Aile şirketi yönetir gibi
Kılıçdaroğlu, partisinin MYK’sinde yargı reformu konusunda adalet için hükümete destek talimatı verdi. S400 ve F35 krizi konusunda Saray’ın Meclis’i bilgilendirmemesi ise sert şekilde eleştirildi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yargı reformu paketi konusunda “Adalet için elimizden gelen katkıyı sunalım. Düşüncelerinden dolayı insanların cezaevlerinde tutulması kadar zarar veren daha az şey vardır. Bu zararın giderilmesi lazım” değerlendirmesini yaptığı belirtildi. CHP Sözcüsü Faik Öztrak, ABD Savunma Bakanlığı’nın internet sitesinde yer alan mektubun dil ve kullandığı üslup bakımından 1964 yılındaki Johnson mektubuna benzediğini belirterek, “Türkiye’ye ültimatom veriliyor” diye konuştu.
CHP Merkez Yönetim Kurulu’nun (MYK) dünkü toplantısında İstanbul seçimleri, S400 krizi ve gıda fiyatlarıyla ilgili gelişmeler ele alındı. Edinilen bilgiye göre toplantıda CHP Genel Başkan Yardımcısı Ünal Çeviköz, ABD Savunma Bakanlığı tarafından yazılan mektupla ilgili bilgilendirme yaptı. Türkiye ile ABD arasında yaşanan kriz konusunda toplumun yeteri kadar bilgi sahibi olmadığı belirtilirken, S400 krizi konusunda iktidarın muhalefete bilgi vermesi gerektiği görüşü dile getirildi. MYK toplantısında S400 konusunda Türkiye’nin bir felaketin eşiğine sürüklendiği yorumları yapıldı.
Toplantıda bu hafta TBMM’de ele alınacak askerlik yasasıyla ilgili de kısa bir sunum yapıldı. Askerlik yasasına ihtiyacı olan şehit yakınlarına TOKİ tarafından yapılacak evlerin verilmesine ilişkin bir düzenlemenin de eklenilmesi gerektiği kaydedildi.
‘Adalet için katkı’
CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun toplantıda yargı reformuyla ilgili de talimat verdiği öğrenildi. Yargı reformu konusunda CHP’nin Türkiye’ye gerçek anlamda adaletin geri getirilmesi için katkı sunması gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu’nun, “Düşüncelerinden dolayı insanların cezaevlerinde tutulması kadar zarar veren daha az şey vardır. Bu zararın giderilmesi lazım. Bu konuda elimizden gelen tüm katkıyı sunacağız” değerlendirmesini yaptığı öğrenildi.
‘Aynı ciddiyetle karşılık gerekir’
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin MYK toplantısına ilişkin özetle şunları dile getirdi:
Aile şirketi gibi: Saray ve Saray’ın çevresindeki mutlu bir azınlık ihtişamlı yaşamlarını sürdürüyor. THY’de çalışan Saray sosyetesinin genç bir üyesine 40 ayrı şirkette yönetim kurulu üyeliği veriliyor. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı’nın eşi THY’de bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak atanmış. Koskoca ülke aile şirketi gibi yönetiliyor.
Saray karar veriyor: Bir bakıyorsunuz oval ofisten telefon geliyor. Papaz 24 saatte gönderiliyor. NASA çalışanı hapiste, bir telefonla ev hapsine çıkarılıyor. Yetmiyor ABD Başkanı diyor ki: ‘Çok kısa sürede ABD’ye geri gönderilecek.’ Hukuk devleti, hukukun üstünlüğü yerlerde sürünüyor. Kimin hapse gireceğine Beştepe’deki Saray, kimin hapisten çıkacağına Beyaz Saray karar veriyor.
Mektup ültimatom gibi: En son Saray bayram rehavetindeyken ABD Savunma Bakan Vekili tarafından bir mektup yazılmış. Bu mektup sıradan bir mektup değil. Ülke bu mektubu ABD Savunma Bakanlığı’nın internet sayfasından öğreniyor. Dil ve kullandığı üslup bakımından 1964’daki Johnson mektubuna benziyor. Türkiye’ye ültimatom veriliyor. İktidar S400 ile F35 silah sistemleri arasında kesin tercihe zorlanıyor. Türkiye’yi F35 programından çıkarmak takvime bağlanıyor. Mektupta daha dikkat çekici ifadeler de var. Muhataplarınız bu ciddiyetle ültimatom verdiyse siz de aynı ciddiyetle karşılık vermelisiniz. Saray bugüne kadar dış politikayı devlet politikası olarak görmedi, görmemeye de devam ediyor.
Şahsi mesele görüyor: Saray Meclis’e bilgi verme ihtiyacı dahi duymuyor. Bizden ana muhalefetten çekinmelerine gerek yok. Biz 1964’te Johnson mektubu yazıldığında ‘Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de o dünyada yerini alır’ diyen İsmet Paşa’nın anlayışından geliyoruz. Saray bu işi bir devlet meselesi olarak görmek yerine şahsi meselesi olarak görmeye devam ediyor. Bu ayın sonunda Trump’la Japonya’da yapacağı görüşmede bu işleri çözeceğini düşünüyor. Dış politika konusunda Meclis’i ve muhalefeti bypass ediyor. Yeni rejimde devlet dış politika oluşturmakta oldukça sıkıntılı. Hadi TBMM bilgilendirilmiyor. Umarız bu konular devletin yetkili organlarında, devletin ilgili kurumlarında tartışılmıştır. Umarız damat bakan olası ekonomik etkileri, buna karşı alınacak tedbirleri anlatmıştır. İktidarın bu konuyu TBMM’de gündeme getirmesinde, TBMM’ye başvurmasında çok büyük yararlar olduğunu düşünüyoruz. 1 Mart tezkeresinde TBMM, Türkiye’nin ulusal onurunu korumuştu.
Saray ürktü: Saray iktidarı Karadeniz’de Ekrem İmamoğlu’nun meydanlarda gördüğü teveccühten ürkmüş. Trabzon’a hasar kontrolüne bütün bakanlarını gönderiyor. Buna damat bey de dahil. Milletimizin vicdan terazisi, milletten kopmuş Saray iktidarına kendisine gelmesi için ciddi bir uyarı yapmaya hazırlanıyor. İmamoğlu’na mazbatayı vermek için milletimiz gün saymaya başladı bile.
Provokasyon yapıldı: (İçişleri Bakanı Soylu’nun İmamoğlu’nun uçağı konusundaki açıklamalarının anımsatılması üzerine) Ekrem İmamoğlu Karadeniz gezisinde muhteşem bir şekilde karşılandı. Bu iktidar kanadında, Saray’da çok ciddi bir korku yarattı. Başka bir tespit: Seçimlerde milleti kışkırtma, toplumsal huzuru bozma rolünü de atama İçişleri Bakanı’na vermiş durumda. Uçağı kiralayan şirket uçağın kiralık olduğunu, kirasının ödendiğini, aynı şekilde helikopter ve uçakları iktidarın bakanlarına da kiraladıklarını ifade ettiler. Bu söylenenlerin hepsi mesnetsiz kaldı ama burada bir provokasyon olduğu da açık. Seçmenlerin ve yurttaşlarımızın güvenliğini sağlamakla, seçimin adaletini gözetmekle görevli olan atama İçişleri Bakanı bizahati çıkıyor, tahriklerde bulunuyor. Ona buna hakaretler ediyor. Ortamı zehirlemeye kalkıyor. Bu bakanının daha önce başka bir partideyken AK Partililere sarf ettiği sözleri hatırlıyorum. Ne diyeyim? Üslubu beyan ayniyla insan. Olan bitene baktığım zaman insan ister istemez Napolyon’un Fushe için söylediği sözleri hatırlıyor: Yaşamım boyunca tanıdığım en kusursuz dönek.
‘Milli takıma yapılanı kınıyoruz’ Kınıyoruz: Denizli vekilimiz Kazım Arslan’ı kaybettik. Bu hüzünlü haberin ardından milli takımın Fransa’yı yenmesiyle sevindik. Ancak Fransız Milli Marşı okunurken yapılan protestoları yakışıksız bulduğumuzu ifade etmek istiyoruz. Milli takımımıza İzlanda Havalimanında yapılan tavrı da reddediyor ve kabul etmiyoruz. Bu olayı kınıyoruz. Milli takımımız en iyi yanıtı yeşil sahada verecektir. Gençler canına kıyıyor: Milletimizin atanamayan öğretmenleri, borç altında ezilen gençleri hayatlarının baharında yaşamlarına kıyıyorlar. 100 işsizden 24’ü üniversite mezunu. Protesto edilen senet tutarı ilk dört ayda yüzde 57 artarak 7 milyar liraya; aynı dönemde karşılıksız çek tutarı da yüzde 84 artarak 12 milyar liraya geldi. |
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama
- ‘Hepinize test yapalım, bakalım kim ne kadar geçiyor!’
- Erdoğan'ı protesto eden gençlere işkence iddiasına yanıt