‘Barış mümkün mü’ denilirken

Operasyon, hem cemaat hem de AKP içinde “hala barış mümkün mü” seslerinin çıkmaya başladığı bir dönemde geldi.

Yayınlanma: 15.12.2014 - 05:00
Abone Ol google-news

Aslında birkaç gündür beklenen ve dün gerçekleşen operasyon, ilginç biçimde hem cemaat hem de AKP içinde, “Bu kadar uzun ve sert kavgaya karşın hâlâ barışmak mümkün müdür” seslerinin yükseldiği bir ana denk geldi. Tam operasyon öncesinde hem AKP hem de cemaate karşı kesimler içinde de “Bunlar gene barışıp birlikte yine bize saldırırlar” diyen üçüncü bir gözün varlığı da dikkat çekiyordu.

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun yıldönümüne denk gelmesi nedeniyle dünkü operasyonun en çok zamanlamasına vurgu yapılıyor. 17 Aralık haftası operasyon için bilinçli olarak seçilmiş olabilir. Zamanlama açısından bir başka ilginçlik daha var. Operasyonun hemen öncesinde hem cemaat, hem AKP içinde hem de her ikisine de karşı olan kesimlerde “barış olasılığı” konuşulmaya başlanmıştı. Kavganın şiddetinin üst düzeyde olmasına ve görüntü öyle olmamasına karşın, kavganın tarafları olan AKP ve cemaat ile onları izleyen üçüncü kesim arasında operasyonun hemen öncesinde ortaya çıkan “barış” tartışmasının görüntüsü ve verileri şöyleydi:

Barış isteyen-karşı çıkan cemaatçiler: Cemaatin içinden bir kaynağım operasyona iki hafta kala barış konusunu ilk kez anlattı. Kaynağımın anlatımlarına göre cemaat içindeki durum
şöyle:

“Cemaat içinde kavga bu kadar kanlı olmasına rağmen hâlâ AKP ile barış imkânını arayan, hatta bu barışın sağlanması için çaba sarf eden bir grup var. Bu grubun temel özelliği tipik sağcı, devletçi, iktidar seven bir karakter sergilemesi. Bu gruptakiler aynı zamanda ‘ceo’ zihniyetli,
AKP ile iş yapmayı ve iş tutmayı seven, devletçi ve iktidarcı kesimler. Asla kendilerini muhalif olarak kurgulamamış, ‘muhalefette yapamıyoruz’ demeleri, hep iktidarda olmak istemeleri ortak özellikleri. Bunlara göre ortada zorunlu bir muhaliflik var ve bu muhaliflik örneğin Gezi ruhu ile, dolayısıyla sol değerlerle birliktelik demek. Ancak bunların lügatinde asla sol olmadığı için zorunlu muhaliflik bile bunları yordu. Şimdi AKP ile bu zamana kadar hep iktidar ve devletle iş tutmasının bir sonucu. Ancak cemaat içinde barış konusunda ikinci bir kesim oluştu ki bunlar çok dikkat çekici. Bu ikinci kesim ise AKP ile tam anlamıyla geri dönülmez bir düşmanlık
yolunda. Çok açık olarak AKP özeleştiri de yapsa, pişmanlık da getirse asla barışılmaması gerektiğini savunuyorlar. Ruh hallerini ‘AKP ağzıyla kuş tutsa da barışmayız’ diye tanımlayabiliriz.
Bu kesim ise geçmişte cemaat olarak AKP ile ortaklaşa yapılan ve çoğunlukla sola yönelik çifte standart ve haksız uygulamalar konusunda özeleştiri yapılmasını istiyor.”

AKP’deki sessiz barışçılar: Aynı kaynağım ve AKP içindeki bazı kaynaklarını tam operasyon öncesi AKP içindeki barış yanlılarına ilişkin anlatımları da şöyle:“Dershanelerden başlayıp 17 Aralık’la en üst düzeye çıkan ve süren kavga özellikle partinin daha kıdemli isimlerinde rahatsızlıklar yarattı. Yine parti teşkilatlarının eski isimleri de bu kavgadan mutsuz ve yorgun durumda ve son zamanlarda bunu ifade etmeye başladılar. Cemaatin tabanının tüm kavgaya rağmen partinin tabanındaki insan tipolojisiyle çok benzerlik taşıması, barışın
olmasını isteyenlerin en önemli gerekçesi. Cemaatle kavganın parti içinde daha genç ve yeni bazı isimlerin öne geçmesi, etkili konumları kazanmasına neden olduğunu da düşünüyorlar. Parti ve hükümette güç kaybettiklerini düşünen barış yanlısı AKP’liler cemaatle birliktelik günlerindeki mutluluklarını arıyor ve özlüyorlar. Ancak bu isteklerini kendi aralarında ve bir tür sessiz diyalog içinde gizlice dile getirebiliyorlar. Çünkü özellikle Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, hükümet ve parti yönetiminin bu konuda çok katı tutum içinde olması barışçı AKP’lilerin sesinin çıkmasını engelliyor.’

Üçüncü göz: İktidardaki ortaklıkları dönemi nedeniyle bugün kavga etseler de hem AKP hem de cemaate aynı uzaklıkta karşı olan bir kesimde de operasyonun hemen öncesinde yine bir barış tartışması sürüyordu. Bu kesimdeki barış tartışması da şu şekildeydi: “Bunların kavgaları ne kadar kanlı olsa da bugün yarın barışırlar. Hatta ha barıştılar ha barışacaklar. Üstelik de barışırlar ve yine birlikte eski günlerde olduğu gibi bize saldırırlar. O yüzden bunların kavgaları da samimi değil. Tek tek kendilerinin samimiyetine güvenilemez.”

 

AĞZIYLA KUŞ TUTSA BİLE

Operasyon öncesi cemaat içinde AKP konusunda iki karşıt görüş ortaya çıkmıştı. Bir grup, 1
yıldan fazla zamandır süren kavgaya rağmen AKP ile barışılmasını savunmaya başlamıştı.
İkinci grup ise bundan sonra “ağzıyla kuş tutsa bile” AKP ile barışa kesin karşı çıkıyordu.
AKP içinde de cemaatle barışılmasını savunanların bulunmasına karşın Cumhurbaşkanı
Erdoğan ve parti yönetiminin katı tutumu nedeniyle bu kesimin sesi çok çıkmıyordu. Cemaat
ve AKP’ye karşı olan üçüncü bir kesim içinde de “Bunlar bir gün yine barışıp birlikte bize
saldırırlar” şeklinde konuşmalar artmıştı. Operasyon tam böyle bir ana denk geldi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler