini doğrudan vermekten kaçındı.
"Rehine diplomasisi"
Fethullah Gülen'in Amerika Birleşik Devletleri'nden iade edilmesi talebinin de gündeme geldiği söyleşide, ABD'li papaz Andrew Brunson'ın Türkiye'deki tutukluluk halinin bir çeşit "rehine diplomasisi" olup olmadığı soruldu.
Türkiye'nin ABD'den herhangi bir takas talebinde bulunmadığını belirten Çavuşoğlu'nun bu sözlerine karşılık, Sebastian, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Bize papazı geri verin. Bir papaz da sizde var, siz onu verin, biz de size, onu yargılayalım, size verelim" ifadesini hatırlattı.
"Suriye yalnız benim sorunum değil"
Söyleşide ayrıca Suriye'deki durum tartışıldı. Türkiye'nin Rusya ve İran ile el ele verip iç savaşı sonlandırma ve ülkede demokratik seçimlerin yapılmasına ön ayak olma girişiminde olduğunu hatırlatan Çavuşoğlu, ayrıca Devlet Başkanı Beşar Esad'ın geleceği hakkında da bir takım değerlendirmelerde bulundu.
Esad'ın gitmesi gerektiği çağrısını yineleyen Dışişleri Bakanı, Sebastian'ın, Rusların Esad'ın yerini sağlamlaştırdığı sözlerine ilişkin olarak da, Türkiye'nin tutumunun değişmediğini ve "neredeyse bir milyon insanı öldürmüş" bir kişinin Suriye'yi artık yönetemeyeceği görüşünde olduklarını kaydetti. (DW Türkçe)
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza