Başka bir dünya mümkün... Rus devrimi 100 yaşında

Önceki gece Rusya’nın St. Petersburg kentindeki Kışlık Saray önünde düzenlenen törenlerde büyük coşku vardı.

Yayınlanma: 06.11.2017 - 22:20
Abone Ol google-news

Tarihin akışını değiştiren büyük Ekim Sosyalist devriminin 100. Yılı tüm dünyada coşkuyla kutlanıyor. 7 Kasım 1917’de (Julyen takvimine göre 25 Ekim) gerçekleşen devrimin yıldönümü kutlamaları önceki gün Moskova ve St. Petersburg’da yapılan törenlerle başladı. Dünya komünist hareketinin katıldığı Moskova’daki büyük yürüyüş ise bugün 15.00’te gerçekleştirilecek. Birinci Dünya Savaşı devam ederken, Rusya’da 1917 tarihinde yaşanan Şubat ve Ekim devrimleri sonucunda, çarlık rejimine son verildi ve dünyanın ilk işçi devleti Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) kuruldu. Çarlık otokrasisinin baskıcı ve despot uygulamalarına isyan eden Rus halkını bir araya getirerek Ekim Devrimi’ni başarıya ulaştıranlar, karanlık gericilik yıllarına, umutsuzluğun zirveye çıktığı sürgün ve zorunlu göçmenlik dönemlerine rağmen çalışmalarına devam eden insanlardı. Tarihçi Edward H. Carr’ın da belirttiği gibi, Ekim Devrimi, Lenin önderliğindeki kadro toplamının şekil vermesi ile tarihte bilinçli olarak hazırlanmış ve gerçekleştirilmiş ilk devrim olma özelliği taşıyordu.

Buz kırıldı, yol açıldı

Lenin’in de deyimiyle buz kırılmış, yol gösterilmiş ve açılmıştı. Büyük Ekim Devrimi, dünyanın en ücra bölgelerine ulaştı ve dünyadaki bir çok halk hareketine ilham kaynağı oldu. Emperyalizme ve kapitalist sömürü mekanizmasına karşı ayaklanan halkların yardımına Sovyetler Birliği koştu. SSCB’nin varlığı dünya kapitalizminin planlarını kursağında bırakarak, emekten ve eşitlikten yana bir dünyanın mümkün olabileceğini kanıtladı.

Başka bir düzen mümkün

Başka bir düzenin mümkün olduğu iddiası Ekim 1917 ile birlikte artık sadece mevcut düzeni yıkmak değil, yenisini kurma iradesini taşıyordu. Bu nedenle 1917’de Rus işçi sınıfı, iktidarı ele geçirmesinin ardından bütün insanlığın önünde yeni bir örnek oluşturma sorumluluğunu da devralmış oldu. Bu aşamadan sonra tarihin ilk işçi devleti, savaşın ve sömürünün yaşanmadığı, emekçilerin mutlu bir hayat sürdüğü ve üretim araçlarının hızla geliştiği bir toplumsal mekanizmayı yaratma çabasına girişti. Türkiye’de de birçok sol parti ve sivil toplum kuruluşu, Ekim Devrimi’nin 100. yılını çeşitli etkinliklerle kutluyor. Son olarak geçen perşembe günü Tarih Vakfı’nda Y. Doğan Çetinkaya’nın sunumuyla düzenlenen “1917’nin 100. Yılında Devrim Konuşmaları- 3” başlıklı konferans geniş katılımla gerçekleşti. Dünya tarihi üzerinde iki devrimin model oluşturduğunu belirten Çetinkaya, 1789 Fransız ve 1917 Rus devrimlerinin sonraki kuşaklar için önemli örnekler olduğuna dikkat çekti. İşçi sınıfının oluşturduğu öz örgütlerin önemine değinen Çetinkaya, “Devrim sürecinde kimin kime bilinç taşıdığı, bir noktadan itibaren belirsizleşmeye başlarmıştır. Ortaya çıkan taban örgütlenmeleri ve özyönetim organları kısa sürede imparatorluğu çevrelemiştir. Sayısız yerel sovyetin yanında, fabrika komite ve konseyleri, asker komiteleri, köylü komünleri, işçi milisleri ve kızıl muhafızlar gibi onlarca farklı örgütlenme modelleri ortaya çıkmıştır” dedi. Bolşeviklerin lider kadrolarının haricinde nitelikli alt kadrolarının bulunduğunu belirten Çetinkaya, Ekim Devrimi’nin dönemecindeki Şubat Devrimi’nde birbiri ardına patlayan grevlerin temel taşıyıcılarının bu kadro toplamı olduğunu belirtti. Ekim devrimine doğru Bolşevik partinin 10 bin olan üye sayısının ekim ayına doğru 400 bin’e ulaştığını belirten Çetinkaya, “Mayıs ve temmuz ayından sonra tüm devrimcilerin Bolşeviklerin saflarına katıldığını görüyoruz. Mayıs ve temmuz ayından sonra artan gösteri ve grevlerin ‘Tüm iktidar Sovyetlere’ sloganıyla kışlık sarayı bastığını ve geçici hükümeti devirerek tarihin ilk işçi devletini kurduğunu görüyoruz” dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler