Aşkı arayan kadın
Dünyaca ünlü şarkıcı Dalida’nın 30.uncu ölüm yıldönümünde yönetmen Lisa Azuelos tarafından çekilen biyografik dram, Dalida’nın 1933’ten 1987’ye dek uzanan yaşam öyküsünü başarılı bir anlatımla betimliyor.
1960’larda ve 1970’lerde tüm kadınlar Dalida gibi ünlü olmak isterlerdi, oysa ki Dalida’nın tek bir düşü vardı: Tüm kadınlar gibi sıradan bir yaşam sürmek.
1933’te Kahire’de İtalyan bir ailenin kızı olarak doğan Iolanda Gigliotti’nin çocukluğu zorluklar içinde geçti. Küçük yaşta kemancı babası Pietro Gigliotti, Nazilere yardım suçuyla küçük kızın gözleri önünde tutuklanarak kamplara götürüldü. Annesi ve üç kardeşiyle kalan Iolanda dış görünümüne çok önem veriyordu, bir anlamda kendi imajını kendi yarattı.
Ailesiyle Mısır’dan Fransa’ya taşınan Iolanda, 1956’da Fransa müzik endüstrisinin üç büyük ismi Bruno Coquatrix, Eddy Barclay ve Lucien Morisse’le tanıştı. Dalida adıyla Fransa’nın en ünlü konser salonu Olympia’da yarışan genç kadın Bambino parçasıyla bir anda ünlendi. Henüz 23 yaşındayken ülkenin en popüler sanatçısı oldu. Dalida ile Lucien birbirlerine aşık olurlar, Lucien karısından boşanıp Dalida ile yaşamaya başlar. Genç yaşında Lucien’in desteğiyle ünlenen Dalida ise kocasından çocuk sahibi olmak, sıradan bir yaşam sürmek istiyordur. Lucien ise yıldızlar çocuk yapmazlar, yaparlarsa efsaneyi bozarlar diyerek onu bu isteğinden vazgeçirmeye çalışır. Lucien’e göre en doğrusu Dalida’nın kariyerine odaklanmasıdır.
Sonunda Dalida ile Lucien evlenirler. Dalida, Lucien ile evlenmek için uzun bir zaman beklemiştir. Düğünlerinden bir ay sonra Dalida Cannes’daki bir partide genç ressam Jean Sobiesky ile tanışır. Lucien’i umursamayıp Jean’la tutkulu bir aşk yaşamaya başlar. Karısının yeni aşkını kıskanan Lucien onu müzik sektöründen silmeye çalışır. Başaramaz çünkü Dalida halkın sevgisiyle ünlenmiştir. Dalida kendisini halkın var ettiğini Lucien’e kanıtlar.
On yıldır Eddy Barclay’le çalışan Dalida kontratını yenilemekten vazgeçer, menajerliğini artık kardeşi Bruno yapacaktır. Bruno, İtalya’ya açılmak istiyordur, San Remo Festivali’ne katılmaya karar verirler. İtalyan şarkıcı Luigi Tenco’yla birlikte şarkı söyleyen Dalida gönlünü bu sıradışı adama kaptırır. Luigi’de Dalida’yı çok sever ama psikolojik dengesizlikler yaşamaktadır. Luigi yarışmada sahneyi terkedip intihar edince Dalida büyük bir Bunalıma girer. Dalida’ya gore yaşamla ölüm arasındaki en zor şey yaşamayı seçmektir. Ölümün ona daha yakın olduğunu derinden duyumsar. Luigi’nin ardından o da intihar etmeye kalkışır başaramaz. Sahnelere geri dönebilmesi için yaşama sevincini yeniden kazanması gerekmektedir. Kardeşleri Bruno’yla Rosy onu hiç yalnız bırakmazlar.
1967’de Roma’da 18 yaşındaki edebiyat ve felsefe öğrencisi Lucio Sanieri ile tanışan Dalida aradığı mutluluğu bu genç adamda bulur. 34 yaşındayken hamile kalır. Koyu bir Katolik olduğu ve kendisinden küçük biriyle evlenmeyi göze alamadığı için kürtaj olur. Lucio’yu terkeder. Kendisini bulması gerektiğini yoksa kendini yitireceğini düşünen Dalida bir süre şarkıcılığa ara verip tinsel meditasyon yapar. Hocasından dünyadaki misyonunun şarkı söylemek olduğunu öğrenir.
İlk kocası Lucien Morisse’in intihar ettiğini öğrenen Dalida bir kez daha yıkılır. Luigi Tenco ile Lucien Morisse’in intiharlarından kendini sorumlu tutar. Mutlu olmak ve yaşama tutunmak için elinden geleni yapan Dalida bir yandan da suçluluk duygusuyla boğuşmaktadır.
1972’de Saint Germain kontu Richard Chanfray ona yeniden yaşama zevkini kazandırır. Birlikte tutkulu bir ilişki yaşarlar. Richard çok kıskançtır, bazen de bir çocuk gibi davranmaktadır. Bruno, kardeşinin disko müziğiyle şarkı söylemesinin zamanı geldiğini söyler. Dalida’nın Gigi L’Amoroso şarkısı Avrupa’da hit olur. ABD’nin ünlü Carnegie Hall konser salonunda şarkı söyleyen Dalida 46 yaşındayken dansta eder. Richard sürekli Dalida’yı aşağılar sonunda Dalida onu da terkeder.
1981’de Richard Chanfray’in tıpkı Luigi Tenco ve Lucien Morisse gibi intihar ettiğini öğrenen Dalida’nın suçluluk duygusu iyice artar. Evine kapanır, dış dünyayla iletişimini keser. Mısırlı yönetmen Yusuf Şahin’den oyunculuk teklifi alan Dalida, Altıncı Gün (1986) filminde oynar. Filmdeki başarısından bile mutlu olamayan Dalida gittikçe Yaşamdan kopmaya başlar, kendini yorgun, bıkkın, umutsuz duyumsamaktadır. 3 Mayıs 1987’de “Hayat benim için dayanılmaz oldu” notuyla yaşamına son verir.
Dalida rolünde genç oyuncu Sveva Alviti eksiksiz bir yorum sunuyor.
Dalida Yönetmen: Lisa Azuelos Oyuncular: Sveva Alviti, Riccardo Scarmarcio, Jean–Paul Rouve, Nicolas Duvauchelle, Alessandro Borghi, Niels Schneider, Valentina Carli, Patrick Timsit, Vincent Perez/ 2017,112 dakika, BirFilm, Format: Dvd.
En Çok Okunan Haberler
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği