Bilimsel metin çevirmenlerine övgü

Sevgili okurlarım, bir kitabın değil bazen tek bir cümlenin çevirisinin, insanı bazen nasıl ümitsizliğe düşüren büyük bir emek gerektirdiğini bilir misiniz?

Bilimsel metin çevirmenlerine övgü
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.01.2021 - 14:53

      1965 yılı ürünlerinden uzunca şiirim “Bir Gün Mutlaka”nın ortalarında şöyle bir dize vardır: 

      “Ne yapsam...Ne yapsam… Dekart okuyorum sonradan"

       Dekart okuma isteğinin şiirdeki işlevi üzerinde ayrıca durulabilir. Söz konusu şiirde daha ilk dizeyle başlayan yaşam ve duygu sağanağına                Dekart(Descartes)okumakla bir an mola verme isteği, aslında o üniversiteli yıllarımdaki, yaşamımın da  gerçeğiydi. 

        Şiirlerin, romanların, siyasal metinlerin yanı sıra felsefe okuma isteğiyle de dolup taşıyordum.

        Hatta hukuk öğrenimine devam edemeyeceğim  daha en başlarda anlaşıldığında bir süre DTCF Felsefe bölümü derslerini izlemiştim.

         Fakat ne sevgili Nusret  Hızır Hoca’nın  daha çok matematiğe benzeyen modern mantık dersleri, ne de tutucu hocaların tekelindeki sağcı ahlâk felsefesi bana göreydi…

        Tutkumu, MEB klasiklerinin yeni baskılarını okumakla karşılamaya çalışıyordum.   Descartes’ın “Yöntem Üzerine Konuşma”sı, Leibnitz’in -pek de anlamadan okuduğum-“Monodoloji”si bunlardan aklıma ilk gelenlerdir…

         Fakat istediğim sanki tam olarak bu da değildi...Daha başka, daha yeni bir şeylerin arayışında gibiydim...Yabancı diller öğrenme tutkumun başlıca nedeni de buydu…

          Dilimizde bulamadığım kitapları bulup okumak…

                                                ***

     40’lı yılların ardından 60’lı yıllarda  ülkemiz bir çeviri cennetiydi denebilir. 

       Özellikle de siyasal metinler alanında. 

       Örneğin bilimsel sosyalizm metinlerinin okura böylesine bir hızla birbiri ardına sunulması önceki dönemlerin hiç birinde hayal bile edilemezdi.  

        Bu alanda, ikisi de artık hayatta olmayan sevgili Erdost kardeşlerin Sol ve ardından gelen Onur yayınlarına ve  o yayınların çevirmenlerine ülkemizin  düşünsel ve siyasal yaşamı çok şey borçludur.

        Fakat Batı dünyasında düşüncenin bütün alanlarında  ulaşılan  dorukların, 19 ve özellikle de 20. yüzyıl ürünlerinin hiç değilse belli başlılarının dilimize çevrilmeleri için bir kaç  on yıl daha geçmesi gerekecekti.. 

      Bugün, söz konusu bilimsel metin  çevirilerinin bir çoğunun arka sayfalarında yer alan baş döndürücü  kaynakçaları oluşturan ürünlere  (yabancı dil bilmeksizin) ulaşılması mümkün değilse de;;çağdaş düşüncenin, bilimsel araştırma alanlarının hemen hepsinde, küçümsenemeyecek  bir çeviri ürünü birikimine sahibiz. 

       Bunu ise, sadece yabancı dil bilgisi bakımından değil, çevirisini yaptıkları kişinin ve alanın derin bilgisine sahip olarak seçkinleşmiş bilimsel metin çevirmenlerimize borçluyuz.

                                                   ***

            İster istemez sadece kendi merak alanlarımla ve kendi okuduklarım)ya da okumakta olduklarımla) sınırlı kalarak örnekler vermek isterim.

              Yakın zamanda yitirdiğimiz sevgili dostum, arkadaşım Bertan Onaran’ın çevirileri olmasa,bana büyük düşünce ufukları kazandıran Wilhelm Reich’ı tanımamış olacaktım.

             Yine, düşünceleriyle karşılaşmaktan mutluluk duyduğum Büyük düşünür Ernst Bloch’un dev yapıtı “Umut İlkesi”ni Tanıl Bora’nın olağanüstü emek ürünü çevirisine borçluyuz. 

         Bir başka büyük bilim insanı Thomas Kuhn’un baş yapıtı “Bilimsel Devrimlerin Yapısı”ndan çok şey öğrendim. Çevirmen Nilüfer Kuyaş’ın önsözü, diyebilirim ki kitabın kendisi kadar önemli ve değerlidir.

      Sartre       

Şu anda elimin altındaki kitaplardan “Ölüm ve Felsefe”nin çevirmeni  Nur Küçük’ün 

çeviri emeğine ve başarısına hayranlık duymamak mümkün değil.

          Yine arada bir okumakta olduğum “Varlık ve Zaman”ın (Heidegger) çevirmeni(bu çetrefil düşünür üzerine kapsamlı  bir kitabı da olan) Kaan H.Ökten’in çabası için bütün övgü sözleri eksik kalır.

           “Heidegger,Moderniteyle Hesaplaşma/M.E.Zimmerman) adlı çevirisini okumak üzere ayırdığım Hüsamettin Arslan’ın  hemen hepsi Paradigma yayını olan çeviri listesi gerçekten baş döndürücüdür.

               “J.P.Sartre’dan “Varlık ve Hiçlik” çevirisi için (Turhan Ilgaz-.Gaye Ç.Eksen) benzer şeyler söylerim.

               Notlar alarak okuduğum  kitaplar arasından çekip çıkardığım  bir başkası:Ateizm.(Robin Le Poidevin/Ayrıntı Yayınları), bilimsel metinlerin her zaman başarılı çevirmeni Abdullah Yılmaz’ın bir çeviri ürünü.. 

                Bu yazıyı yazmakta olduğum sırada kargodan beklediğim bir kitap çıka geldi:

St.Augustinus, İtiraflar. Latinceden çeviren Prof.Dr.Çiğdem Dürüşken.

             Sevgili okurlarım, bir kitabın değil bazen tek bir cümlenin  çevirisinin, insanı bazen nasıl ümitsizliğe düşüren büyük bir emek gerektirdiğini bilir misiniz? 

                Yönetimdeki siyaset ülkeyi her şeyiyle uçurumun dibine çekmeye çalışırken bilimsel metin çevirmenleri bu ülkeyi  diliyle  ve düşünce dünyasıyla

 Prometheus’ca bir çabayla, çağdaş-evrensel düşüncenin burçlarına yükseltmeye çalışıyor.

              Bin sevgi onlara, bin övgü...

           .

             Kapakta: Heidegger

      

           .



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler