AKP'nin bu millete yaşattıkları yetti artık

AKP iktidara geleli neredeyse 20 yıl oldu.

Yirmi yılın sonunda ülkemizi getirdiği durumu ise vahim ötesi.

Yarın yokmuş gibi borçlanan bir hükümet, geldiği günden beri her şeyi özelleştiren, eline geçen sıcak parayı rant ekonomisi için savuran, tarımı bitiren, yüksek oranda işsizlik getiren ve ağır ekonomik krizin mimarı olan bir iktidar elinde yolun sonuna gelinen bir feribottan bahsediyorum.

Adı da çok tanıdık.

Estonya Feribotu…

Belki duyanınız vardır.

Estonya’nın başkenti Tallinn’den İsveç’in başkenti Stockholm’e giden 989 yolculu Estonya Feribotu 28 Eylül 1994 tarihinde Baltık Denizi’nde batar. Sadece 137 kişi kurtulur, 852 yolcu boğularak yaşamını yitirir. 

Bu kaza denizcilik tarihinin en büyük facialarından birisidir. 

Bu kazayı diğer kazalardan ayıran en önemli özellik kazada ölenlerin sergilediği davranışlardır.

Neden mi?

Yolcular feribot batmadan evvel gemi kaptanının:

“Sayın yolcularımız, lütfen panik yapmayın; dünyanın en güçlü feribotundasınız” sözlerine kanarak su boşaltma işlemini merakla izlemeye başlarlar.

Feribot sert dalgalar nedeniyle gece yarısı su almaya başlar. Bir saat sonunda yükselen sular nedeniyle feribot batar.

Feribotun su aldığını ve yan yatmaya başladığını görmelerine rağmen yolcuların son saniyeye kadar izlemeleri psikoloji kitaplarında “Estonya Feribotu Sendromu” olarak yer almıştır.

Maalesef feribotta ölen insanların davranış şekillerine psikoloji bilimi dahi mantıklı bir açıklama getirememiştir. 

İşin ilginç tarafı ölenlerin büyük çoğunluğu çok iyi yüzme bilmektedir. 

Lakin insanların kurtulmak için neden hiçbir çaba göstermedikleri günümüzde halen tartışılmaktadır.

Ölen 852 yolcunun feribotun su aldığını ve yan yatmaya başladığını görmelerine rağmen takındıkları tavır ise bana AKP Türkiye’sini hatırlattı.

Avrupa ve ABD “Bizi kıskanıyor” diyerek pembe tablolar çizenler, sağcısı solcusu, Kürdü Türkü, Alevisi ve Sünnisi kısaca feribotta yer alan, Türkiye’yi Türkiye yapan hepimizi batırmaya doğru sürüklüyor. 

Ülkenin tepesine çöreklenmiş yüzde 1’in gayrisafi milli hasıladan aldığı payın sürekli olarak arttığı, geriye kalan milyonların aldığı payın ise istikrarlı bir biçimde düştüğü bir feribottayız ne yazık ki. 

Bu feribotta yoksulluk derinleşmiş, işsizlik artmış, tepedeki yüzde 1’in serveti ise katlanmıştır.

Aklıma damat Berat Albayrak’ın 2018 yılında  AK Partili bir seçmen ile arasında geçen diyalog geldi. Albayrak'a “Sayın Bakanım, Cumhurbaşkanımız çıksa, şuradan Ay'a kadar 4 şeritli yol yapacağım dese, vallahi inanırız" diyen seçmen kitlesi sanırım Türkiye Feribotu’nun batmak üzere olduğunu görüyordur artık.

Durumu gören ve buna rağmen hiçbir şey yapmayan seçmenin en az iktidar kadar günahı vardır, benden söylemesi…

Yapılacak ilk seçimde herkesin günahlardan arınması ise en büyük dileğim…