Anayasa uzlaşma komisyonu toplantısı sona erdi
Yeni anayasa çalışmalarını yürütecek olan uzlaşma komisyonun ilk toplantısı başladı. Siyasi parti grupları, yeni anayasa çalışmalarını yürütecek uzlaşma komisyonun ilk toplantısında, komisyonun çalışma yöntemi ve yeni anayasaya ilişkin önerilerini dile getirdi. İkinci toplantı, 24 Ekim'de yapılacak.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, toplantının açılışı dolayısıyla bir konuşma yapıyor. Toplantıya, AKP'den Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin, Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop, CHP'den Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, Konya Milletvekili Atilla Kart, İzmir Milletvekili Rıza Türmen, MHP'den Antalya Milletvekili Tunca Toskay, Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk, Konya Milletvekili Faruk Bal, BDP'den Batman Milletvekili Ayla Akat Ata, İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ve Diyarbakır Milletvekili Altan Tan katılıyor. Şahin'in ve gruplar adına birer kişinin konuşmasının ardından toplantı, basına kapalı devam edecek.
Yeni anayasa çalışmalarını yürütecek olan Anayasa Uzlaşma Komisyonunun ilk toplantısının açılışında konuşan Cemil Çiçek, hem kendisi için hem komisyonda görev yapacak arkadaşları için heyecanlı ve tarihi bir gün olduğunu söyledi. Çiçek, komisyonun oluşmasına katkı veren başta siyasi partilere, genel başkanlara süreçte kendilerine destek, cesaret ve katkı verecek herkese işin başında şükranlarını sunduğunu söyledi.
Komisyonun, ortaya çıkacak görüş ve önerileri değerlendirerek çalışmalarını tamamlayacağını kaydeden Çiçek, ''Komisyonun toplantılarında ülkemiz ve geleceğimiz için hayati konular tartışılacak, düşünceler ifade edilecek ve değerlendirmeler yapılacak. Anayasa gibi bütün toplumsal kesimlerin ittifak ettiği uzlaşı metninin ortaya çıkması, gelişen olayları da dikkate aldığımızda ne kadar zor olduğunu hepimiz kabul etmeliyiz. Ama ülkemiz için bu bir zorunluluktur. Yeni anayasa yapma olgunluğunu hep beraber göstermeliyiz. Ortak aklı harekete geçirerek ve uzlaşı kanallarını açık tutarak anayasa yapım sürecini başarıyla tamamlamalıyız'' diye konuştu.
'Burada verilecek mesajlar, halkımızı umuda veya umutsuzluğa sevk edecektir'
Çiçek, komisyonun diyalog ve işbirliğine örnek zemin olmasını ve başarılı bir anayasa yapım sürecini gerçekleştirmesini temenni ederek, şunları kaydetti: ''Komisyonunun üyelerini bugüne kadar farklı siyasi partilerin üyeleriydi, halen de öyle. Ama bugünden itibaren parti kimliklerinin ötesinde yeni bir kimlik kazandılar. O da yeni anayasayı hazırlayacak komisyonun üyeliğidir. Şüphesiz siyasi parti gruplarına mensup milletvekilleri, temsil ettikleri seçmen kitlesinin görüşlerini ve hassasiyetlerini burada yansıtmaya çalışacaklardır. Bugünden itibaren kamuoyunun bütün dikkati burada olacak. Yapılan her açıklama büyük dikkatle izlenecek, televizyon ekranlarında tartışılacak, haber ve köşe yazılarına konu olacaklar. Buradan verilecek mesajlar, halkımız umuda veya umutsuzluğa sevk edecektir. Komisyonun değerli üyelerinin bu sorumluğunun bilincinde hareket edeceklerinden en ufak bir şüphem bulunmamaktadır.''
Çiçek, burada bulunma amaçlarının Türkiye'ye ve millete yakışan bir anayasa yapmak olduğunu vurgulayarak, ''Ülkemizi geleceğe taşıyacak, hepimizin içinde kendisini bulacağı, 'işte benim anayasam' diyebileceği bir toplum sözleşmesine ihtiyacımız var. Bu konudaki mutabakat, başlangıç noktası olarak en büyük avantajımızdır. Toplumun bütün kesimleri, yeni anayasa konusunda büyük beklenti içindedir. Tercih çok basit; ya bu beklentiye uygun olarak uzlaşmayı sağlayıp yeni anayasayı yapacağız ya da anlaşamayıp milletimizi hayal kırıklığına uğratacağız'' dedi.
Milletin kendilerine yeni anayasa yapma konusunda ağır bir görev yüklediğini belirten Çiçek, şunları söyledi: ''Tek bir Türkiye var ve hepimiz bu ülkenin vatandaşlarıyız. Tüm toplumu kuşatıcı, hiçbir baskı olmayıp, milletin hür iradesiyle hazırlanacak demokratik ve özgürlükçü anayasa, bizim gelecek nesillere karşı borcumuzdur. Yeni anayasa, Meclisimizin temel sorumluğudur. Geldiğimiz aşamada ülkemiz için de bir zorunluluktur. Sened-i İttifak ile başlayan demokrasi geleneğimiz, bize köklü birikim ve büyük deneyimler sunmuştur. Toplumumuz, önemli demokrasi aşamalarından geçerek bugünlere gelmiştir. Türkiye aşama aşama demokrasisini olgunlaştırmış, 1920'de açılan TBMM, bir halk meclisi ve demokrasi olarak kurulmuş, Cumhuriyetimiz egemenliği halka vermiştir.''
'Otoriter miras kısmi değişikliklerle kaldırılamaz'
12 Eylül yönetiminin, 1982 Anayasası ile Türkiye'ye bıraktığı otoriter mirasın, kısmı değişikliklerle ortadan kaldırılamayacağına dikkati çeken Çiçek, ''Geçmişte yapılan değişiklikler göstermiştir ki bu anayasayı restore ederek demokrasinin evrensel standartlarına ulaşılamaz. Bütün toplumsal ve siyasal kesimlerin de bu konuda genel mutabakat içinde oldukları görülmektedir'' dedi.
İnsan hakları ve hukukun üstünlüğüne dayalı, demokratik mekanizmaların güçlendirildiği ve çoğulcu demokrasinin gereğine uygun anayasa düzeninin ancak yeni bir anayasanın kabulüyle mümkün olduğunu ifade eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Anayasada toplumu oluşturan tüm kesimlerin hangi ortak paydada yaşayabileceklerin gösteren, herkesin hak ve menfaatlerini güvence altına alan irade belgeleridir. Anayasalara toplumsal sözleşme denmesinin nedeni budur. Türkiye'nin uzun süreden beri içinde bulunduğu kültürel ve siyasal kutuplaşma ortamından yeni anayasanın gerektirdiği hoşgörü ve uzlaşma zeminiyle uzaklaşabilir. Yeni bir anayasa yapım sürecinin teknik sorunlarından önce bu gerilimin dinmesi ve kutuplaşmanın sona erdirilmesi gerekir. Diyalogla, konuşarak ve tartışarak mutabakat aramanın yolu öncelikle uzlaşma zeminin hazır olmasıdır. Toplumu oluşturan bütün unsurların serbest ve eşit şartlar altında belirledikleri temsilcileri, temel meselelerin çözümü için müzakerelere başlayacaktır. Demokrasi tecrübemizin de bu eşiği aşmamıza ziyadesiyle yeteceğine inanıyorum. Milli egemenliğin temsil mekanizması olan TBMM, aklın ve bilimin yolunda giderek bu tarihi görevini yapacaktır. 1982 Anayasasının yasakçı ve vesayetçi zihniyetinden, birey olarak özgürlükçü ve demokratik temsil esasına dayalı bir anayasa yapmak için uzlaşma komisyonu, ortak akıl komisyonu olarak çalışmalıdır. Yeni anayasa da milletimizin anayasası olacaktır. ''
'Sihirli değnek işlevi görmediği de gerçek...'
Anayasaların toplumsal mutabakatla yapılması halinde önemli referans metinleri olduğunu kaydeden Çiçek, ''Ancak anayasaların toplum hayatının doğal akışı içinde ortaya çıkan yeni ihtiyaçların karşılanmasında ve sorunların çözümünde sihirli değnek işlevi görmediği de bir gerçektir. Anayasa tek başına toplumun tüm siyasal ve sosyal sorunlarının çözümünü sağlamaya muktedir olmayabilir. Ancak bir anayasa metni, dayandığı felsefe ve hükümleriyle devlet ile vatandaş arasındaki ihtilaf alanlarını giderici zemin hazırlayabilir'' diye konuştu.
1982 Anayasası'nın Türkiye'ye dar geldiği konusunda bütün toplumsal kesimlerin, 13 Eylül 1982 tarihinden beri hemfikir olduklarına işaret eden Çiçek, şöyle konuştu: ''Demokratik kurumlar ve mekanizmalar aracılığıyla çözümü mümkün olan toplumsal sorunlar çözümsüz bırakıldığı için toplum büyük maliyetler ödemiş ve gerilimler yaşamıştır, yaşamaya da devam ediyor. Bu gerilim, devlet mekanizmasını içine alarak devletin itibar kaybına, devlet ile vatandaş arasında güven zeminin de aşılmasına sebep olmuştur. Bundan hızla uzaklaşmanın yolu, öncelikle sağlıklı toplumsal mutabakat metnini oluşturmak ve bu metni ivedilikle hayata geçirmektir.''
Anayasa konusunda çalışmalar yapacak komisyon üyeleri ile başta medyaya olmak üzere herkese büyük sorumluluklar düştüğüne işaret eden Çiçek, ''Ancak başarıldığı takdirde en başta komisyonumuzun değerli üyeleri olmak üzere, siyaset tarihine geçecek ve bu çalışmanın manevi mükafatını hep birlikte göreceğiz. Anayasa yapım süreci kendi fikirlerimizi faklı düşünenlere kabul ettirme veya onları ikna etme çabası değildir. Hepimizin kafasında faklı anayasa olabilir. Ancak Cumhuriyetimizin kurucu felsefesini zamanın ruhuna uygun şekilde yorumlayarak yeni anayasayı mümkün olan en geniş mutabakatla yapabilmeliyiz. Bu sürece önyargısız ve şartsız bakabilmeliyiz. Uzun ve yorucu bir anayasa yolculuğuna çıkarken birbirimize de güvenmek zorundayız. Bu komisyonda oluşacak güven ortamının dalga dalga toplumun tüm kesimlerine yayılacağına ve oluşacak toplumsal uzlaşma zeminine, anayasa yapım sürecini güçlendireceğini düşünüyorum'' dedi.
Çiçek, çalışmalar sırasına Mecliste temsil edilmeyen siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri ve uzmanların da görüşlerine başvurulacağını vurgulayarak, komisyonun üyelerinin kimleri davet edeceğine karar vereceğini, sivil toplumun yanı sıra sade vatandaşların da sürece katılımını önemsediklerini söyledi. Cemil Çiçek, ''Mademki bu anayasayı halkımız için yapıyoruz. Her aşamasında mümkün olduğunca vatandaşlarımızın ve onun örgütlerinin katılımın sağlamalıyız. Vatandaşlarımız ne kadar yoğun bir şekilde sürece katılıp, katkı yaparsa, ortaya çıkacak metne de o ölçüde sahip çıkacaklarına inanıyorum. Bunun için gerekli teknik altyapıyı hazırladık'' dedi.
Yeni anayasa için özel bir web sayfası kurduklarını, Anayasa ile ilgili tüm belge, doküman ve metinleri sayfaya koyduklarını anlatan Çiçek, konuşmasını, ''TBMM Başkanı olarak tüm vatandaşlarımızı, bireysel ya da örgütlü şekilde yeni anaysa yapım sürecine katılmaya davet ediyorum. Toplumun tüm kesimlerince benimsenecek daha katılımcı, şeffaf ve demokratik bir Anayasa dileklerimle katkılarınıza peşinen teşekkür ediyorum. Allah bizi milletimize mahcup etmesin'' diyerek tamamladı.
İlk konuşmayı Mehmet Ali Şahin yaptı
TBMM Başkanı Cemil Çiçek'in konuşmasının ardından komisyonda temsil edilen her parti adına, birer üye söz aldı. 4 parti temsilcisi konuşmasına, Hakkari'deki terör saldırısıyla başladı. Konuşmacılar, saldırıda şehit olanlara Allah'tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diledi.
İlk konuşmayı, AKP Grubu adına Karabük Milletvekili Mehmet Ali Şahin yaptı. Şahin, Hakkari'nin Çukurca ilçesindeki terör saldırısında şehit düşen askerlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi. Devletin, terörle mücadele ederken, TBMM olarak, vatandaşlar için iyi şeyler yapmaya kararlılıkla devam edeceklerini belirten Şahin, parlamentoda grubu bulunan siyasi parti temsilcileri bu çalışmaya başlarken, her zamankinden daha fazla inançla, kararlılıkla bu çalışmayı yapacağını söyledi.
Şahin, 30 yıldır yürürlükte bulunan 1982 Anayasası'nın olağanüstü halin ürünü olduğunu, olağanüstü şartlarda hazırlandığını anımsatarak, sivil bir anlayışla, geniş bir katılımla, mutabakatla yeni bir anayasa hazırlamak için bir araya geldiklerini belirtti. 1982 Anayasası yürürlüğe girdikten hemen sonra yeni bir anayasa yapma düşüncesinin toplumun gündemine geldiğini anımsatan Şahin, bir çok siyasi parti, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, hukuk fakültelerinin çalışmalar yaptığını anlattı. Şahin, konunun, referandum sonrası daha güçlü şekilde gündeme geldiğini belirterek, Meclis Başkanı olduğu o dönemde, siyasi partilerin kendisine uzlaşma komisyonu kurulması çağrısında bulunduğunu belirtti. Şahin, bundan büyük mutluluk, sevinç duyduğunu ancak seçimler yakın olduğu için uzlaşma komisyonu kurulması zemininin oluşamadığını dile getirdi.
Seçimlerin, yüzde 87 katılımla gerçekleştiğini, yüzde 95 gibi bir temsil oranı ortaya çıktığını ifade eden Şahin, 12 Haziran seçimlerinin, yeni bir anayasa yapımı konusunda TBMM'nin, halkın desteğini aldığı bir seçim olduğunu söyledi. Şahin, ''Bu mesaj alınmış olmalı ki şu an biz buradayız. Sayın TBMM Başkanı'na bu girişimi nedeniyle teşekkür ediyoruz'' dedi.
'Yeni anayasayı yapacak tek organ TBMM'
Şahin, gelinen noktanın, demokrasi için umut verici bir gelişme yaşandığına işaret ederek, Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı bulunduğunu, yeni anayasayı yapacak tek organın TBMM olduğunu belirtti. Şahin, halkın, daha fazla demokrasi istediğini, temel hak ve özgürlük alanının daha da geliştirilmesini arzu ettiğini, devleti değil insanı merkez alan, millet iradesini tek belirleyici kılacak, çağdaş, katılımcı, farklılıkları zenginlik sayan bir anayasayı ve 1982 Anayasası'nın otoriter, vesayetçi, yasakçı ruhunun tamamen tasfiye edilmesini istediğini anlattı.
AKP'li Şahin, anayasa yapım sürecinin, oldukça zor bir süreç olduğuna dikkati çekti.
Komisyonun başarılı bir çalışma yapabilmesi için iyi bir yol haritasına ihtiyacı olduğunu dile getiren Şahin, usulün, yöntemin en az içerik kadar önemli olduğunu vurguladı. Şahin, Çiçek'in komisyon çalışmalarına başkanlık etmesini istediklerini belirtti. Ucu açık bir çalışmanın sonuç vermeyeceğini dile getiren Şahin, uzlaşma komisyonunun uzlaşı ruhunu, güncel siyasetin hararetine feda edilmemesi için çok titiz davranmaları önerisinde bulundu. Şahin, politika yapmak için değil, milletin beklediği çağdaş, yeni anayasa için burada olduklarını vurgulayarak, buna zarar verecek her türlü davranıştan uzak kalacaklarını söyledi. Toplantılarda, mutlaka tutanak tutulması gerektiğini ancak, bu tutanakların çalışmalar sonlanmadan açıklanmamasını isteyen Şahin, aksi halde sürecin zarar göreceğini savundu.
Şahin, yeni anayasa yapım sürecine sivil toplumun bütün unsurlarının, üniversitelerin, akademisyenlerin, parlamento dışı siyasi partilerin de mutlaka katkı vermesi, geniş mutabakatı yakalamaları gerektiğini kaydetti. Anayasanın, toplumsal talep eksenli bir anayasa olması gerektiğini ifade eden Şahin, milletin, ''işte benim anayasam'' diyebilmesi gerektiğini söyledi.
Şahin, iyi niyetli, samimi duygularla bu komisyonda görev yapacaklarını anlatarak, ''10 gün sonra Cumhuriyet'in 88. yıldönümünü kutlayacağız. Bu çalışmamız hiç kimse şüphe etmesin ki Cumhuriyetimizin temel nitelikleriyle birlikte daha da güçlendirecek bir çalışma olacak ve olmalıdır. Farklılıklarımızla birlikte yaşamayı sağlayacak, bunun önündeki engelleri kaldıracak bir anayasa olmalıdır. İnanıyorum ki bu anayasa sonunda Cumhuriyetimiz daha da güçlenecektir'' diye konuştu. Yeni anayasanın, bütün sorunları bir gecede çözemeyeceğini ancak, çözüm konusunda yardımcı olacağını belirten Şahin, çözümün yine parlamento ve parlamentodan çıkacak hükümetler olduğunu sözlerine ekledi.
'Alt hukuku inşa edelim'
CHP Grubu adına söz alan Konya Milletvekili Atilla Kart, terör saldırılarını kınamakla, seremonilerle terör olaylarını anlatmaya artık güçlerinin yetmediğini söyledi. Kart, bunları terör saldırısı olarak ifade etmenin doğru olmadığını belirterek, saldırıları, ''eş zamanlı ve organize şekilde yapılan saldırılar'' diye değerlendirdi. Kart, Komisyonun adının ''uzlaşma komisyonu'' olduğunu da belirtti. Anayasaların, zamanın ürünü olması, toplumsal anlaşmayla hayata geçirilmeleri gerektiğini dile getiren Kart, 1982 Anayasası'nın, zamanın ruhunu yansıtmaktan çok uzak bulunduğunu, ihtilal yönü olan bir anayasa olması nedeniyle toplumda hiçbir zaman kabul görmediğini söyledi. Kart, sadece 83 maddeden bazılarının birkaç kez değiştirilmesinin bile yeni anayasa yapma ihtiyacını gösterdiğini ifade etti.
Kart, ihtilalin yarattığı en ağır mevzuat düzenlemelerinin, 12 Eylül 1980-6 Aralık 1983 yılları arasında yapıldığını, bu tarihten sonra da demokrasiyle bağdaşmayan düzenlemelerin hayata geçirildiğini ifade etti. Kart, 808 kanun, 90 KHK çıktığını, bunların önemli bir bölümünün varlığını sürdürdüğünü dile getirerek, 12 Eylül ruhunu yaratan mevzuatın varlığını koruduğunu iddia etti.
Kart, bunların başında seçim, siyasi partiler, sendika, seçim barajı, örgütlenme özgürlüğü, özel yetkili mahkemelerle ilgili düzenlemelerin geldiğini söyledi. Kart, anayasa çalışmalarını yaparken alt hukuku, zaman geçirmeden hayata geçirmeleri gerektiğini belirterek, ''Anayasa çalışmalarını yapalım sonra alt hukuku inşa ederiz'' yaklaşımının doğru olmadığını savundu. Kart, bunun dayatma, önşart olmadığını dile getirerek, burada paralel düzenlemeyi yapabildikleri takdirde birbirlerine olan güveninin de pekiştiğini göreceklerini belirtti.
Kart, ''Temel hak ve özgürlüklerin de hayata geçmesini sağlayacak kurumsal yapıları birlikte inşa etmeliyiz'' çağrısında bulundu. Milletvekilinin kürsü sorumsuzluğunun, alt hukuktaki yanlışlık nedeniyle Anayasa'nın 14. maddesini gerekçe göstererek, örgüt ilişkisiyle illiyet kuracak noktaya götürüldüğünü belirten Kart, bunların kabul edilemez olduğunu, kürsü sorumsuzluğu kapsamında değerlendirilmesi gereken çalışmaların yargılama konusu yapılabildiğini söyledi.
'Tutuklu vekiller konusu önemli eksiklik'
Kart, Terörle Mücadele Yasası'ndaki ''gizli delil'', ''gizli tanık'' gibi kavramlarının suistimallere yol açabildiğini, bu kavramların aşılması gerektiğini ifade etti. Atilla Kart, yargıcın cezai, hukuki sorumluluğunu tamamen bertaraf eden düzenlemelerin hukuk devletinde yeri bulunmayacağını belirtti. Tutuklu milletvekilleri konusunun, önemli bir eksiklik olduğunu savunan Kart, bunun mutlaka çözüme ulaştırılması gerektiğini bildirdi. Kart, AKP'nin bu konuda iradesini ortaya koymasının, TBMM Başkanı'nın da çalışmalarına destek sağlayacağını ifade etti.
Kart, CHP olarak, Cumhuriyet'in kurucu ve önder rolünün referansları olduğunu dile getirerek, ''Buna hepimiz katkı vermeliyiz. Kabul etmek gerekiyor ki biz Cumhuriyet'in kazanımlarını demokrasi ile zenginleştiremedik. Temel sorunumuz bu. Uzlaşma komisyonu, Cumhuriyet'in bu kazanımlarını demokrasiyle güçlendirme, zenginleştirme, tüm yurttaşları eşit kabul eden anlayışla bunu hayata geçirme misyonu yüklenmiştir. Bu sorumlulukla görev yapacağız. Çalışmalarımızın verimli ve yaralı olmasını diliyorum'' dedi.
Bir sonraki toplantı 24 Ekim'de
Çiçek, Anayasa Uzlaşma Komisyonunun ilk toplantısının ardından basın mensuplarına açıklama yaptı. Çiçek, bugünkü toplantıda Komisyonun çalışma usul ve esaslarıyla ilgili genel değerlendirme yaptıklarını bildirdi. ''Bu değerlendirmeyi detaylandırmak gerekiyor. Onun için de her siyasi partiden birer arkadaşımızdan oluşan 4 kişilik bir komisyon kurduk'' diyen Çiçek, Komisyonda AKP'den Ankara Milletvekili Ahmet İyimaya, CHP'den Konya Milletvekili Atilla Kart, MHP'den Erzurum Milletvekili Oktay Öztürk ve BDP'den Batman Milletvekili Ayla Akat Ata'nın yer aldığını kaydetti.
Bu komisyonun 24 Ekim Pazartesi günü saat 14.00'e kadar hazırlayacağı taslağı üst komisyona sunacağını belirten Çiçek, ''Usul ve yöntem ile ilgili biraz daha yoğunlaşmamız gerekiyor. Çünkü bu tür çalışmalarda bulunan arkadaşlarımız, uzmanlarımız da bilir ki usul, esastan önce gelir ve en az esas kadar da önemlidir. Eğer işi sağlam bir usulle götüremezsek, istenilen hedefe de ulaşamayabiliriz. Dolayısıyla bu çalışmaları sürdüreceğiz' dedi. Çiçek, bundan sonraki toplantıyı 24 Ekim Pazartesi günü yapacaklarını bildirdi.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi